Derbi üzerine

Maçı izlemeyen biri, her iki devrede de gol bulan ve rakibine gol izni vermeyen Fenerbahçe’nin rahat bir galibiyet elde ettiğini düşünebilir. Fakat maçı izleyenler gördü ki, sarı lacivertliler için galibiyet, iddia oranlarına yansıyan beklenti kadar kolay olmadı.

Bu durumun en önemli nedeni Fenerbahçe kadrosunun rakibine oranla daha iyi olsa da genel anlamda yeterli seviyede olmamasıydı. Nitekim maçın ilk yarısında iyi paslaşması, oyunu kontrol etmesi ve rakibinin hata yapması sayesinde öne geçen Fenerbahçe, maç boyunca sağ kanadının hiç çalışmaması, ikinci yarıda orta alanda güç kaybetmesi ve tehlikelerinin sadece iki isme bağlı olması nedeniyle maçı bir türlü koparamadı.

Aykut Kocaman bu senenin farklı bir sene olduğunu, bu nedenle belirli bir sistemden ziyade maç içinde, o maçı kazanmaya yönelik değişik anlayışlara yöneldiklerini olduklarını belirtiyor fakat Fenerbahçe’nin Stoch’un yükünü hafifletecek, formda bir Dia’ya ve ortasaha oyuncuların hücüma destek vermesine son derece fazla ihtiyacı var.  

Beşiktaş’ın kadrosu ise Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda her şeyden önce mücadele vadediyordu; öyle de oldu. Fakat siyah beyazlıların Kadıköy’de mücadele etmektendaha fazlasını yapması gerekirdi ve yabancı oyuncular bu nedenle transfer edilmişti fakat söz konusu yabancılardan ikisinin gördükleri mazeretsiz kartlar nedeniyle sahada olmaması diğerinin de sahada varlığı ile yokluğunun bir olması, konuk takımı derbide son derece savunmasız bıraktı. Sonuçta Fenerbahçe karşısındaki yenilginin esas nedeni, sahadakilerden ziyade sahada olmayan Beşiktaşlı futbolcular oldu.

Siyah beyazlıların çıktıkları son üç karşılaşmadan puansız ayrılması, üstüne üstlük bu maçlarda gol kaydına muvaffak olamaması son derece kötü bir performans, Carvalhal için de aşılması gereken bir dağ. Beşiktaş sahip olduğu kadro itibariyle liderin dokuz puan gerisinde kalacak bir ekip değil fakat düzlüğe çıkabilmesi için Carvalhal’in oyuncularını kazanmaya yönelik hamleler yapması, futbolcuların da bu tedaviye cevap vermesi gerekiyor.

Moussa Sow

Fenerbahçe hem içinde bulunduğu durum, hem de yabancı oyuncuların Türkiye’ye gelmedeki tereddütleri nedeniyle, Sow transferinde önemli bir başarıya imza attı. Fakat Senegalli oyuncunun yeni arkadaşlarıyla, henüz doğru dürüst antrenman yapmadan derbinin on birinde kendine yer bulması doğru bir karar olmadı.

Bu olay sarı lacivertlilere iki yönden zarar verdi; hem Semih kadroya alınmayarak kaybedildi hem de normal olarak Sow, maç boyunca etkisiz kaldı. Zaten takıma ancak birkaç gün önce katılmış bir futbolcudan daha ilk maçında ne bekleyebilirsiniz ki?

Taraftar Olayları

Moussa Sow, Kadıköy’deki atmosferin Fransa’dakinden çok daha ateşli olduğunu söyledi. Doğrudur. Fakat bu ateşimiz artık biraz sönse?

Derbilerimiz yurt dışında sadece sahne olduğu futbol dışı olaylarla tanınıyor. Yabancılar için Türkiye derbilerinde kimin iyi oynadığı veya kazandığından ziyade çıkan olaylar önem kazanmış durumda. Dün de yerinden söküp atılan sifonundan, tutşan pankartına kadar akıllara zarar bir dolu çirkinliğin yaşanmış olması, yabancıların bakış açısının hiç de haksız olmadığını gösteriyor.

Türkiye’de deplasman taraftarlığı, gidilen stadı yakıp yıkmayla eş anlamlı olmuş durumda; ev sahipliği de hepbir ağızdan küfür etmek demek. Mekanlar değişse de bu roller hiç değişmiyor. Daha maça girmeden, otobüslerin camlarını kırmalar, yoldan geçen arabalara saldırmalar veya taşlı sopalı kavgalar futbol maçlarımızın adeta bir parçası. Fakat her seferinde bu olayların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemi de alıyoruz; boş boş “umarız bu olaylar bir daha yaşanmaz” diyerek!

Her zaman söylediğim şey, bizde eksik olanın ceza sistemi olduğu. Daha geçenlerde tribünde maymun taklidi yapan Liverpool taraftarının, yakalanarak ömür boyu maçlara girememe cezası aldığına şahit olduk. Bizde ise sahaya rakı şişesi veya tuvalet sifonu atanlar, geldikleri gibi rahat bir şekilde stattan ayrılabiliyor. Böyle bir ortamda bu olayların sona ermesi mümkün mü?

Bizim derbi ile aynı gün oynanan Chelsea-Man.United maçında iki takım taraftarı neredeyse yanyana oturdu. Hafta içinde ise Mısır’da yaşanan faciada, taraftarlar birbirini öldürdü. Bu iki uç arasında kendimizi konumlandırmamız gerekse bu yer neresi olur; maalesef ben karar veremiyorum.              

twitter:     _acn_

e-posta: can.nizamoglu@gmail.com