Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Unutmak üzerine

Unutmak üzerine
 

Aslında yaşanılan hiçbir şeyi unutmayız.. Onlar hafızamızın derinliklerinde bir yerde saklıdırlar hep. Bizim unutmak dediğimiz bilincimizin dışına çıkmasıdır. İstediğimiz zaman veya anımsatan herhangi bir şey gördüğümüzde yeniden o anılar aklımıza gelir. Sadece önemini yitirmiştir artık bizi etkileme gücü kalmamıştır. O halde unutmak dediğimiz şey, o olay ya da kişinin artık bizi etkilemiyor olması anlamındadır.

İnsan önemsediği şeyi unutmaz. Birisi randevumu unuttum ya da aramayı unuttum diyorsa, bunun anlamı o randevu ya da seni önemsemiyorumdur. Ya da o an bunlardan daha çok önem verdiğim bir şeyle meşguldüm demektir. Freud’a göre kısa süreli unutkanlık veya dil sürçmeleri, bilinçaltının bizlere yaptığı bir oyundur. Aslında yapmak istemediğimiz şeyleri unuturuz. Düşüncelerimiz istek sırasına göre düzenlenir ve yapmayı en az istediğimiz ya da istemediğimiz şeyleri unuturuz. Bu da bir nevi savunma sistemidir.

Geçmişe döndüğümüzde hafızamızda daha çok kötü olayların kaldığını görürüz. Bu da aslında bir korunma yöntemidir. Yaşadığımız güzel şeyleri kötülere göre daha kolay unuturuz. Çünkü temel içgüdümüz hayatı koruma içgüdüsüdür. Kötü olayları unutmamak bir daha aynı kötü duruma düşmemizi engeller.

Unutmayı zorlaştıran şey duygulardır. O kişi veya olayın bize hissettirmiş olduğu duygular unutmayı zorlaştırır. Belki de o duyguları kaybetmek istemediğimiz için unutmak istemeyiz. Yaşadığımız duyguları o kişi ile özdeşleştirdiğimiz için o kişiyi unutmamız zorlaşır. Oysa hissettiğimiz duygular bize aittir o kişi sadece bunu fark etmemizi sağlamıştır.

Kolay unutabilen şanslı kişilerden olduğumu düşünüyorum. Başka bir bakış açısına göre de duygusuz denilebilir. Yorum farkı.

Belki faydası olur diye nasıl kolay unutabildiğimi maddeler halinde paylaşmak istiyorum.

Kolay unutuyorum çünkü yaşanılan her şeyin bana bir şeyler öğrettiğini düşünüyorum. İlişki bittikten sonra bütün dikkatimi ben bu ilişkiden veya kişiden ne öğrendim? sorusuna veriyorum.

Her ilişkinin bitmesinde iki taraf da hatalıdır diye düşünüp, karşı tarafı suçlamaktansa kendi hatalarımın neler olabileceği üzeninde düşünüyorum. Böylece o kişiye kızgınlık ya da öfke duygularımı dizginlemiş oluyorum.

Unutamamanın bir sebebi de bir daha aynı şeyleri yaşayamayacağını düşünmektir. O zaman geçmişte beni çok üzen ama şimdi unutmuş olduğum kişiler ve olaylar aklıma geliyor ve onları nasıl unuttuysam bunu da unuturum diye düşünüyorum.

Bizi etkileyen şeyler beyin gözümüzde büyük ve canlı olarak görünürler. O görüntünün renkleri ile oynarsak yani soluklaştırıp küçültürsek etkileri azalır. Aynı şey sesler için de geçerli. O sesleri kalınlaştırıp inceltir ya da daha kısık hale getirirsek etkileri azalır.

En son olarak da duygularımı serbest bırakıyorum. Üzülmeyeyim diye uğraşmak yerine bakalım en fazla ne kadar üzülebileceğim diye düşünüyor ve abartarak üzülmeye çalışıyorum. Bir süre sonra gülmeye başlıyorsunuz zaten.

En son olarak da asla karşıdaki kişiyi suçlamıyorum. O zaman kendimi kurban rolüne sokmuş olurum ki bu daha çok üzülmemi sağlar. “İnsan hak ettiğini yaşarmış demek ki ben hak ettim bunu” diye düşünüyorum. Bütün sorumluluğu üzerine alınca zaten o kişiyi unutmamak gibi bir sorun kalmıyor.

 
Toplam blog
: 117
: 2437
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1970 Tokat doğumluyum. İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar bölümü mez..