- Kategori
- Haber
Düşünceler de öldürülür mü?

Daha önce yazmış olduğum bir yazımda ünlü Fransız düşünür Voltaire'nin şu sözüne yer vermiştim:
"Düşüncelerinize katılmıyorum, ama düşündüklerinizi söyleme özgürlüğünüzü sonsuza dek savunacağım."
Uzun zamandır Türkiye'nin gündeminde yer alan soykırım iddialarının ardından, en sonunda tetiğe basıldı: Azınlık gazetesi Agos'un Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink öldürüldü.
Aslında 83 yılını geride bırakan Türkiye için, bu cinayet bir ilk değildi. Türkiye tarihi daha bunun gibi birçok cinayete şahit oldu:
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'den, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Uğur Mumcu'ya kadar...
Türkiye; artık düşünen ve düşündüklerini söyleyen yazarların ve gazetecilerin, düşüncelerini hiç bir şekilde kabul etmeyen karanlık çevrelerce yok edildiği bir ülke halini aldı.
İnsanlar okumuyor ve araştırmıyorlardı. Dahası da; insanlar düşünmüyorlardı. Sadece körü körüne bağlandıkları birtakım sabit fikirlerin etkisinde; bu fikirlerin tezatını oluşturan aydın düşüncelere câhilane bir şekilde diş biliyorlardı. Onlara göre bu insanlar, en katlivacib kişiler olmaktaydılar.
Türkiye'de her aydının kaderi; ne yazık ki düşündükleri ve söyledikleri nispetinde uğradıkları protestolar ve daha da ağırı sıkılan kurşunlar olmakta.
Sıkılan kurşunlar, sadece insanları yok eder. Ama düşünceler hâlâ hayattadırlar. O düşünceleri savunan başka yazarlar ve fikir adamları da vardır bu ülkede. Onlar da aynı şekilde yok edildiklerinde; bu kez aynı düşünceleri paylaşacak olan başka fikir adamları ortaya çıkacaktır.
Ölürse, sadece tenler ölür. Ve her ne kadar katılmıyor olsak da; yine de farklı düşüncelerin yaşamasına izin vermeliyiz artık bu ülkede.
Hrant Dink'in ailesine ve Agos Gazetesi'ne başsağlığı ve sabır dileklerimle...