Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '06

 
Kategori
Aile
 

Dostlar sağ olsun

Mezar taşlarının arasında gezerken; mezarlarda yatanların doğum ve ölüm tarihleri ilişiyor gözüme. İster istemez ölüm yaşlarını hesaplıyorum.

Dedemin mezarı, mezarlığın en uzak köşesinde! Diğer mezarlarla arasında oldukça mesafe var. Sağlığında oraya gömülmek istediğini söylemiş yakın bir arkadaşına, vasiyet kabul etmişler, diğerlerinden uzağa gömmüşler.

Dedem öldüğünde yedi yaşındaydım. Yıllardan 1979.

Soğuk yağmurlu bir hava vardı. Okula gitmek için hazırlanmıştım. İşe gitmesi gereken babam evdeydi.

Babamın neden evde olduğunun muhasebesini yapamazken, köye gideceğimizi söylediler.

“Köye gideceğiz” Cümlesini duyunca sevindim, nedenini düşünmeden.

İki kardeşim annem ve babam, köy minibüsüne bindik.

Minibüstekiler babama başın sağ olsun dedikçe, babam “dostlar sağ olsun” diyordu.

Koskoca kelli felli adamlar belki de hayatımda ilk defa, beni de adam yerine koydular. Üzgün ifadelerle bana da başın sağ olsun dediler. Ben de onlara babam kadar ciddi cevap verdim. “Dostlar sağ olsun”.

Uzattıkları kocaman elleri sıktım.

Olayın tam olarak farkına varamamıştım ama babamın nemlenen gözlerinden kötü bir şeyler olduğunu anlamıştım.

Dedem ve babaannemin yaşadığı ev çok kalabalıktı. Her zaman kapalı olan demir yeşil kapı ardına kadar açıktı. Avluda bir sürü araba, arabaların etrafında ellerinde sigaralar, uzaklara bakan erkekler.. Çoğu tanıdık bildik.

Kadınlar evin içerisinde, ortalık feryat figan.

Avludan içeri girmemizle, ortalık hareketlendi.Ellerinde sigaraları ile uzaklara bakan erkekler önce babama sonrada bana yöneldiler.Bu gün sözleşmiş gibi herkes aynı şeyi söylüyordu, bizde artık ezberlediğim aynı cevabı veriyorduk..

“Başınız sağ olsun.”

“Dostlar sağ olsun”

Annemle beraber ben de eve girdim, babaannem her zamanki gibi beni kucağına aldı. Ağlıyordu.

Misafir odasında, boylu boyunca biri yatıyordu. Üzerine beyaz bir örtü örtmüşler. Neden bilmem karnına denk gelen beyazlığa da bir bıçak koymuşlar.

Arkamızdan gelen babam, beyaz örtüyü açtı. Bir okus pokus yaptı.

Kalabalığın tek eksik adamı ‘dedem’ beyazlığın altından çıktı.

Yanakları, yaz aylarında gördüğüm dedemin kırmızı yanaklarına hiç benzemiyordu.

Birisi de çok konuşuyor diye dedeme çok kızmış, bir bez parçasıyla çenesini bağlamış, üstüne üstlük çenesinin altına da bir fiyonk yapmış.

“Kim bağladı lan” dedim dedemin çenesini.

Bez parçasını çözmeye çalıştım.

Babam beni kucağına aldı.

Gözlerimin içine bakarak “deden öldü” dedi.

Herkes gibi ben de ağlamaya başladım.

Dedemi, çarşaflardan yaptıkları bir odanın içerisinde koskocaman siyah bir kazanda ısıttıkları sıcak suyla yıkadılar.

Kabalıkla beraber camiye gittik.

Dedemi yorulmasın diye tahtadan bir kutunun içinde hep amcalar taşıdı, sonra da bir taşın üzerine koydular.

Kalabalık taşın ve tahta kutunun karşısına geçti.

Kalabalıktaki, adamların hepsi, duayı okuyan adama yüksek sesle “iyi bilirdik” diye bağırdılar.

O anlamamış gibi bir daha sordu

Nasıl bilirdiniz?

Hepimiz yine bağırdık

“İyi bilirdik!”

İnsanın dedesi kötü olur mu?

Kalabalık biraz sonra “helal olsun” diye bağırdı, ben onlardan daha çok bağırdım “helal olsun”

Sonra dedem yine tahta kutunun içinde, amcaların omuzlarında, mezarlığa kadar yürüdük.

Onlar kadar hızlı yürüyemediğim için grubun en sonunda ben vardım..

Onlara yetiştiğimde dedemi açılan bir çukurun içine bıraktıklarını gördüm.

Sonra çıkmasın diye üzerine toprak attılar.

Ben yine ağlamaya başladım ama boyumdan büyük kürekle oluşan tepeciğe bir kürek toprakta ben attım...

O gün bu gün dedemi hiç görmedim.

Zaman geçti, rakamların yeri değişti yıllar 1997’ ye geldiğinde, aynı olayları bu sefer babaannem için tekrarladık.

Aradan geçen süre bana, ölümün, başın sağ olsunun, dostlar sağ olsunun ne demek olduğunu öğretti.

1979 ve 1997 de iki kez gittiğim mezarlığa bayramın ikinci günü üçüncüye gittim.

Eskisi gibi ne şeker veren oldu ne de harçlık veren....

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..