Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dün akşam kötü bir trafik kazası geçirdik

Dün akşam kötü bir trafik kazası geçirdik
 

Kötü bir akşam geçirdim.
Kötü demek hafif kalır.

Dün akşam 20.30 sıralarında eşim ve kızım İdil’le birlikte akşam yemeğimizi dışarıda yedikten sonra evimizin yolunu tuttuk ve her zamanki güzergâhımızdan evimize doğru yol alırken arkamızdan gelen bir KİA Marka Jeep aracıma arkadan vurdu.
“Vurmak” hafif olur, adeta ezdi ve geçti.

Yaklaşık hızı 130 km. olan bu Jeep aracıma vurduğu anda direksiyon hâkimiyetini kaybettim ve aracım yaklaşık 30 metre sürüklendi.
Fren sesi dahi söz konusu değildi ve Jeep hiç durmaksızın aynı hızla yanımızdan geçerek kayboldu.
Ben kafamı tavana vurmuştum, eşim emniyet kemeri baskısı ile göğsünde incinme yaşadı ve ufaklıkta kafasını hayli sert bir şekilde tavana vurdu.
Arabadan indiğimizde çevredeki insanlarda toplanmaya başlamışlardı ve aracımın arkası tanınmaz bir haldeydi.
Bagaj kısmı tümü ile içeri gömülmüş, şoför taraflı iki kapı göçük vaziyette.
Bir anlamda böyle bir kaza “cana kast” niteliği taşıyor.

Kazayı hemen arkamızda gören bir araç sürücüsü ve eşi ile kızı da araçlarını kenara çekerek yanımıza geldiler ve bu beyefendi kendiside polis memuruymuş, Jeep’in plakasını almış. Tabi böyle bir pozisyonda neye uğradığımızı şaşıran bizler plaka falan almayı becerememiştik.
Fakat küçük bir çocuk, birkaç dakika sonra elinde bir plaka ile geldi ve “ağabey jeepin plakası bu, düşmüş” diye plakayı bana verdi ve kendimize biraz geldikten sonra polisi aradık ve yaklaşık yarım saat sonra polis memurları gelip tutanak tuttular.
Bu arada kızım kazanın şokunu üzerinden atabilmiş değildi ve bir hayli ağladı ufaklık.
Alkol kontrolüydü, polise ifadeydi, aracın çekilmesi gibi işlerden sonra hayli geç bir saatte evin yolunu bulabildik.

Kaza sonrasında polisin gelmesi ve tutanak tutulması sonrasında eve doğru aracı götürdüm ve içindekileri boşalttım, sonrasında polisin tutmuş olduğu tutanak ile birlikte karakola gitmem gerekiyormuş, karakola gittim ve oradan ifade alınmadan önce bir yazı verdiler ve Devlet Hastanesinde alkol muayenesi yaptılar, tekrar karakola geldim, ifade verdim ve bu arada aracı her zaman çalıştığım oto yetkili servisi gelip götürdü ve 6.000 tl tutarında bir masrafın olduğunu da şahsıma hemen oracıkta ilettiler.
Sonuç olarak Jeep’in plakasını ve diğer evrakları polis memurlarına teslim ettikten sonra eşimle birlikte eve döndük.

İlk araştırmalardan sonra Jeep’in KİA Marka olduğu ve kimin adına kayıtlı olduğu tespit edildi.

Polis tutanağından sonra aracımı evimin bulunduğu siteye getirmiştim ve içindekileri boşaltırken siteden komşumuzda olan arkadaşım ile birlikte sohbet ediyoruz ve olayın yorumunu kendimizce yapıyorduk.
Arkadaşımın eşi de tam da o saatlerde eve geliyordu ve siteye girdiği anda üç kişinin site duvarından atlayarak kaçtığını söyledi.
Öyle sanıyorum ki plakasını düşürdüğünü fark eden Jeep sürücüsünün marifetiydi bu durum.
Zaten kazada evime yaklaşık 200 metre mesafede olmuştu ve muhtemelen kaza sonrası ve polisin kaza yerine gelişi süresi içerisinde kaçan Jeep sürücüsü başkalarını göndererek olup bitenden haberdar olmak istemişti.

Kötü, tuhaf, yorucu ve garip bir akşamdı.

Sonuçta can kaybı ile noktalanan ve ağır yaralanma ile sonuçlanan bir kaza olmadığı için memnun olmaktan öteye söyleyecek bir şey yok.

Kaza şekil ve oluş itibari ile “cana kast” durumunu ifşa ediyordu.
Çünkü benim hızım kazanın olduğu anda 50 kilometreydi.
Jeep’in hızı ise en az 130 kilometre hızdı.
Vuruş anı ile yaklaşık 30 metre sürüklenmiş olmamdan bu durumu anlıyorum.
Kaldı ki dikiz aynası kontrolünden aracın gelişini fark ettiğimde aramızda yaklaşık 250 metre mesafe vardı.
Nasıl beni yakaladı, nasıl vurdu ve nasıl kaçtı, anlamadık.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..