Dünya cephanelik kokuyor

ABD 547 milyar dolar!
İngiltere 59, 7 milyar dolar!
Çin 58, 3 milyar dolar!
Fransa 53, 6 milyar dolar!
Japonya 43, 6 milyar dolar!
Almanya 36, 9 milyar dolar!
Rusya 35, 4 milyar dolar!
İtalya 33, 1 milyar dolar!
Hindistan 24, 2 milyar dolar!
Avustralya 15, 1 milyar dolar!
Kanada 15, 2 milyar dolar!
İspanya 14, 6 milyar dolar!

Şimdi diyeceksiniz ki “Nedir bu rakamların anlamı?” .
Söyleyeyim.
2007 yılı içerisinde, yukarıda adı geçen ülkelerin silahlara yatırmış olduğu para miktarları.

Silahlanma yarışında Ortadoğu ülkelerinden dem vurmadık maalesef.
Lakin ülkemizde bu yarış içerisinde pek de yabana atılmayacak cinsten bir bedeli silahlanmaya ayırmış.
11 milyar dolar.
Suudi Arabistan ise sevgili dostlar, silahlanma yarışında Ortadoğu’da başı çekiyor.
2007 yılında Suudi Arabistan 33.8 milyar dolarla ilk sıraya yerleşmiş ve hemen onu ikinci sıradan izleyen ülke ise İsrail.
12 milyar doları silahlanmaya yatırmış.
İran 6.5 milyar dolar, Suriye 5.7 milyar dolar v.s.

Dünya ülkeleri cephanelik kokuyor.

ABD, Ortadoğu’daki silahlanma hadisesinde, Suudi Arabistan, İsrail ve Türkiye’yi bir güzel yağlamış, cilalamış, kendi ali çıkarlarına teşne yapmak sureti ile koçun başı haline getirmiş.
Dikkatinizi çekiyor mu dostlar?
ABD’nin, Ortadoğu’daki aleni kuklası Suudi Arabistan, Rusya, Almanya ve İtalya gibi emperyalist ülkelerle boy ölçüşüyor.

Dünya genelinde ekonomik kriz ciddi boyutlara ulaştı ya, bunun paralelinde silahlanma yarışı da bir o kadar hız kazandı.
Özellikle 2009 yılı içerisinde Savunma Bakanlıkları, tedarik programlarını açıklayıp, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ne kadarlık bir payın silahlanmaya ayrılacağına dair görüşlerini ortaya koyan raporları parlamentolara sunacaklar.

Evet!
Silah sanayi ve savaş.
Üret, silahlan ve savaşa zemin hazırla.
Ekonomik krizlerde işin tuzu, biberi.

Obama başa geçti ya.
Henüz daha ayını doldurmadan, Afganistan konusundaki demecini verdi ve herkesi bir güzel şokladı.
17 bin asker daha gönderecekmiş zatalleri Afganistan’a.
Kimi aklı evvellerde Obama’nın demokrasi ve barış getireceği ümidini taşıyordu.
Müslüman’dı ya Obama.
Hep birlikte izleyeceğiz kan, kin ve nefret tohumlarını nasıl ekeceğini Obama’nın.
Bush’tan aşağı mı kalacağını sanıyorsunuz?
Şayet sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Bilesiniz.

Dünyamızın her yanı savaşlarla sarsılıyor.
Her gün yüzlerce insan ölüyor savaşlarda ve silah sanayi bu savaşların sayesinde muazzam karlar elde ediyor.
Sonuçta silah sanayi, krizdeki ekonomileri canlandırmanın yegane anahtarıdır.
Çıkar savaşı, canlandır silah sanayini ve krizdeki ekonomiye bir güzel doping yap.
Genel kuraldır.
Ve bu genel kural sayesindedir ki silah sanayi muazzam karlar yapmakta.
İnsanlık ise inim inim inlemektedir.

Kimileri konuşurken ve demeç verirken, verilen demeçlerin içeriğine bakarım da kahkahalar atarak gülesim gelir.
Güya savaş istemiyormuş koca adamlar.
Var olan savaşları nasıl bitiririz diye bir dertleri var mış güya dünyaya yön veren muhteremlerin.
Siz inanmayın dostlar, finans kapital sahipleri, kapalı kapılar ardında kim bilir ne tür savaş çıkartma planları yapıyordur.
Güya “ağır abi ABD, Kafkaslar ve Ortadoğu’da savaşamayacak noktaya gelmiş” diyenlere bıyık altından gülünüz.
ABD’nin, ekonomik durgunluk tehlikesine karşı savaş makinesini nasıl körüklediği alenen ortadadır.