Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Dün geceki yağmurda şevkatte oradaydı...

Dün geceki yağmurda şevkatte oradaydı...
 

Bıraktığın anda kontrol ettiğini sandığını...ipler elinden kayıverecek diye korkmamayı içine sindirebildiğin an...
İşte tam da o an; bir kuş tüyü gelir döne döne iner gökten yere ve öylece hayatının orta yerine düşüverir inan.

İster eğilir, alır ve şevkatle, usulca bir buse kondurusun ona, ister devam eder, yürür gidersin yoluna...
Ama bil ki heriki durumda da; bundan böyle atacağın her adımda sen ve yer arasında bu güne kadar olan o bildik sürtünme; çok daha azalmış olacaktır geçmişe baktığında. Ve bunun yanısıra; yerin seni taşıması da, daha kolaylaşmıştır; sen buna ister inan, istersen de inanma...

Bir dönem gelir: Hala dilek ve temennileri olan, fakat artık beklentisi olmayan birini görürsün aynada. Ve sen o göz göze gelmenin ardından yaşamında belki de ilk defa, gerçek anlamda huzurla ani bir kucaklaşma yaşarsın; belki de ilk başta olan biteni çokta farkında olmasan da...

O ana kadar taşınan tüm o külçe gibi ağır yükler, bir kuş tüyüne dönüşüp başka bir kılığa bürünmüştür adeta; belki sen bunu hemen hissedersin, belki de zamanla...

Ne oluyor? diye sen kendi kendine sorarken yavaş yavaş şekillenir bu değişim bir yandan da: Omuzlarında bu güne değin o taşıdıkların varya, onların tümü artık yaşam kaliteni artıracak bir başkalaşım geçirip, hayatında denge ve huzur olarak etkisini göstermeye başmıştır ve olan sadece budur aslında.

Ve bundan böyle de, geçmişinde ödemiş olduğun tüm o bedellerin karşılığı olarak satın aldığın ve adına deneyim denen armağanın ismi de değişmiştir; unutma... Bu deneyimlerin sana yansıması bundan böyle "Denge noktasındaki dinginlik" olacaktır. Sen artık buna şaşırma...

Artık büyük hesaplar yapmaz olursun...
Yarın için isteklerin hala bir çocuğunki kadar yoğun da olsa; onlara sahip olabilmekten çok, bunu hissedebilmektir artık keyif verecek olan sana...Kendin dahi zaman zaman inanamasanda bu duruma; gün gelir bu doygunluğa varılır işte yaşamda...

Sevgili Kaptanzade'nin de son yazısında belirttiği gibi; özleyebilmekten çok ve belki de özlenmeyi beklemekten de çok; özlediğini hesaba kitaba dökmeden dile getirebilmektedir olacaktır sizin için güzellik...

Değişir istekler, dönüşür beklentiler...
Gece yarısı başlayan sağnağın o ilk hallerindeki nezaketinin, hırçın bir hal almasına beş kala bunu hissedip sokulabilmektir şevkatle sevdiğinin yamacına...

Bir tüy gelir döne döne düşer hayatının orta yerine... ve bundan böyle senin için de paylaşıma dönüşür özden verme...

Karşılık görmeksizin vermek değildir artık paylaşımın senin için tanımı; "bize sunulanı alıp kabul edebilmektir" bazen de, bunu anlamanın gelmiştir artık senin için de zamanı...

Hayatınızı yarın kaygısına boğmadan yaşayabilmektedir artık aranan huzur...
Yarınları oluşturma gayreti gütmeden, nefes alabilmekteki hafifliği yaşayabilecek kadar da vazgeçmişliktedir belkide büyü...

Yada bir şeyleri bizim sanarak, sımsıkı yumruk yaptığımız avuçlarımızı eğer açmazsak içindekilerin uçmayacağını sanarak geçirdiğimiz tüm o zamanların manasızlığını idrak edebilmekle başlar asıl beklentisiz yaşam...

Sevgi ve ışıkla,
Ayna

Okunması gerekenler: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=62233

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..