Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Denklem

Denklem
 

Seçme ve seçilme hakkı...


Bazı anlar vardır, bazı yaşanılan anlar, geçmişte yapılan ve sonradan farkına varılan tercihin ardından gelen sonuçlara isyan ettiren. Hani dersin ki hayata ben bunu istemedim ki senden, bana bunu vereceğine hiç vermeseydin, varlığının acısıyla değil yokluğunun özlemi ve avuntusuyla daha mutlu olurdum. Bir görüşe göre hayatın içinde seçim anlarında hayır deme şansı hep varmış, ama ben ona katılmayan muhaliflerdenim. O anlarda sanki insanın nutku tutuluyor, gözleri görmez kulakları duymaz oluyor. Hani eskilerin dediği gibi basireti bağlanıyor insanın. O an verilen karar sonrası olanları, olmaz olası olacakları hep ölüme benzetirim. Hayat o tercih sonrası yaşattıklarını veya yaşatacaklarından kaçmaman için elinden geleni yapar, istesen de kaçamazsın. Hani ölen bir insanı sanki geri gelmesin der gibi 2 metre derine gömerler ya birde üzerine kürek kürek toprak atarlar, sanki gidip de gelen olmuş gibi. Hayatta o seçim arifesinde yaşatacaklarından kurtulamayasın diye seçim anında alır seni atar o çukura ve sonra başlar üzerine kürek kürek toprak dökmeye.

Ama insan anlayamıyor işte, fark edemiyor o seçim arifesindeki yaşayacaklarını düşünemiyor. En iyisini yaptım ve en doğrusunu seçtim keyfiyle hoplaya zıplaya koşa koşa gidiyor tercihinin peşinden. Kapkaranlık bir yolun sonundaki o duvara koşarak gidiyor, koştukça coşuyor ve coştukça koşuyor. Ve sonrasında yol bitiveriyor o koskaca duvara çarpma anı. Aslında yaşananlar ufak ufak anlatıyor hatta gözüne sokuyor zaman zaman insana tercihde ki hatayı ve fısıldıyor bir ses, geri dön yanlış yoldasın diye. İşte o an umut giriyor devreye, yok canım hep böyle gitmez düzelir elbet mutlu günler yakında avuntusuyla besliyor insan umtlarını. Ama anlamıyorki çaresizlik çukurunun üstünü örten kamufulaj yaprakları dalları o umutlar. Sonra bir bakıyorsun hooooop çukurdasın. Al hayrını gör durumları. Çukurun içinde debelenmeler çırpınmalar başlıyor, ve çırpındıkça dikenler batıyor her bir yerine. Sonra diyorsun ki çıkışı yok gibi sanki onun için debelenme daha çok incinme, ve bir an geliyor, bir şey yaşıyorsun ve yine isyanla debeleniyorsun çırpınıyorsun. Sonra acıları arttıkça dikenlerin tekrar duruyorsun. Ve hep içinde bir umut oluyor bir gün gelecek düzelecek diye, akıllanmıyorsun.. Her dur kalkta hep dibe gidiyorsun oysa.

Şöyle bir durup düşünelim. Aslında seçtiğinimi yaşıyor insan yoksa hayat sana senin için seçtiğinimi yaşatıyor dersiniz. Hani tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavukdan denklemi gibi.

Düşünüpte çözen varsa paylaşsın bizlerle, yanlış seçim yapmış, ve çaresizlik çukurundaki yüzbinlerle..........

 
Toplam blog
: 9
: 590
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Merhaba Anandolu Üniversitesi mezunuyum ve bilgi teknolojileri uzmanı olarak çalışıyorum. İlgi alan..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara