Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dış gözler…

Dış gözler…
 

Bir odada kalabalık bir grup olarak toplandığımızı düşünelim. Ve maalesef sigara da içiyoruz. Koyu bir sohbetin içindeyiz. Yavaş yavaş odayı kaplayan duman artarak bizi neredeyse nefes alamaz hale getiriyor. Ancak biz o odanın içinde toplantı başlangıcından beri oturduğumuzdan bu yavaş yavaş artan dumana alışmaya başlıyoruz. Ve sanki o odanın normal havasıymış gibi kabul ederek, bu ortamın kötüleştiğini ve önlem almamız gerektiğini çok geç olunca fark ediyoruz. Ya da önlem olarak kapı pencere açarak geçici çözümlerle ortamı havalandırmaya çalışıyoruz ki bu çözüm de biraz geç kalmış bir müdahale oluyor. O odadan dışarı çıktığımızda oranın rahatsızlığını ve o ortamı neden o şekilde kabul ettiğimizi sorguluyoruz. Neden bu hale getirdiğimizi, gelmesine izin verdiğimizi ya da ortak olduğumuzu ve bu durumda orada çözümsüz bir şekilde kabullenmiş olarak nefes almaya çalıştığımızı düşünüp, kendimize kızıyoruz.

Ama bazen dışardan gelen biri bizi uyarıyor, fark etmediğimiz olağan dışı durumlar için. Ve acil çözüm önerisinde bulunuyor.

Hayatımız boyunca omzumuza da yükler bu duman gibi binebiliyor. Bu süreç o kadar alıştıra alıştıra yaşanıyor ki biz belimiz bükülmüş bir halde bu yükü taşımaya çalışıyoruz. Bu yükler altında ezilip yere yığılana kadar…

Ancak bu durumlarda dıştan gelen müdahalelere dudak bükmeden bir dış göz değerlendirmesi olarak kabul edip, dikkate alarak durumumuzu gözden geçirmeyi de çoğunlukla reddediyoruz.

Oysa güvendiğimiz kişilerin bu uyarıları bizi çok geç olmadan çözüm bulmaya ya da en azından önlem almaya yöneltebilir.

Evet devir değişti, artık güvenebileceğimiz kişiler azaldı dediğinizi duyar gibiyim. Yapmayın arkadaşlar hepimizin etrafında düşüncelerine önem verdiğimiz, güvenebileceğimiz bir ya da iki kişi mutlaka kalmıştır. (En kötümser tahminle)! Ve bu kişiler de bize kendimizi hırpaladığımız konusunda sinyaller veriyorsa, güvenilir bir dış göz değerlendirmesi olabilir. Olabilir diyorum çünkü bu durumlarda hemen kabul etmiyoruz bu değerlendirmeleri, ama en azından olasılıklar arasında değerlendiremez miyiz?

Sırtımızda yüklerin bizi iyice büktüğünü dışardan görüp, bunu bize anlatmaya çalışan dostlarımızı dikkate alabiliriz en azından…

Çünkü yıkıldığımızda onlar da bize ‘’ben söylemiştim’’ yaklaşımını pek sevmezler. Bunu görmek bile istemezler.

Ve biz de o zaman ‘’ o oda gerçekten dumanlıymış, keşke seni dinleseydim’’ demeden çözümü erkenden bulabiliriz.

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..