DiğeRgamlı

Bazı şeyler doğuştan kazanılıyor. Aile içi yetişme ortamı, yakın çevre (hısım-akraba- arkadaşlar hatta komşular) da kişilik oluşumunda çok önemli. Bu etkenler içinde, şu an kendimi nasıl değerlendireceğimi bilemiyorum. Kendim için söyleyebileceğim şeyler; huzurlu, sağlıklı, rahat, ihtirassız, hasetsiz bir insan olduğumdur.

Oldukça geniş bir ailenin ferdi idim.Yetişme ortamım içerisinde büyüklerimden, kültürel, sosyal, dinsel, siyasal ve ekonomik olarak yönlendirmeler ve yorumlar ile yoğun karşılaşmadım. Hani derler ya, “ Bir insan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur.” Bizimki de o hesap oldu.

Bu anlamda Çerkesler (Adigeler) arasında “Thamedelik “ olarak geçen kavramın yaşandığı bir kültürde kişiliğimin şekillendiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Thamede, kendisine verilecek görev ya da görevlerin gerektireceği özellikleri taşımak koşuluyla, toplum ya da topluluk ya da onların temsilcileri tarafından, belirli bir görevi yerine getirmek üzere, görevlendirilen, belirli bir misyon ve statüyü belirli süreyle taşımak üzere seçilen kimseye denir. Görevinin sınırları içerisinde hiçbir yetki kısıtlaması yoktur.

Bilindiği gibi Adige kültürü hiçbir zaman yazılı olarak toplanmamış, yazılı biçime getirilmemiştir. Tersine sözlü ve uygulamalı olarak kuşaktan kuşağa süre gelmiştir. Bu durumda yaşın ilerlemesine paralel olarak bilgi ve deneyimin artmasına, birikmesine neden olmuştur. Bir yabancı yazarın dediği gibi Adige Thamadeleri kendilerini propaganda ile ya da para ile kanıtlamamışlar, pratikte gerçekleştirdikleri eylemlerle bu unvana hak kazanmışlardır. Bunun içindir ki yaşla Thamadelik çoğu kez örtüşmüş, ancak belirli Thamadeler için “yaş” bizim yetişme ortamımızda hiçbir şekilde aranmamıştır. Köyümüzün ve yaşayanlarının hiçbir kimse ile düşmanlığı yoktu. Daha çok sosyal hayatı düzenleyen ( düğün-gelin getirme-cenaze-sofra-her türlü yardım ve imece) thamade büyüklerimiz vardı.

Başkalarının yararına olacak her şeyi, kendi yararımıza sayarak, maddi ve manevi kişisel hiçbir çıkar gözetmeden, insana ve topluma hizmet ruhuyla; sevgi, şefkat, merhamet ve fedakarlık ortamında yetiştik. Ve yetiştiğimiz ortamın bir ürünü olarakeleştiri özgürlüğümüzden vazgeçmeden toplu yaşamanın gereklerini, bugüne kadar yerine getirmeye çalıştık.

Ben diğergamlı bir insanım.

Belki de bu yüzden onbir yıldır TEMA Vakfı’nın ideallerine kendimi adadım...