- Kategori
- Siyaset
Dümbüllünün kavuğu

Mübarek Ramazan ayındayız. Memleketin her yanında ramazan eğlenceleri yapılıyor. Orta oyuncuları, kavuklu, pişekar, ne ararsan var.Bir eğlence, bir cümbüş, gırla gidiyor. Biri de çıkıp, ciddi bir şeyler söylese ya.
Global ekonomik kriz, dünyayı sallıyor. Koca Amerikanın kredi notunu bile düşürmüşler. Eskiden, AAA imiş, şimdi AA olmuş. Hayret vallahi. Dolar almış başını gidiyor. Başbakana durumu soruyorlar." Hallederiz, ortasını buluruz" diyor. İyi de Kriz geliyor, ne olacak bizim durumumu sayın Başbakan, diyorlar. Diyor ki: "Merak etmeyin, bu kez teğet bile geçmeyecek. Gülüşüyorlar, bir gırgır, bir şamata ki, sormayın gitsin
Öte yandan, Merkez Bankası Başkanı çıkıyor diyor ki: Arkadaşlar, vaziyet vahim, fakat umutsuz değil. Faizleri düşürdüm. Piyasaya Dolar saldım. Bakalım göreceğiz. Herkes bu konuşmayı beğeniyor. Başbakan ve Kurmayları da beğeniyorlar. Başbakan diyor ki: Bizim Başkan sağlam adamdır. Korkmayın, dim dik ayaktayız. Teğet bile geçmeyecek. Ekonomik kriz hakkında, hükümet kanadından, başka konuşan olmadı. Teğet mi geçecek, yoksa tam merkezden mi girecek, göreceğiz.
Gelelim bizim Suriye ye. Kendi PKK mızı unuttuk, Suriyeli hemşerilerimizin derdine düştük. Kardeş Suriyenin, kardeş başkanı Beşşar Esat, zıvanadan çıkınca, Başbakan kardeş Başkanı defterden sildi. Dış işleri Bakanımızı Suriyeye gönderiyor. Notu da eline tutuşturmuş. Başbakan diyor ki: Bak Beşşar. Kendi halkına zulüm yapma. Bu sana son ihtarım. Yırtık ayakkabılarımı giyip, oraya gelirsem, senin için iyi olmaz. Ba ba ba. Adam korkmuşmudur bilmiyorum ama Suriye de işler iyice kızıştı. Eskiler demişlerdi ki: Ne Şamın şekeri, ne Beşşarın yıkanmamış yüzü. Kediden post, Suriyeliden dost olmaz.
Bir de YAŞ hikayeleri var. YAŞ toplantısında masanın en başında, tek başına Başbakan otuyormuş.Tek başına. Yanında Genel Kurmay Başkanı yokmuş. Bu durum, en başta Bülent Arınç ı çok mutlu etmiş. Hazret zil takıp oynayacak neredeyse. Bursa daki bir konuşmasında bu konuyu bir güzel anlatıyor ki. sormayın gitsin. Bülent Aınç, Bursaya iyice ısındı. Manisaya uğradığı yok. Mesir macunu stokları tükenmemiş anlaşılan. Kondisyon yerinde. Moraller iyi. Başbakan YAŞ da tek başına. Askerlerin forsunu indirmişler. Daha ne olsun.
Seçim sırasında ve seçimden sonra biraz tırsmış güzüken, entelektüellerimiz, solcu aydınlarımız, Lenini, Marksı daha yeni okuyan çömez devrim heveslilerimiz, taze komünistlerimiz, koro halinde CHP sini eleştirmeye başladılar. CHP niye suskun? Paşalarımızı niye savunmuyor? Balbay ve Haberal ı hapisten nasıl kurtaramadı? Neden yemin ettiler. BDP kadar olamadılar. Domates pazarda 2 Lira, Ramazan Pidesi 1.5 lira. Kılıçdaroğlu ses çıkarmıyor. Oruç tumuyor mu bu adam? İnsanlar iftarda ne yiyecek? Vallahi haklılar. Başbakanımızın işi başından aşmış. Ekonomik kriz bir yanda. Suriye bir yanda. PKK her gün üç, beş götürüyor bir yanda, bunları bırakıp, domatesle, pideyle mi uğraşacak. Bunları da CHP halletsin. Muhalefetin başka ne işi var ki?
Şike ile, Deniz Feneri davasını, aynı savcı götürüyormuş. Deniz Fenerinde, müştekiler çoğalınca, şikecilerin feveranını da göz önüne alan HSYK, savcılar hakkında soruşturma başlatmış. Şikecileri biraz soluklandırıp, Deniz Feneri davasını accık sulandırmanın bir yolu olabilir bu durum. Deniz Fenerinin Türkiyeye aktardığı paraların, bir siyasi kuruluşa gittiği de, iddialar arasındaymış.
Bu kadar çok ramazan eğlencesinden sonra, bakalım Dümbüllünün kavuğu kime gidecek.