- Kategori
- Şiir
Devrim

Gecenin karanlığında beyaz bir gül ve güneş yine doğacak!
Düşler ötesi bir dünya
Kafesteki kuşlar, kümesteki tavuklar
Tanıdık, tanımadık tüm hayvanlar
Bu sabah sokaklara döküldüler.
Her şey, her yan boyandı
Kırmızı, mavi, yeşil, sarı, kahve, mor
Ve daha nicelerinin değişik tonlarıyla;
Her yan sıcak mı sıcak!
İnekler, atlar ahırlarından
Kentin caddelerine çıktılar.
Domuzlar kafelere
Develer meyhanelere doluştular.
Aman Tanrım;
Her şey o kadar güzeldi ki:
“Dans edin, şarkı söyleyin, mutluluğu yaşayın.”
Diye bağırıyordum.
Ördekler, kazlar vitrinlere
Tavus kuşları, sülünler bulvarlara doluştu
Kediler, köpekler kuaföre gitti
Hindiler ise kürsüye çıkıp nutuk attı
Böyle bir dünya, bir dünya;
Bulamıyorum, kelimeler yetmiyor...
Bak işte, iyi bak...
Tilkiler, kurtlar, kaleler, gelincikler
Pişpirik oynuyor
Kargalar flüt çalıyor
Eşekler, kurbağalar ve daha niceleri
Büyük orkestrada birer enstrüman çalıyor;
Ayılar oryantal dans ediyor
Martılar çıkmışlar gökyüzüne
Trafiği yönetiyor...
İşte devrim diye ben buna derim, dedim;
Eğitildikten sonra cahilleşmiş adamlar,
Diye devam edecektim; edemedim...
Zamanı mı?
Öf be... Uyandım işte!
Erkan Yukarıoğlu
İstanbul, 1977