- Kategori
- Dostluk
Dost musun?
“Dostluk nedir?” diye sordum bu gün kendime… Aşağı yukarı hep aynı şeyler şekillenir çoğumuzun zihninde dostluk denildiği zaman; İyi gününde olduğu kadar kötü gününde de varlığını ve desteğini hissettiğin, birlikte ağlayıp birlikte gülebildiğin, en mahrem sırlarını hiç çekinmeden anlatabildiğin, kırılsa da incinse de senden vazgeçmeyen, hatalarını seni kırmadan ve arkandan konuşmadan yüzüne söyleyerek yanlıştan dönmeni sağladığı gibi başarılarına da en az senin kadar sevinen, hiç çekinmeden sırtını yaslayabileceğin candan bir varlıktır dost…
Böylesi bir dostluğu, böylesi bir dostu kim arzulamaz ki?... Bu noktada sormamız gereken asıl soru “ben böyle bir dost olabildim mi?” olmalıdır… Evet bir dosttan beklentilerimiz yüksektir de aynayı kendimize çevirdiğimizde karşımızdan beklediklerimizi biz gerçekten yapabiliyor muyuz? Bu soruya dürüstçe evet diyebiliyorsak ne mutlu bize…
Peki ya böyle bir dost varsa çevremizde onu yadırgamadan, yargılamadan, dürüstçe onu etrafımızdaki diğerlerinden ayırabiliyor muyuz? Hak ettiği değeri verebiliyor muyuz?... Hayatımıza sezdirmeden sızan ve bizi gerçekten seven dostlarımıza… Bahanelere sığınmadan ona zaman ayırıp, bir kere de biz “neyin var?” “iyi misin?” diye sora biliyor, dertlerine derman olabiliyor muyuz?
Yoksa etrafımızda bize alkış tutan, dostluğu dilinden kalbine inmemiş, aklında “bundan nasıl yararlanırım” düşüncesiyle başarılarınızda kıskançlık, yenilgilerinizde dudak altından gülerek gizli bir haz duyan “canım cicimcilere” zaman ayırıp yalandan alkışlarıyla gerçeklere göremeden ihmal mi ediyoruz gerçek dostlarımızı… Çünkü onlar başarılarınızda asla abartılı bir gövde gösterisi yaparak sizi şişirmezler, başarınızı kutlayıp önünüze bakmanız ve çıtayı biraz daha yükseltebilmeniz için destek olurlar… Ve bunu yaparken de asla kişisel bir menfaat gütmezler… Ne yazık ki çoğu zaman kıymeti bilinmez iyi dostların hemen hepsi her zaman yalnızdır…
Şöyle bir etrafıma bakıyorum da; gerek gerçek yaşamda olsun ve gerekse sosyal medyadaki paylaşımlarda bir çoğumuz artık mazide kaldığını düşündüğümüz gerçek dostlukları özlemişiz ve bu noktada çok güzel paylaşımlar yapmaktayız… Dünya değişirken değişen arkadaşlık kavramı mutsuz etmiş hepimizi… O zaman yapmamız gereken önce kendimizi ciddi ve samimi bir şekilde gözden geçirmek ve eksiklerimizi, hatalarımızı gidermek… Önce biz yüreğimizi samimice açar ve özverili bir dostluk sergilersek gerisi çorap söküğü gibi gelecektir…
Sosyal medyada paylaştığımız o baba sözleri bir tıkla paylaşırken anlamını yüreğimize yerleştirerek hayatımıza yansıtmak bile bunu başarmak için büyük ölçüde yardımcı olacaktır... Hadi, hemen… Yarın çok geç olmadan…