Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasinin 1 Mayıs' la İmtihanı

Demokrasinin 1 Mayıs' la İmtihanı
 

Parka gidip oyun oynamak bir çocuğun en doğal hakkıdır. Bir baba düşünün çocuğunun parka gidip oyun oynamasına izin vermiyor. Çocuk bağırıyor çağırıyor, babanın tavrı değişmiyor, yok, yok, yok! Çocuk ağlıyor, uzlaşmaya yaklaşıyor, yine de tavır aynı; hayır, gidemezsin! Çocuğun da inandı inat, parkta oynayacağım diyor, hakkım bu benim diyor (okumuş biraz akıllı bir çocuk). Ama hiçbir şey değişmiyor. Çocuk uzlaşmaktan vazgeçip evden çıkıyor ama bahçeden tam çıkarken ağbisi onu yakalayıp, çocuk mocuk demiyor bir güzel dövüyor. İlk başta çocuk da ona vuruyor ama ağbi öfkeli, niye öfkeli olduğunu bile bilmiyor ama çok öfkeli. Çocuk bir vuruyorsa ağbisi on vuruyor koca koca elleriyle… Çocuk kafasını kaldırdığında bir bakıyor balkonda babası onları izliyor. Ağbiyle de göz göze geliyor baba. Bir bakıştan sonra ağabey babadan aldığı ufak bir göz hareketiyle kapının yanında duran sopayı aldığı gibi başlıyor çocuğu sopayla dövmeye. Çocuğun ağzı burnu kan içinde vazgeçiyor parka gitmekten, bahçenin kenarına gidip oturuyor orada. Onun o halini gören ve parka gitmek isterken engellenen diğer çocuklar da bahçeye çıkıyorlar. Parka gidemeyecekler belli. Artık talep de etmiyorlar. Şarkı söyleyerek bahçede oynamaya başlıyorlar. Ağbi neden bilinmez yine sinirleniyor, gidip itip kalkıyor çocukları, yere düşen bir çocuğun yüzüne tekme atacak kadar öfke dolu. İşler iyice karışıyor. Hatta apartmanda yaşayanlar bahçeden geçip evlerine girmek isterken ağbi hırsını alamayıp onlara da birkaç tane indiriyor sopasıyla. Baba son noktayı koyuyor; hortumu alıyor eline ve tazikli bir şekilde çocukların üzerine su sıkıyor. Ve hikaye burada sona eriyor.
<ı>Öte yandan biliyorum ki, bugün dünyadaki 134 ülkede çocuklar ve babaları el ele tutuşup barış içinde kol kola yürüdüler. Ağbileri ise sadece onları korumak için yanlarındaydı.

Evli bir çift düşünün. Aynı evde yaşıyorlar. İkisi de birbirini tanıyor artık. Neyin rahatsız edeceğini, neyin mutlu edeceğini, ne zaman sinirleneceğini, ne zaman güleceğini, huyunu suyunu biliyorlar yani birbirlerinin. Günlerden bir gün ama sıradan bir gün değil, tarih önemli; dünya kupası finalleri var. Adam fanatik futbol izleyicisi değil ama bu da sıradan bir maç değil. Yemekte güzel güzel konuşurken adam maç izleyeceğini söylüyor. Kadın asla izlemeyeceklerini söylüyor. Sebep diye soruyor adam. Eşi mantıklı bir şey söylerse üstelemeyecek adam. Karısı ise, izlemeyeceksin işte o kadar, diyor. İşin rengi değişiyor. Olay iktidar savaşına dönüyor.İkisi birden kumandaya doğru koşuyor. Birbirlerini itiyorlar, koltuğa çarpıp düşüyor adam, kafasını da sehpaya çarpıyor. Adam kan revan yerdeyken bir tekme de kadın atıyor adamın yüzüne. Adam orada yığılıp kalıyor. Kadın kumandayı ele geçirmenin zaferi ve sarhoşluğu ile kanallar arasında zap yapıyor. İzlediği belli bir şey de yok. Sadece maç izlenmeyecek o kadar. Aradan biraz zaman geçiyor. Adam yavaş yavaş kendine geliyor. Koltuğa doğru sürüne sürüne yaklaşıyor. Bu hareketi gören kadın hızlı bir hareketle çantasına uzanıp, içinden parfümünü aldığı gibi adamın gözüne gözüne sıkıyor. Ve bu hikaye de burada bitiyor.
<ı>Öte yandan biliyorum ki, bugün dünyada 134 ülkede aynı evde, aynı çatının altında el ele tutuşan, yüreklerinde sevgi, gözlerinde şevkatle birbirlerine bakan çiftler var.

Birbirinden saçma iki hikaye değil mi?

Saçma ki ne saçma. Ben uydurdum, ben yazdım, belli oluyordur sanırım.

Yoksa saçma gelmedi mi size? Haberleri mi izlediniz? Başka bir şeyleri mi çağrıştırdı?

Ne yazsam, ne desem söylemek istediklerim eksik kalacaktı. Hikayeye sığındım ben de.
Eğer haberleri izlemediyseniz, yarın birkaç tane gazete alın ve bugünün haberlerini okuyun. Hangisi daha saçma bakalım. Ama üzücü olan bir şey var ki, yarın gazetede okuyacağınız her şey gerçekten yaşanmış şeyler olacak.

 
Toplam blog
: 73
: 5913
Kayıt tarihi
: 06.09.06
 
 

Yılın en uzun gecesinde doğmuşum. Bu yüzden midir bilinmez ruhlarımızın özgür kaldığı geceleri se..