- Kategori
- Güncel
Dünyalaşma

Şemdinli olayını savsaklayan, Rahibin ve Hırant Dink'in öldürülmesinin arkasındaki örgütleri veya örgütü ortaya çıkarmak için, yeterli çaba göstermeyen AKP'nin düşünme zamanıdır şimdi.
AKP yöneticileri; "Çocuk doğurun" gibi tuhaf ve çağın gerçekleriyle hiç alakası bulunmayan söylemlerle, sorumsuz insanların olur olmaz konuşmalarıyla, ülkemizdeki demokrasi gelişiminin yavaşlamasına ve demokrasinin karşısında olan güçlerin, doğan bu açıktan yararlanmasına neden olmuşlardır.
AB ve 301. maddenin değiştirilmesi ile yeni bir Anayasa hazırlama girişimlerinin yavaşladığı yada savsaklandığı bir ortamda, AKP'nin "eforunu" yıllardır tartışması yapılan Türban konusunda harcamaya devam etmesi, hem Liberallerin desteğini kaybetmesine hem de, ülkemiz demokrasisinin gelişimini yavaşlatmasına yol açtığı aşikardır.
Neredeyse tüm dünyanın tepkisini çeken AKP'nin kapatılma davası, yukarıdaki olumsuzluklara rağmen, henüz daha 2007 Temmuz ayında, halktan yüzde 47 oy oranıyla aldığı yetki düşünüldüğünde, kapatılma davası hiç demokratik gelmiyor insana.
AKP sonuçta bir partidir. Ve seçime birçok parti katılmıştır. Yani geriye yüzde 53 kalır gibi komik bir söylem "Dam üstünde Saksağandır"
Halk kendi egemenliğinin temsili için, genel seçimlerde AKP' ye oy vermiştir. Açılan bu kapatılma davası doğrudan millete yapılan "siyasi darbedir."
AKP'yi kapatmak kimlerin işine yarayacak ki? Kapatılınca ne olacak? CHP' ye hükümet kurma yetkisi mi verilecek? Erken seçime mi gidilecek?
Yapılacak herhangi bir erken seçimde AKP'nin başka bir isimle tekrar yüzde 50 oy alacağını hesaplamaktan uzak mı bu beyinler?
Öyleyse başka tür hesaplar dönüp durmaktadır...
Bir de her işi Amerika'ya plase eder dururuz. Bizler, her zaman olduğu gibi yine kendi kendimizi dövüyoruz.
Amerika mı söylüyor AKP'yi kapatın diye? AB mi söylüyor. Yoksa daha önce bir gazetede yazdığı gibi ülkemizi başka bir oluşuma mı kaydırmak istiyorlar.
Nereden buluyorlar böylesine milletin iradesini temsil eden bir partiyi kapatma cesareti gerektiren bir atılımı. Daha bir kaç ay önce seçim yapılmadı mı ülkemizde? Halk bilerek görerek kararını; hem de ezici bir çoğunlukla vermedi mi?
Nasıl oluyor da yargıtay başsavcısı siyasete karışabiliyor? Kuvvetler ayrılığı prensibinde var mı böyle bir şey.
Hukuk ülkemizde hiç olmadı ki zaten. En son üzerini 367 şartıyla çivilemedi kmi hukukun tabutunu? Hukuk olsaydı darbecileri savunan bir Danıştay Başsavcımız olamazdı zaten.
Yargıtay başsavcısı önce Danıştay başsavcısına dava açardı.
AKP ilk paragrafımda belirttiğim gibi Demokratik açılımları savsaklamaya devam ederse, AB reformlarını geciktirirse, 301. maddeyi değiştirmesse, Ergenokon ve benzeri çetelerin sonunu getiremesse, devleti şeffaflaştıramassa ve yeni Anayasayı rafta bekletmeye devam ederse bedelini de ANAP gibi küçülerek ödeyecektir.
Milletin seçimine karşı yapılan hareketlerse, AKP'nin elini daha da güçlendirecektir.
Türkiye artık bir Dünya devletidir. Bu parti kapatma girişimine karşı gelen tepkilerden bellidir. Ve Dünya istikrarsızlığa sürüklenecek bir Türkiye görmek istemiyor.
Bu sefer Demokrasi yolunda gerçektende bir dönüm noktasındayız. Hatta geriye dönmek artık imkansızdır. Umarım istikrarsızlıktan nasiplenen odaklarda bunu artık denizin bittiğini görebilirler.
Lale devri çoktan geçmiştir.
Foto:Milliyet.com.tr