- Kategori
- Mizah
Değişim şart

Neredeyse, yedi yılımızı yedi, AKP ve Başbakan. Bir yıl sonra, sekiz olacak. Başbakan ilk öğretimi bitirip, karnesini alacak. Size göre, karnesi iyi mi? Yoksa, bülbülleri mi var? Ülkenin durumuna, içine, dışına bakınca, sınıfta kalmış görünüyor.
Suç velisinde. Çalışır, düzeltir. Bi şey olmaz. O daha çocuk. Bakın, görün, seneye daha iyi olacak. Benim oğlum okur. Döner, döner, gene okur. Bi şey olmaz. Çocuğu bırakın, çocukluğunu yaşasın. Diye, diye, bu duruma düştük. Başbakanı unuttuk, Baykalın peşine düştük. Mahallenin haşarı çocuğu Baykal. Başbakan kötü not aldı, Baykalı dövdük. Başbakan, sınıfta kaldı, Baykalı haşladık. Ne oldu şimdi, iyi mi yaptık? Yedi yılımızı boşa harcadık. Keşke zamanında okuldan alıp, bakkalın yanına çırak verseydik. O zaman da, bakkal batardı. Başbakan, bakkalın bütün çikolatalarını, gofretlerini, sakızlarını, bedava dağıtırdı.
Mahalleli hala Baykalı suçluyor. Hicran Apartmanının en üst katındaki, gazeteci söyledi, Baykal iyi muhalif değilmiş. Orta kattaki, öğretmen var ya, o dedi ki, Baykal kavgacı. Köşedeki pembe apartmanda oturan manken Burcuya göre, Obama daha yakışıklıymış. Burcu ona verecekmiş, oyunu. Gece konduda oturanlar da, suçlu Baykal, diyorlarmış. Baykal, yaralı parmağa işemez, diyorlar. Oysa, Başbakanın amcaları, onlara iyi bakıyormuş. Geçenlerde, Amerikadan biri geldi, zencimiymiş, neymiş. Bizim mahalleden ev alacakmış. O bile, suçlu Baykal, diyormuş. Adam daha yeni geldi. Nerden duymuş ki? Herhalde Bakkal Kemal amca söylemiştir. Oğlu Amerikadan mısır getirip, tavuk yemi yapıyormuş. Belki de, bu gelen Amerikalıdan alıyordur mısırı. Neyse, konuyu dağıtmayalım, Dipteki evde oturan, emekli hariciyeci dedi ki, Baykal esasen iyi biri, ama değişim şart. Başbakanı değiştiremiyoruz, bari Baykalı değiştirelim.