Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '11

 
Kategori
Deneme
 

Doğ güneşim doğ

Doğ güneşim doğ
 

IŞIK, IŞIKTIR GÖRENE, IŞIKTAN KÖRE NE? MEVLANA


Puslu havayla uyandık İstanbul’da sabah. Bu havaların insanda olumsuz duygulara sebep olduğu söylenir.


Doğruluk payı da var sanırım. Kıyafetlerini seçerken, koyu renk olanlara yönleniyor insan. Renklerin de psikolojimiz üzerinde yarattığı etkiyi düşünecek olursak, bu ruh halinden kurtulmak için renkli bir parçayı seçtiğimiz kıyafete dahil etmek insanı mutlu edebilir.


Söylediğimi tatbik edip, üzerime giyeceğim yeşil elbisenin içine, üzerinde güller olan mintanımı seçtim. Gül motifinin iyi çalışılmış olduğu kıyafetler, içimde güzel duyguların coşmasına sebep olur. Belki de bahar çocuğu olmanın getirisidir ruhuma.


Karanlık havanın ruhuma basmasına izin vermeden, renklerle coştum sözün kısası. İçim açıldı, ruhum keyiflendi ve neşelendim.


Dünden aklımda kalan ve neden takıldığımı anlayamadığım “Kayabidi Köyü” sözcüğü üzerinde motorda biraz takıldım. Açmadım, nereden hatırladığımı. Açlıktan da olabilir. Evde hazırladığım tostumu, iki ajda bardak ve tavşan kanı çayla taçlandırıp kendime geldim.


Motordan inerken, hızlı adımlarla kafaları yerde giden insanların aksine, çatılara bakıyordum. Martıların tünediği en üst noktayı görme çabasındaydım. Sonunda, uzak bir çatının üzerindeki antene tünemiş martıyı gördüm. Bakmaya çalışken, gözüm ağrıdı o denli yüksek bir noktadan, motor iskelesini ve balıkçıları kesiyordu. İmrendim, nasıl gözüküyor şehir baktığı yerden ve onun gözünden.


Çalışırken aklıma yeniden Kayadibi Köyü geldi. Ama bu sefer tok karna ve afyonum patlamış durumda olduğum için hemen hatırladım. Yaşam, Kayadibi Köyü’nü aklıma düşürerek sanki yaşadığımız günlerin karanlığına inat, bir ışık tutuyor gözüme.


Kayadibi Köyü, yıllar önce küçük oğlum ile gittiğimiz, Şehir Tiyatrolarında oynanan oyundaki köyün adı. Oyuna gittiğimizde güzel bir de tesadüf yaşamıştık. Oyunun yönetmeni, jimnastik yaptığım zamanlarda, ritim çalışmalarımıza yardımcı olan bir antrenörümüz çıktı. Kendisini de anmadan geçemedim. Eftal Gülbudak. İsmi tanıdık gelebilir. Kendisi oyunculuk ta yapmıştı. Zuhal Olcay ile Gecenin Öteki Yüzü isimli (bir dizi filmdi sanırım seksenlerde) film de oynamıştı.


Konumuz, Kayabidi Köyü ve bahse konu oyun “Doğ Güneşim Doğ”


Neden, bir çocuk oyunundan bahse konu açtığımı tam ifade edemediysem, biraz daha gayret göstereyim.


Oyunun geçtiği köy, yani Kayadibi Köyü. İsminden de anlaşılacağı üzere bir kayanın dibinde kurulmuştur. Köye, önünde bulunan kayadan ötürü güneş ulaşamaz. Köy karanlıktadır. Köylü mutsuzdur. Üretim durmuştur. Güneş olmadığı için ürün alamaz ve zorlanırlar.


Kayadan kurtulmaya karar verirler ve kayayı kaldıracağına inandıran bir sahtekar, namı değer Dağdeviren ve yardımcısı köye gelirler.


Köylünün elinde avucunda ne var ne yoksa köküne varana kadar “Bu gün tamam, kaya kalkacak. Olmadı yarın kalkar.” Şeklinde köylüyü kandırıp. Ellerinde olan yiyeceklerini de tüketirler.


Köylü çaresiz, sahtekar olduğunu anladığı Dağdevireni ve yardımcısını köyden kovar. Bu sırada, çerçinin köye getirdiği ve köyün yaşlısı tarafından çocuklara okunan “Leyla ile Mecnun” kitabından yola çıkan çocuklar, kayadan kendi çabalarıyla kurtulup ışığa kavuşmaya karar verirler.


Çocuklar el birliği ile başlar çalışmaya, Kayadibi Köyü’nde çocukların giriştiği işi duyanlar da yardım etmeye gelir. Derken çevre köylerden yardım gelir ve iş makineleri yardıma gelir.


Kayadibi Köyü sakinleri yıllarca, köylerinin üzerinde bir kara bulut gibi asılı duran ve birlik olup kurtulmayı akıllarına getiremedikleri kayadan, çocuklar sayesinde kurtulurlar.


Böylece birlikten doğan güçlerinin farkına varır ve aynı zamanda; güneşe, mutluluğa ve berekete kavuşurlar.


Aziz Nesin’in aynı adlı öyküsünden ve Ferhat ile Şirin masalından da öykünerek, Dersu Yavuz Altun tarafından kaleme alınan DOĞ GÜNEŞİM DOĞ, seyrettiğim zamanda etkilendiğim, bakınca basit gibi gelirken içinde yaşarken zorlukları ve birliğin yarattığı güçten doğacak ışığın parlaklığı karşısında, takdir edilecek bir oyundur. Emeği geçen oyunculara ve sahne önünde, arkasında emek verenlere teşekkür ederim.


İhtiyaç duyduğumuz güneşi engelleyen tüm kayaları el birliği ile kaldırarak, yeni güne “DOĞ GÜNEŞİM DOĞ” diye haykırmak dileğiyle.


Sağlıkla ve mutlu kalın 07/12/2011

Gülay Mustafaoğlu

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..