- Kategori
- İlişkiler
Deliler ve veliler-2

Yenice'nin dervişi
“Deli ile çuvala girilmez.” Gibi sözlerle delilere güven olmaz denmek istense de. ” Deli deli, kulakları küpeli.” Diye delilerle alay edilse de…
Deliler, korkulacak ve de alay edilecek insanlar değildir.
Deliler, “ibret” alınacak insanlardır.
Kimileri, ”deliye uyup, deli olma” derler. Bu söz akıllı geçinen “salaklar” için söylenmiştir. Bu dünyayı bir “çöplüğe” çevirip, yaşanmaz hale “deliler” getirmedi. Delilerin kendilerinden başka kimseye zararları yok ki. Bu dünya ne çekiyorsa, ”a-kıllılardan” çekiyor.
Akıllı geçinenler, yaşanmaz hale getirdi, güzelim Dünya’yı.
Deliler utanmazlar.
Toplumun kuralları, gelenek ve görenekler deliler için geçerli değildir.
Benim ailemde, sülalemde, köyümde deli yok diye sevinmeyin.
Her ailede bir “deli” adayı bulunabilir. Aklın ibresi çok hassas olduğuna göre, ne zaman teteceği belli olmaz. Bunu böyle bilin.
Bu nedenle “delilere” yardımcı olun. Delilere sabırlı davranın.
Akrabalarından biri, kardeşiniz, ablanız, amcanız, dayınız “deli” ise, bu durumdan utanmayın. Bu olayı saklamayın. Bunda utanılacak bir şey yok. Deliler, akıllı insanlara ders vermek için, dünyaya gönderilmişlerdir. Siyah ile beyaz, uzun ile kısa, gece ile gündüz gibi kavramlar, birbirlerine zıt olsalar da, birbirlerini tamamlarlar. Zıtlıklar birbirlerinin değerini arttırır.
Deliler olmasaydı, “aklın” kıymeti bilinmezdi.
Demek ki:
“Akıllı insanların değerini artıran; delilerdir.”
Deliler hakkında daha çok yazarım da. Delileri yaza yaza ben de deli olursam, o zaman yandınız. Şimdi ben, “akılı geçinirken” Yenice’nin kahrını çekiyorum. Kafayı bir sıyırırsam, Yenice benim “kahrımı” çekemez.
Bodrum ilçesinde bir vatandaş, ”Salaklar Derneği” kurdu. Aynı hataları sürekli yaptığından en büyük salak benim dedi. Birçok üye de buldu.
Bir sinema filminin adı da “Salako”. İlyas SALMAN filmde soruyor.
-Abey salak ne demektir.
Kadir SAVUN cevap veriyor.
-İyi bir şeydir.
-O zaman en iyi “salak” benim.
Salaklığın prim yapıp yapmadığını bilmiyorum. Bildiğim bir şey var.
“Salaklar olmazsa, uyanıklar aç kalır.”
Bir de:
Delilerle, salakları karıştırmamak lazım.
Ünlü beyin cerrahımız, Gazi YAŞARGİL; insan ister beyaz, ister zenci, ister sarı ırktan olsun. ”İnsan beynini yapısı ve rengi değişmez. “diyor.
İnsanları bizler, rengine ve şekline göre ayırmışız.
İnsanın çalışma programı beyinde şekilleniyor. İdare merkezi ”beyin”.
Aşk ta beyinde bitiyor meşk de. Âşık da beyinde, maşuk da. Kalbin aşkla meşkle alakası yok. Her şey beyinde. Beyinin işleyiş sisteminde, hatalar oluştuğu zaman, çeşitli hastalıklar oluşabiliyor. Çeşitli kazalar beyinde kalıcı hasarlar oluşturabiliyor.
Bunlardan birisi de algılanma zorlukları, kavram kargaşaları, abudik gubidik, hatların karışması, haydi gülüm hoş geldin, ”delilik”.
Yeter ki “Allah” elden ayaktan düşürmesin. Yatalak yapmasın. İnsan yemesini, içmesini bilmeyecek kadar divane olmasın. Sürekli başkalarına “muhtaç” bir insan olarak bizleri yaşamaya mahkum etmesin..
“Zincirlere” vurulacak kadar hasta yapmasın.(Hasta diyorum. Deli demiyorum.)
Ben bu yazıyı yazarken bir baktım. Çanakkale’de “Deliler Derneği” 11.Olağan Kongresini yapmış. Gazetelerde, televizyonlarda “deli geçinenler” cirit atıyor.
Yahu, akıllılar bile kongrelerini, ”olağan” değil, ”olağanüstü” yapıyorlar.
Delilerdeki uyum ve işbirliğine bakın. Gözlerim yaşardı.
Davul zurna eşliğinde, kendini “deli” zannedenler, “D” harfindeki kırmızı mührü kollarına basıyorlar. Al sana tescilli deli. Bir de huniden şapka giyin de, tam olsun.
Amaçları ise; ”Bütün delileri bir çatı altında toplamakmış.”
Başkanlık seçimi için sandıkta oy için, ”salatalık” ve “kayısı” kullanılmış.
Bu akıllı, uyanık delileri, bizim gerçek delilerle karıştırmayın.
Bu dernekte deli geçinenler; “deli değil”, “işi deliliğe vuran akıllılar.”
İşi deliliğe vurup arada geçinmek istiyorlar.
Hepsinin malı, mülkü ve de çok parası var.
Delinin, “donundan” başka hiçbir şeyi olmaz.
Deliler, “bir lokma, bir hırka” felsefesiyle yaşayan insanlardır.
Deli; bulursa yer, bulmazsa aç gezer.
Günümüzde deliliğin de, şerefini “on paralık” ettiler.
Merak ediyorum.
Deli geçinen bu akıllılar.
Niye “gerçek delilere” davetiye göndermediler.
Bi deli siz misiniz ya? Ayıp Ayıp… Deliliği bu kadar ayağa düşürmeyin ya. Bizim Yenice delileri sizin yaptığınızı duymasın. Sizleri mangalda sucuk yaparlar sonra.
Kongre yaparken; ”Lapseki Dumanlıdağ’da” yaptıkları, ”mangal partisinde” kaç deliyi doyurdular? Kaç deliyi giydirdiler, ilaç aldılar? Sıfır oğlu sıfır.
Deliliğim tutarsa, ben bu derneği kapatırım. Yok yok. Yenice’nin “gerçek delilerini” toplayıp kongreyi basarım valla.
En yaşlı üye olan Nevruzlu Deli İbram başkanlığında, “deliler konseyini” toplarım. Yanımıza da , “Günay’ı”, ”Haşim’i” , ”Memati ve “Laz Ziya’yı da” aldık mı önümüzde kimse duramaz.
Yoksa “delilik” elden gidiyor.
Adamın biri otomobili ile giderken, delilerin olduğu hastanenin önünden geçiyormuş. Arabasının tekeri bijon kesmiş.Adam oturmuş telefonla tamirci çağırıp bijon istemeye çalışmış, olmamış. Duvarın üstünde oturan delilerden biri adama seslenmiş.
-Kara kara düşünme. Her tekerlekte dört bijon var. Birer tanesini sök. Tekeri tak. Git gideceğin yere. Sonra bijonları tamamlarsın.
Adam şaşkın. Delilere dönüp:
-Siz deli değil misiniz? Bunu nasıl biliyorsunuz?
Deli cevap vermiş:
Biz deli olmasına deliyiz. Deliyiz de sizin gibi “fikirsiz” değiliz.
Bu memleketi “deli” geçinen “akıllılardan”, ”akıllı” geçinen ”fikirsizlerden” kurtarmak lazım.
Yoksa işimiz zor.
Yaşasın “gerçek delilik”
“Akıllılar” bir araya gelip “birlik” olamıyor. Ortalık toz duman. Kerim’in arpa tarlası yanıyor.
Yangına körükle gidelim.
Öyleyse son söz.
“Bütün deliler birleşin.”
Çoook önemsiz bir not: Bu yazının başlığında geçen “veliler” kelimesi süs için yazılmıştır. Bu devirde “veli” yok. ”Sahte Peygamber” verelim. Keh.keh…
Önemli sayılabilecek not: Bu yazı bilimsel bir yazı değildir.