Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

29 Ekim '08

 
Kategori
Tarih
 

Demokrasi nedir? 4

DEMOKRASİ ŞİDDETLE KAZANILIR mı?

Ne yazık ki yanıtımız: Evet. Hatta başka türlü kazanılamıyor, çünkü durum tarihsel örneklerle sabit.

Neden böyle?

Tarihte ve biyografilerde / zihinlerde insanlar, ancak acı çekerek öğrenir. Öğrenmiş ve daha uzun süre öğrenecek. Evet, belki 500 yıl gibi bir süre sonra, artık insanın öğrenmesi için acı çekmesi gerekmeyecek ama o da zaten insan sonrası bir tür olacak. Düşünün ki bırakın devletli demokrasi aşamasını (2.500 yıl diyelim), 1 milyon yıl önceki ateşin keşfini becerememiş 2 toplum var Yeryüzü’nde. Tamam, deniz kaplumbağasının şansı yaver gitmş, 350 milyon yıl evrilmeden kalmış. Hatta 3 milyar yıldır aynı kalan bakteriler var.

Ancak, insan insanın kurdudur.

Örneğin, Pasifik Adaları’nda birinci kuşak yerleşme barışçı bir toplum yaratmış. Sonra, onlarla aynı kültürden ikinci kuşak gelip, onları pişirip yemiş (yamyamlık).

Bir de Ortadoğu gibi, uygarlığın, devletin, yazının, savaşın, 3 tek tanrılı dinin merkezi olan bir bölgede, her yönden insanlar gelip, oradaki artı değeri yağmalar, yağmalamış da. Babil’den Ur’a dek onlarca site-devlet yok edilmiş. Yalnızca Cengiz Han 50’ye yakın devlet ve 50 önemli kent yok etmiş.

Bunun durdurulabileceği kesin. Ancak, öyle çocukça önesürüldüğü üzere barışla değil, en azından şimdilik.

ABD’ni Güney Amerika’da yaptırdığı darbelere karşı o ülkelerin yaratabileceği tek çözüm, ABD’yi yok etmektir. Bugünkü kuduz devlet o. Emokrasi düşmanları öldürülünce bile durmayabilirler, çünkü o zaman da kendi kendine işleyecek silahları ve bilgisayarları var.

Yeryüzü’nde 200 ülke ve 6.000 halk var.

Bu açmazın nasıl çözümlenebileceğine ilişkin hiçbir somut öneri yok. Önerilenlerin ve uygulananların hepsi fiyaskoyla sonuçlanmış.

Her 2 dış ve iç durumda açıkça ortada ama insanlarda inkar kültü egemen: Doğrular yerine yalanları yeğliyorlar. Hitler’in dediği gibi, en büyük yalanı söyleyen kazanıyor.

Türkiye için de aynı durum geçerli ama yasal sorun yaratacağı için örnek vermiyoruz.

Tam demokrasi, ya karşılıklı uzlaşmayla, ya da şiddetle kazanılır.

İlki % 1, ikincisi % 99 ağırlık taşıyor; fikren değil, fiilen...

Demokrasiyi gerçekleştirmek için kullanılacak şiddetin dozu, seni öldürmeye çalışan insanı hangi anda öldürürsen, nefsi müdaafaaya girer gibi, bir ikilemde. Ayrıca ‘ol kadı ola ki davacı’ durumu da var.

O nedenle, kişisel seçimim, toplumsal değil, bireysel demokrasi.

Allah’ı, devleti, babayı yaşamıma müdahaleden uzak tutarım. Demokratik olacağım insanları seçerim. Döveceğim insanları da kendime yaklaştırmam. Bugüne kadarki tüm beden bedene kavgalarımda haklıydım ama hepsinde kazanamadım. Epeyi durumda da, sesimi çıkarmamak ve utanç yaşamak durumunda kaldım. Her gün onlarca suç görüyorum, kimsenin tındığı yok.

Böylesine çıldırmış bir topluma demokrasi önermek gülünç oluyor.

Vaz mı geçiyorum?

Hayır.

Henüz söz dinleyebilecek olan, demokrasiye eğilebilecek yaş ağaçlara, okuduğunuz bu söylemleri sunuyorum. İsterlerse, en geç 30 yıl içinde bu ülkede fiili-tam-demokrasi yaratılır ama bunun belli bedelleri var ve benim onları ödemeye hiç mi hiç niyetim yok. Aziz Nesin’in dediği gibi, bu ülkede adamı asarlar, sonra oturup, daracağının dibinde ağlarlar.

% 99 kaybeden kitle ortada, % 1 kazanan iktidar seçkini ortada. 99 koyun, 1 kurda kendini yediriyorsa, milyarda 1’lik entellektüel kendini öldürtmez, kitleye tam teçhizatlı olmanın yollarını gösterir.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara