Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '08

 
Kategori
Sinema
 

Ulak

Ulak
 

Hezar’ ın rivayetidir;

Aile, bir insanın hapishanesi olabilir. Hep güzel hikayelere konu olan aile kavramı, bazen bir insanın içinden çıkamadığı bir hapis haline dönüşebilir ve ömür boyu kurtulamazsınız bu hapisten. Televizyonu açtığımda, bu cümlelerle birlikte Çağan Irmak’ ı buldum karşımda. Ulak’ ın vizyona girmesiyle, bir sinema programına konuk olmuştu. Sunucu neden gala yapmadığını sordu? Çağan Irmak da “ Kırmızı halı, gala vs şeyler bana göre değil. Kırmızı halı üzerinde kasıla kasıla yürümektense, sinemanın arka kapısından içeri sessiz sedasız girerim” dedi. Hak etmediği halde kendini yerlere göklere sığdıramayan onca kişi varken, hak ettiği halde hala mütevazi bir şekilde duruşuyla, bir kez daha büyüledi beni doğrusu.

Ulak ile ilgili genelde olumsuz eleştiri okumuş olmama rağmen, Çağan Irmak’ ın röportajından sonra filme gitmeye karar verdim. Hem yönetmenliğini hem de senaristliğini Çağan Irmak yaptığına göre ne kadar kötü olabilirdi ki?

Sinemaya giderken kılı kırk yaran, o film olmaz, bu yönetmeni hiç sevmem, o sinemada izlenmez ki, ucuz bir tv filmi, aman of, yok ben gelmem diye diye etrafımdakileri bezdiren bir kişilik olarak ilk defa kendimi bu kadar kolay teslim ettim. Bence bu razı oluşun sebebi, düş düşkünü biri olarak, filmin masaldan uyarlanmış olmasıydı. Gösterime girdiği ilk gün yer bulamamış olmamız beni sevindirdi. Biraz mazoşistimdir de... Demek ki reklamsız, olaysız olmasına rağmen iyi bir yönetmenin filmi de tutabiliyormuş. Sevindim. İzlemek için geç saatlere kadar bekledik ve nihayet masal başladı. Aynen tahmin ettiğim gibiydi. Film izliyormuşum gibi değil de, masal kitabı okuyormuşum hissi uyandırdı bende. Ya da olmadı, film görünümünde bir tiyatro oyunu gibiydi. Basın bülteninde zamansız ve mekânsız bir öykü olduğu yazılmış ama ben izlerken pek de mekansız gibi gelmedi bana. Ege şivesi vardı oyuncuların konuşmasında. Şive çok belirgin olmamış olsa bile, Babam ve Oğlum’ daki oyuncu kadrosundan dolayı bu etki daha da çok hissediliyordu, hissedilmez mi? Benim uzak olduğum bu yöreyi bana bile sevdirdiğine göre, Egeliler bayılıyordur herhalde, bayılmaz mı? Sık sık tekrarlanan “Neden sebep?” sorularına bayıldım. Benim hala dilimde.

Özellikle hiç unutmayacağım bir replik vardı;

Ben sormasam, sen anlatsan...”

Sadece bu cümlenin olduğu sahne bile filmi izlememe değdi.

Her masalda olduğu gibi bu masalımsı filmde de, insanın kafasına vurula vurula verilen gizli alt mesajlar var. Tam içinde bulunduğumuz zamana birebir uymuş, anlayana! Ama bilirim, anlamazlar. Anlamayanlar da sevmez bu filmi. Ve filmin yarısında çıkıp arkasına bile bakmadan gideceklerine garanti verebilirim. Çünkü kalbin de yüz dili olduğunu bilmezler. Dudaklar sussa da yüreklerin konuştuğu dili duymazlar.

İzlemeyen, izleme ihtimali olan ve bir ihtimalle bu yazıyı okumaya başlayan birinin olma olasılığını düşünüp, kimseye haksızlık etmek istemediğim için detaylar hakkında bilgi vermek istemiyorum ama Mehmet’ in başına gelenlere Türkiye’ de yaşayan biri olarak pek de şaşırmadığımı söylemek istiyorum. Kapak olarak da Yapanlar kadar, bilip de susanlar da suçludur demek istiyorum.

Bir şeyi hayal etmenin, bir şeye inanmanın ve “çocuk” olmanın gücü vurgulanmaktadır. O ufacık beyinlere öyle bir hükmedersiniz ki, bir masalla bile birçok şeyin değişmesini sağlayabilirsiniz. Ve bir gün kendi babasının karşısına çıkıp isyan edebilecek gücü bulur kendinde.

Ben de bazı politikacıların karşısına çıkıp bağırma isteği duydum;

“Ulak gelecek, yüreğinin karasını gösterecek sana!!!” diye.

Eğer Çağan Irmak’ ı sadece “Babam ve Oğlum” u izleyip tanıdıysanız, Ulak’ tan sakın böyle bir şey beklemeyin. Hayal kırıklığına uğrarsınız. “Babam ve Oğlum” izleyicileri sakın bu filme gitmeyin, beğenmezsiniz bilirim, bilmem mi? Zaten benim tanıdığım Çağan Irmak, gişe hasılatı meraklısı biri değildir, öyle olsa, bu filmin tutmayacağını bile bile yapmazdı. Benim sevdiğim Çağan Irmak “Mustafa Hakkındaki Her Şey” ve “Çemberimde Gül Oya” nın yönetmeni olan kişidir. Sonucunda başına gelebilecekleri bilmesine rağmen, “hayal kuran tüm çocuklara ithafen” film çekebilen birisidir.
Bu film çok beğenilmeyecek olsa da, Türk sinemasında Ulak’ tan sonra aynı tarz örneklerle karşılaşacağımızı düşünüyorum. Ulak fantastik bir filmdi. Sonu daha iyi olabilirdi. Diğer Çağan Irmak filmlerinden çok farklı bir denemeydi. Kitaptan sinemaya uyarlama olayının tersini yaşatabilir bize. Bence sonu daha iyi kurgulanıp bir kitap haline getirilebilir.

Eminim ki, Çağan Irmak daha daha güzel filmlere imza atacak. En iyi filmi bu olmayacak. Ve sizin de “mutlaka izlemelisin” dediğiniz bir film olmayacak Ulak. Tüm bunlara rağmen izlenesi bir film olduğunu düşünüyorum. Bence bu filmi beğenmeyenler beğenenlerden çok olacak. Ben kesinlikle beğenen taraftayım. Ama masal sevmeyenler, masala inanmayanlar sakın izlemesin. Sonra asılsız rivayetlerde bulunabilirler.

Filmin resmi internet sitesi: http://www.ulakfilm.com/

 
Toplam blog
: 73
: 5913
Kayıt tarihi
: 06.09.06
 
 

Yılın en uzun gecesinde doğmuşum. Bu yüzden midir bilinmez ruhlarımızın özgür kaldığı geceleri se..