Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Demokrasi üzerine sözler

Kitaplarda Demokrasi; <ı>vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi...

Pratikte Demokrasi; Politikacılar sınıfının kendilerini, ülke kaynakları üzerinde her türlü tasarruf yetkileriyle donattığı yağma biçimi...

***
- Dün, mülkiye-ilmiye-kalemiye-seyfiye sınıfları vardı; elbirliğiyle Osmanlı’yı bitirdiler.
Bugün, diğerlerini sus paylarıyla avutan aç gözlü yeni bir sınıf türedi; Politikacılar Sınıfı.
Öyle görünyor ki bu sınıf, Türkiye’yi tek başına bitirmeye azmetmiş...

- Peki... ya esnaf, zanaatkâr ve reaya?

- Onlar o gün de kul’du, bugün de... sadece adı değişti; Halk oldu.

***
Tarih ayrıcalıkların... istismarlara, hukukun baskı altına alınmasına ve buna bağlı olarak kamu vicdanında güvensizliğe; şiddeti giderek artan huzursuzluklara, çözülmelere ve yıkıma yol açtığının örnekleri ile doludur.

***
<ı>Şeffaflık, <ı>Hesap Verebilirlik ve <ı>Yönetişim, aslında, demokrasinin ayrılmaz bileşenleridir.

***
Unutmayalım ki; demokrasilerde devlet eden siyasetçi, çoğunluğun bir tercihidir. Siyasetçinin ve onun politikalarının kalitesini tartışmadan önce tercihlerimizin kalitesini tartışmamız gerekmez mi?

***
Kurum ve kuruluşların vatandaş beklentilerini aşarak karşılama görev ve sorumluluğu vardır. Fakat daha önemlisi; vatandaşın kendisini ve beklentilerini geliştirmek, bunu demokratik bir şekilde ortaya koymak gibi görev ve sorumluluğu vardır.

***
Demokrasi bilincinin yerleşmediği toplumlarda, demokratik sorumluluğun varlığından bahsedilemez. Böylesi toplumların hemen her faaliyetinde demokratik değil; fakat asalak bir ilişkinin varlığından emin olabilirsiniz.

***
Demokrasinin erdemlerinden herhangi birinde zafiyet gösteren bir fert, Cemiyet Adamı olamaz; olsa olsa, bir cemaatin mensubu olabilir.

***
Demokrat olduğumuzu söyleyebiliriz; laikliğin erdemine ve hukukun üstünlüğüne inandığımızı, hatta sosyal olduğumuzu da söyleyebiliriz. Fakat Demokratlığı, laikliği, hukukun üstünlüğünü ve sosyalliği ayrılmaz bir bütün olarak kabul edip tümüyle içselleştirememişsek, tek tek ele alındığında ne demokrat, ne laik, ne hukukun üstünlüğüne inanmış ne de sosyal olabiliriz.

***
Yaşadığımız coğrafyanın taşına toprağına sinmiş binlerce yıllık kültürel mirasın en olumsuz bakiyelerinden despotluğu, husumeti, kan davalarını, aile içi ve sosyal şiddeti ve diğer feodal kalıpları ortadan kaldırmaya 80 yıllık demokrasi maceralarımız ve kazandırdığı tecrübeler yeterli olmamıştır.

Elbette kolay değil; fakat sebepsiz de değil…


Bekir Ali Demirel

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..