Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dozajında

Dozajında
 

Paracelsus


Kapitalistlerin söylediği ve hemen hemen herkesin de sorgulamadan inandığı O ünlü sözle başlamak istiyorum, “İnsan ihtiyaçları sonsuz doğadaki kaynaklar kıttır.” Gerçekten böyle midir? Görüldüğü üzere; İhtiyaç sözcüğü, yaşamın merkezine oturmaktadır. Toplumu oluşturan bireyler, hayatlarını idame ettirebilmek ve toplumun kendine atfettiği görevleri gereğince yapabilmek için çeşitli mal ve hizmetlere ihtiyaç duyarlar, ihtiyaçlarını gidermek için çaba göstererek, çabalarından olumlu sonuç aldığı zaman, tatmine ulaşırlar.

Genelde İnsan ihtiyaçları 2 grupta sınıflandırabilir; Birincil ihtiyaçlar: yaşamsal nitelikteki temel ihtiyaçlardır. (Hava, su ve gıda maddeleri, yeme, içme, giyinme ve barınma v.b.) İkincil ihtiyaçlar ise İnsanların toplumsal ilişkilerinden ortaya çıkan ihtiyaçlar olduğundan bu tür ihtiyaçlara da sosyal ve kişisel ihtiyaçlarda denilmektedir. Sevme, sevilme, beğenilme, üstün olma gibi ihtiyaçlar bu gruba girmektedir.

Okuyucuların bildiği üzere; Ünlü Amerikalı psikolog Abraham H. Maslow, klinik gözlemlerinden yola çıkarak insan davranışlarına yön veren temel gereksinimlerin neler olduğunu, çalışmalarında ortaya koymuş, insanın ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramını geliştirmiştir. Maslow, insan ihtiyaçlarını bir piramit gibi birbiri üstüne merdiven basamağı şeklinde düşünmüş, bu yaklaşımı iki temel varsayıma dayandırmıştır. Bunlardan birincisine göre ihtiyaçlar davranışa yön vermede önemli etkendir. İkincisi ise ihtiyaçlar belirli bir sıraya sahiptir. Alt kademedeki ihtiyaç giderilmeden, üst kademedeki ihtiyaçlar kişiyi herhangi bir davranışta bulunmaya sevk etmez. Daha doğru bir ifade ile insan, alt düzey ihtiyacını tatmin ettikçe, en üste doğru ilerlemektedir.

Abraham H. Maslow’a göre ihtiyaçlar hiyerarşisini açarsak eğer;

1.Fizyolojik ihtiyaçlar; Yemek yeme, su içme, uyku, sevişme, barınma ve temiz hava alma bu gruba girmektedir.

2.Güvenlik ihtiyacı; Kendisini, ailesini ve sevdiklerini tehlikelerden korunması, iş ve can güvenliği ihtiyaçları bu gruba girmektedir.

3.Sosyal ihtiyaçlar; İnsanların çevresindeki kişilerle iyi ilişkiler kurması, arkadaşlar edinmesi, dostlar kazanması, insanların sevme ve sevilme ihtiyaçları da bu gruba girmektedir.

4.Saygınlık ihtiyacı; Bu ihtiyaç toplumda kişinin saygınlık kazanmasını ifade eder. Prestij, sosyal statü sahibi olma, başarı elde etme ve başkalarınca benimsenip, takdir edilme gibi ihtiyaçlar bu gruba girer.

5.Kendini gerçekleştirme; Kişisel tatmin, kişinin potansiyelini, başarma gücü ve yeteneklerini ortaya koymasıdır. Büyük ressamlar, sanatkârlar, yazarlar, şairler ve filozoflar bu aşamaya gelerek, hayatlarının en önemli doruk noktasına ulaşmışlardır.

Maslow’a göre birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez. Hatta Maslow bir sözünde şöyle demektedir: Karnı aç bir insan için 5. sınıf bir çorba, 1.sınıf bir yağlı boya tablodan daha değerlidir. Bu sıralamada sözü edilen ihtiyaçlardan fizyolojik ihtiyaçlar, insanın biyolojik olarak yaşamını sürdürebilmesi için gereklidir. Örneğin yemek yeme gibi, su içme gibi zorunlu ihtiyaçlar. İnsanlar açken veya susuzken bir sanat eseri ile ilgilenemezler ya da en basitinden bir tiyatro ihtiyaçları olamaz. Fizyolojik ihtiyaçları karşılanan bir kişinin bir sonraki ihtiyacı güvenlik olacaktır. Burada sözü edilen güvenlik şimdiki ve gelecekteki güvenlik olup ve diğer ihtiyaçlar peşi sıra gelir.

Kendini gerçekleştirme ise insanın varmaya çalıştığı son nokta ve Maslow’a göre, tamamen sonuçlanmayan en üst basamaktır. Birey tüm ihtiyaçlarını giderse bile eğer hala yetenek, bilgi, beceri konularında kendini tam olarak ortaya koyamadığını düşünüyorsa içinde bir boşluk hissedecek ve bu eksikliği gidermeye çalışacaktır. İşte buna kendini tamamlama, kendini gerçekleştirme denilmektedir. Amaçlanan kerte ise “bilge kişilik” olabilmektir.

Meslekten biri olarak dozajın ne olduğunu tarif etmek gerekirse, İnşaat bünyesine giren 1 m3 harcın veya yerine konup vibre edilmiş 1 m3 betonun içerdiği kg. cinsinden çimento miktarıdır.

Ancak; Tıp biliminde doz, teşhis, hastalıklardan korunma veya tedavi amacı ile yalnız veya karışım halinde kullanılan ilacın bir defada veya bir günde tehlikesizce kullanılabildiği miktar olarak tanımlanır. Tedavi etkisi gösterebilecek ilaç miktarına da tedavi dozu denir. İlaç bu dozdan daha düşük miktarda alınınca yeteri kadar etkili olmaz. Doz miktarı canlının hayat fonksiyonlarını değiştirecek veya tahrip edecek miktarda olunca zehir etkisi yapar.

Aynı zamanda doz, sosyal yaşamda genellikle bir tavır, tutum, davranışta, bir konuşma v.b. yeterli görülen ölçü olarak kabul edilir.

Maslow’un tanımladığı tüm insani ihtiyaçlarımızı gidermiş, bilge kişiliğe erişmiş olsak bile halen sonsuz ihtiyaçlarımız varmış edasında davranmayı, yaşıyor olmayı nasıl açıklayabiliriz?

Modern tıbbın yanında, modern ilaç biliminin kurucusu sayılan İsviçreli Paracelsus’un (1493-1541) “Tüm maddeler zehirdir. Zehir olmayan madde yoktur. Zehir ile ilacı ayıran ‘Doz’ dur.” Sözünü çok beğenirim.

Dikkat ettiyseniz eğer azı ve çoğu öldürmese bile nitelikli ve mutlu yaşamın kendisi de aslında bir doz ayarlamasıdır.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..