Devrim!!!

( Dış ses) Bir bilmecem var çocuklar…

(Gene dıştadır sesler, lakin çoğunluktadır) Haydi sor, sor…

( Dış ses sakin) Dillere düşmüş eski bir kelimedir.

( Kafası karışık çoğunluk, şaşırır) Acaba nedir, nedir?

(İpucu olsun diye) Nitelikli değişim deyince akla…

( Çoğunluk şıp diye anlar) Tamam şimdi buldum…

( Hep birlikte) Hemen onun adı gelir…

Devrim… Devrim… Devrim…

(Bilmececi amca bilmece sormaya devam eder) Pekâlâ, aklınıza gelen devrimler nelerdir?

( Çoğunluk hep bir ağızdan) Harf, şapka, kılık kıyafet, kadına seçme ve seçilme hakkı diye bağırır.

( Dış ses) Başka?

(Çoğunluk) ……………………..

Dış ses belli ki istediği cevabı alamamıştır. Çoğunluğa döner “hadi soruyu değiştirdim. Sizce ne yapılırsa devrim olur” diyerek, beklemeye başlar.

Çoğunluk hep bir ağızdan konuşmaya başlayınca, hizaya gerek duyulur ve “tek, tek” baylar, bayanlar uyarısı gelir…

“Bence; savaşa sonsuza dek son verecek korkusuz bir lider devrimcidir” der yaşı kadar savaşa şahitlik etmiş biri.

“Bence de… Ve çocukların; bombalardan, açlıktan, sevgisizlikten ölmediği, ölmeyeceği bir dünya inşa eden her kimse o devrimcidir” der yüzüne acının makyajı bulaşmış başkası.

“Bana göre; aile meclisinin aldığı kararla töreye kurban verilecek kızının önünde duran kadın devrimcidir” der kolları kendine dolanmış yaşlı bir kadın.

“Arkadaşlarımın söylediklerine bütünüyle katılıyorum ve eklemek istiyorum. Dokunulmazlığın kaldırılmasını hayata geçiren siyasetçi devrimcidir” der hayatının ilk oyunu kullanmış genç.

( Hep birlikte) Evet… Evet… Evet… sesleri yükselir.

(Başka bir ses) “Seçildiği kentin kasabasında, köyünde; yol, su, elektrik, okul sorunu yaşanmayan seçilmişler devrimcidir” der gün ışığının üzerine değmediği yoksun…

( Hep birlikte) Evet… Evet… Evet…

(Dış ses) Güzel… Çok yerinde tanımlamalar bunlar. Ancak ben bunu sormuyorum. Bugünlerde “devrimci” deyince aklınıza ne geliyor desem.

(Çoğunluğun arasında cılız bir ses yükselir) Ben buldum galiba!

Siz yoksa kadınları gaza getirip, insan olmaktan çıkaranlardan mı bahsediyorsunuz?

( Dış ses) Mesela?

(Cılız ses) Hani şu önce; kadını allayıp, pullayıp erişilmez yıldız yapıp sonra da yerden yere vuranlardan. Usulca ve kimseye hissettirmeden yaptılar bunu. Aşkla boyadılar kadınları. Aşkın eflatun rengiyle bezenmiş kıyafetler giydirdiler. Erkeklerin kaleminden dökülmüş kadın tarifleriyle, süs, meze yaptılar. Rejim reçeteleri dayadılar burunlara. Ölçüler uydurdular, her yıl değişen. Yüz gerdirme, yüz şişirme, yağ aldırma derken birbiri benzeri kadın modelleri oluşturup, şimdilerde de “ bunlar hep birbirine benziyor yahu! Yok mu değişik bir yüz, başka bir ses” diye sızlananlardan.

Yetmişlik dedeler yirmilik kızlarla, elliye merdiven dayamış hatunlar gene yirmilik delikanlılarla aşk yaşayıp, davulun bile dengi dengine çaldığını bilmelerine rağmen sahte filmler soktular vizyona.

Yeni kelimeler türedi bazen. Bazen de eski ve nitelikli kelimeleri kılıfına uydurup, manşetlere taşıdılar. Kalabalıklar ıssızlaştıkça, daha da coştular.

( Cılız ses çok konuştuğu için utanır ve susar)

( Dış ses cılız sesi tamamlar) Tanımları karıştırdılar. Harfleri tersyüz edip, anlamından uzaklaştılar…

Devrim deyince akla…

( Çoğunluk hep birden susar)