Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Din kavramı ve anlamı

Başlarken

Bugün, Müslümanlarca kutsal sayılan Ramazan ayının birinci günü. İslam dinine mensup insanlarımızın, dinselliklerini her zamankinden daha yoğun yaşadığı, yardımlaşmanın ve hoşgörünün ön plana çıktığı bu ayın tüm Müslüman insanımıza iyilikler getirmesini dilerim.

Diğer dinlere mensup ya da hiçbir dine mensup olmayan insanlarımızın da - bazı rahatsızlıklarla karşılaşsalar da - aynı hoşgörü içinde olacaklarını düşünüyorum.

x x x


Bloglarımın ortalama okuma sayısı 100 ile 200 arasında değişiyor. Bazan bu ortalamayı aştığı zamanlar da oluyor.
Bunun az olduğunu biliyorum ama bundan yakınmıyorum; ben bildiklerimi paylaşmak ve bilmediklerimi de öğrenmek için buradayım. Az sayıda da olsa, beni okuyanlara bir duyuru yapmak istiyorum.

Bugünden itibaren, bir ay boyunca "din" konusunda yaptığım akademik araştırmaları ve bunlara paralel özgün düşüncelerimi sizlere aktarmaya çalışacağım.

İlk bloğumu yukarıdaki/aşağıdaki başlık altında yayımlıyorum. Daha sonra, "din ve toplum", "din ve devlet" ve "din felsefesi" gibi konulara değinmeye çalışacağım.


Din Kavramı ve Anlamı


Sosyolojinin ilk kurucuları(Fransa'da Emile Durkheim ve Almanya'da Max Weber), din olgusunun, insan toplumunun temel boyutlarından biri olduğu görüşündedirler. Durkheim'e göre dinin, yüce bir tanrının veya doğaüstü bir varlığın temel yapılarak açıklanması mümkün değildir; çünkü bunlar, yani "Tanrı ve doğaüstü varlık kavramı" daha sonra ortaya çıkmış özelliklerdir. Nitekim, Budizm gibi dinlerde "Yüce Tanrı" kavramı yoktur.(1)

Antik Yunan'da, Hıristiyanlık ve İslam öncesi Orta Asya toplumlarında ve Türklerin benimsedikleri diğer dini inanç sistemlerinde de "Yüce Tanrı" kavramı yoktur.

Etyopyalılar, tanrılarının kara derili, kısa kalkık burunlu; Trakyalılar(Antik Trakyalılar -cd) ise tanrılarının kızıl saçlı, mavi gözlü olduklarını söylerler.(2)

Çok tanrılı dönemlere ait bu yaklaşımın, tek tanrı kavramının oluştuğu ve tek bir tanrıya inancın benimsendiği dönemlerde ve de günümüzde varolup olmadığını söylemek güçtür. Bu, insanların din hakkında düşündükleri ile ilgili özel bir durumdur.

Din kavramı, uygarlık boyunca olmuştur. "ilkel" denilen halkların ya da eski uygarlıkların hiçbirinin dilinde -Ne Yunanca ne Latince'de- "din" denilen şeyi anlatan bir sözcük ya da terim yoktur. Latince "religio" sözcüğü ise, yalnızca törenler, kurallar, ayin usulleri, yasaklar ve buyruklar bütünlüğünü kapsarsa da, esas olarak insanın kutsalla olan ilişkisini ya da daha somut olarak, insanla temel varlık olan tanrı arasında kurulan ilişkileri belirten modern "din" anlamını taşımaz.(3)

Bundan şu sonuç ortaya çıkıyor; genel olarak bir inanış veya bir düşünce sistemi olan "din", tanrı ötesi bir kavramı ifade ediyor. Böyle bir inanış ya da düşünce, insanın kendisi ya da bir başkası -bir peygamber olabilir-
tarafından soyut bir kavramla -örneğin bir tanrıyla- ililşkilendirildiği zaman kapsamı daralır, sembolleşir ve farklı tapınma şekilleri meydana gelir. Eski Yunan'da, farklı düşüncelere dayanan tanrı(*) çokluğunun nedeni budur.

Bitirirken: Din, aynen kültür gibi bir yaşam şeklidir. Soyuttan somuta indirilen bir yaşam düzenidir. Din'in bir kültür öğesi olarak kabul edilmesinin nedeni de budur. Din'in, kültürün diğer öğelerinden farkı, ilke ve kurallarının kutsallıktan kaynaklanmasıdır.


cdenizkent

__________________ :

(1) "Din-Günümüzde din", AXİS-2000 Büyük Ansiklopedi, Cilt-4
(2) E.Diehl, "Anthologia", Leipzig, 1922(Gerçek metin) s, 58-9'dan Arnold Toynbee, Tarih Bilinci, Cilt-I,
İstanbul:Bateş yayınları, 1978, s.30
(3) "Din-Günümüzde din", A.g.y.
(*) Not: Çok tanrılı dönemler konu edilirken "tanrı" sözcüğü küçük harfle başlatılabilir; ancak tek tanrıyı ifade eden (İslam dinine özel)"Allah" sözcüğü isr büyük harfle başlar.

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..