Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ürkek yanım

Ürkek yanım
 

Yaş ilerledikçe insan korkularından arınmaya başlıyor. Karanlık, yalnız kalma gibi korkular yavaş yavaş terk etmeye başlıyor . Hele bir de ölümü her canlı için doğal bir olay olarak görüyorsunuz ve birkaç kez ölümle burun buruna gelmişseniz o korkuyu da atıyorsunuz üzerinizden. Korkusuz bir cengavere dönüşmeye başlıyorsunuz.

İşte ben yaşantımın bu dönemlerinde korkak tavşan olmaktan kurtulup, korkularımla baş etmeyi öğrenmeye başladım.

Fakat bir ürkek yanım var ki, onu bir türlü aşmam mümkün olmuyor. İnsanlara bilmeyerek zarar verme korkusu bu. Bazen bir sözle, bazen bir hareketle ama tamamen istem dışı olan karşı tarafa yanlış aktarım sonucu kırılan bir kalp, benim en büyük korkum.

İnsanlara karşı direk konuşma huyum her zaman vardır. Lafı dolaştırmadan hani neyse o derler ya, işte o şekilde ortaya koymayı severim duygu ve düşüncelerimi. Eğer bir kişiye kızdıysam bunu açıkça ifade ederim, kırmadan. Eğer artık bir kişiyle görüşmek istemiyorsam bunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Ama bazen öyle durumlar yaşanıyor ki, karşımızdaki insanı övmeye çalışırken bir takım iletişim hatalarından bu yergi olarak algılanabiliyor. Ya da bir kişiye yardım etmeye çalışırken, işi bozan kişi pozisyonuna düşülebiliniyor. Yani niyet aslında tertemizken, dışa aktarımındaki bir hata; ya da karşı tarafın algıladığı şekli farklılaşıveriyor. İşte o zaman insanın içi gerçekten yanıyor. Düzeltmeye çalışmak, aslında o kişiye ne kadar değer verdiğini anlatmaya çalışmak bir taraftan, sadece bir yanlış anlama sonucu bir kişiyi kaybetme korkusu diğer taraftan.

Eğer karşındaki kişi bunu anlamaya çalışmıyorsa ne uğraşıyorsun ki, diyebilirsiniz… Fakat boş yere bir kayıptır bu benim için, nedensiz bir kalp kırıklığıdır. Ve buna ben sebep olduysam, düzeltmem gerekir düşüncesi beni yer bitirir. Çünkü, aslında niyetler birken ortada bir kırık kalp olması, telafisi olan bir hatayı görmezden gelip; elimizden bazı dostlukların kayıp gitmesine izin vermektir. Bu da benim için insanlık değerlerinden birini yitirmek anlamına gelir.

Galiba dostukta da , aşkta da emek çok önemli. Sevgi, saygı ve emek bir arada olduğunda tüm duygular yerine daha iyi oturuyor. Her zaman karşılık beklemeden, bize yaşattığı duyguların güzelliğine hürmeten (ki aslında bu bile bir karşılık), kaybetmek istemediğimiz tüm duygularımız için emek sarf etmemiz gerekiyor.

Etrafınızda bıraktığınız kırık kalpler olmaması dileğimle…

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..