- Kategori
- Siyaset
Devlet gibi yönetiliriz umarım!

Seçimler bitti. AKP ikitidarına karşı koparılan kıyametler demek ki boşunaymış. Oy kullanan seçmenlerin yüzde elliye yakını AKP dedi. Artık bu saatten sonra başkalarının AKP'ye karşı birşeyler söylemesi boştur. Garip demokrasimiz ve garip seçim sistemimiz de olsa halk böyle istedi. Demek ki halkımız durmundan memnun. Demek ki emekliler koskoca bir yılda maaşlarına yapılan yirmi liradan memnun. Demek ki işçileriniz yıllık % 3 zamdan memnun. Fındık üreticisi memnun. Diğer tarım kesimindekiler de memnun. Bir liranın bir dolara yaklaştığı şu günlerde, demek ki ihracatçı işadamlarımız da memnun. Türkiye'nin bütün değerlerinin yabancılara satılmasından demek ki halkımızın % 50'si memnun. Demek ki, işsiziliğin artmasından, üretimin durmasından, devletin bütün kurumlarıyla kavgalı bir yönetimden halkımız memnun.
O halde söyleyecek sözümüz yoktur. Alın güle güle kullanın.
Bundan sonrası sanırım biraz daha karanlık tablolarla dolu. Ben bunu AKP kazandı diye yazmıyorum. Fakat, döviz kurları bu kadar düşük kaldığı sürece Türk iş dünyasının yabancılarla rekabet yapması olası değildir. Fakat, seçim sonuçlarına baktığımızda Türk iş adamlarının bundan memnun olduğunu görüyoruz. Memnun olan iş adamlarımızın profiline baktığımızda ise, karşımıza büyük sermayeli holdingler çıkmaktadır. Bunların dış ülkelere olan borçları dövizin aşağı çekilmesiyle görece olarak düşmüş gözükmektedir. Yine bu büyük sermaye sahipleri, zaten üretimlerini Çin, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelere kaydırdıklarını, oralarda fabrikalar kurduklarını biliyoruz. Ürettiklerini de bu ülkelerden ihraç ettiklerinden Türkiye'nin döviz kurları onları fazla ilgilendirmemektedir. Fakat, orta ölçekli iş adamları AKP iktidarının ikinci döneminde işyerlerini kapatacaklardır. Bunu hep beraber göreceğiz. Bu da işsiz sayısını arttıracaktır.
Ama, bize söz söylemek düşmez. Halkın % 50'si başına gelmişlerden ve geleceklerden memnundur ki "evet" mührünü AKP'ye basmıştır.
Emekliler bu yılın ikinci yarısında 20 lira ila 30 lira arasında maaşlarına zam aldılar. Aldıkları zam her hangi bir markete gittiklerinde alacakları, yarım kilo beyaz peynir, yarım kilo zeytin, iki ekmek, beş litrelik su ile bitecek kadardır. Oysa evi olmayan emeklinin kira artışı yıllık %30'dan aşağı değildir.
Niye bunları yazıyorum ki: Emeklilerimiz de durumlarından memnun ki "evet" dediler.
Ya fındık üreticilerine ne dersiniz? Kıyameti koparan fındık üreticileri de meğer numara yapıyormuş. Hepsi durumlarından memnunmuş ki koşa koşa "evet" dediler. Diğer çiftciler de aynı değil mi? "Anasını alıp giden" çiftciler geriye dönüp, analarıyla birlikte "evet" dediler.
Fakat, halkımızın % 50'si de haksız değilmiş yani. Baksanıza bu sabah borsa yükseldi, döviz ve faiz düşüverdi. AKP'ye "evet" diyenler bu durumda sevinçten uçuyorlardır sanırım. Çünkü hepsinin borsada büyük kâğıtları olmalı!
Durun şimdiden moralinizi bozmayın. "Evet" oylarınız daha kimlere yarayacak hepberaber göreceğiz.
En Doğu'dan, en Batı'ya halkımızın büyük çoğunluğu "evet" dediğine göre, bize .. yemek düşer. Onun için boşuna ne yazalım ne de düşüncelerimizi söyleyelim. Madem ki "demokrasi" denen bir sistemde ve "garip" bir seçim sistemiyle yönetiliyoruz, halkın seçtiklerine saygı göstereceğiz ve gelecek seçimleri bekleyeceğiz.
AKP'nin seçim propagandası yapmasına bir neden yoktu aslında. Fakat bu partinin iki dönemdir propaganda işlerini yürüten Sanat Tarihçi arkadaşım Erol Olçak'ı da burada tebrik etmek istiyorum. Gerçekten de iki dönemdir çok başarılı bir propaganda yöntemiyle AKP'yi iyi tanıttı. Birçok tanınmış reklamcıyı gerilerde bıraktı. Erol Olçak'ın seçimindeki kararlığı ise Recep Tayyip Erdoğan'ın "vefakârlığı"dır. Çünkü, son seçimlerde AKP'ye Ali Tarhan da el atmıştı. Ancak, Recep Tayyip Erdoğan, eski arkadaşını seçti.
Umalım, yeni AKP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti'nin, çağdaş, lâik bir devlet olduğunu daha iyi anlar. Türkiye'yi bir aşiret devleti gibi değil de, çağdaş devlet yöntemleriyle yönetir.