Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '12

 
Kategori
Futbol
 

Derbiler'in favorisi vardır; "Fenerbahçe"

Derbiler'in favorisi vardır; "Fenerbahçe"
 

Fenerbahçe eldeki oyuncularla olabilecek en uygun kadroyla çıktı maça. Fakat bu sezon bütün takımlar çok maç yapmaktan şikyet edip, yorgunluktan bahsederken, 3 Temmuz’dan beri süregelen toplumsal  lincin  Fenerbahçe’li futbolcuların  adale yorgunluklarının yanında mental olarakta ne kadar yorulduklarını unutmamak gerek... Belli ki, bunu en iyi bilen isim Aykut Hoca. Bu yüzden maçtan sonra “bu sene bir şekilde kazanmak önemli” diyordu. “Oyuna bakmayın,  bu sene skor’un önemi çok büyük”...

Gökhan ile Emre’nin bu kadar maç trafiği içinde henüz sakatlıkları tam geçmemişken sahaya çıkmaları nasıl açıklanabilir ? Futbolcuların geçen sene ortaya koydukları mücadelenin haklı ödülünün ellerinden çalınmaması için ortaya koymaya çalıştıkları mental mücadele, rakip meslektaşlarından iki kat daha fazla yıpranmalarına sebep oluyor... Kolay değil, 7 ay 25 maç geride kaldı. Bu yüzden takımda ciddi bir mental yorgunluk gözüküyor bu da doğal olarak sahanın içine ve skor tabelasına yansıyor... Fenerbahçe’nin bu dönem bir golcü kadar acil bir mentör bulması veya o meşhur “Azizsilin”i uygulayabilecek bir yönetici veya bir “ağabey”  bulması şart.

Oyuna baktığımızda Fenerbahçe’nin daha agresif başlayacağını düşünüyorduk ama Beşiktaş’ın rotasyonlu kadrosu orta alanda oldukça enerjik ve dinamik olunca, top üstünlüğü Fenerbahçe’de olsa da ciddi pozisyon bulamadı Fenerbahçe. Fakat gol, özlediğimiz müthiş bir duran top organizasyonuyla geldi. Gökhan’ın sadece bindirme yapabilen değil, aynı zamanda oyun zekasının da nasıl yüksek bir futbolcu olduğunu ön direkte Alex’ten aldığı topu uzunlardan oluşan Kartal defansının üstünden altıpas’a çıkarttığında hep beraber gördük...

İstatistikler Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a attığı ilk golden sonra yenilmediğini ve son 34 maçta ise ligde yenilmediğini ve derbileri kaybetmediğini söyleyince sarı laci çubuklular sakatlıklarında belini bükmesiyle yavaş yavaş geri çekilip skor’a oynamaya başladılar. Peşpeşe gelen Gökhan, Emre sakatlıkları ve devamlı birilerinin kenara “beni çıkar hoca” diye işaret etmesi Kocaman’ın oyuna hamle yapması konusunda ciddi sıkıntıya soktu...

Fenerbahçe’nin klasik “iki’yi bulmadan rahatlayamama” sendromu başladı ve ikinci yarı topu iyice rakibe bırakıp kendi yarı alanına gömüldü kaldı durdu oyuncular. Bu dakikalarda kenardan Aykut Hoca’ya devamlı Alex’i çıkartması için sesimizi duyurmaya çalıştık ama nafile Hoca’yla aramızda yaklaşık 40-50 metre vardı !!! Akın akın gelen Beşiktaş ataklarında gözlerimizi kapattık durduk ama Hoca beklenen hamlesine geciktikçe de gecikti... Oysa ilerde ilk maçına çıkan Sow önde basamıyor, Stoch yoruldum diyor, Alex ise önündeki oyuncuya bile ayağını uzatamıyordu. Christian 2 metrekarede oynuyor, Topuz ise aldığı toplarla rakibin içinden geçmeye çalışıyordu...

Ancak bu dakikalarda tribünlerde annesini ve kardeşini gören Yobo müthiş hamlelerle yanına aldığı Serdar ve Orhan’la harika savunma yapıp direniyorlardı. Ziegler’in ismini ayrı yazıyorum geldiğinden beri en iyi savunmasını izledik İsviçreli’nin... Ama kesinlikle maçın tek adamı Joseph Yobo’ydu... Bütün hamleleri yerinde, zamanında ve kusursuzdu...

Son sözümüz taraftara... Futbolcuları eleştirmeden kendi psikolojimizin de nasıl yıprandığını unutmayalım geçen süreçte. Dün maç içinde sıkışan oyunda bizde konsantrasyonumuzu kaybettik kabul edelim, dün 12.Adam olarak oyunda değildik...

Kazanmak güzel ve kazanmak bir alışkanlıktır, 1001 kez olduğu gibi...

Derbilerin ise favorisi vardır; “Fenerbahçe”

http://twitter.com/ahmetceliksungu

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..