Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük, "ağız kokusu" ve aşık olma deneyi...

Ağız kokusuna karşı dilinizi de fırçalayın... Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal “Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları” hakkında bilgi verdi. (ntvmsnbc) Yok Gergedanın pabucu... (hastanede işler kötü gidiyor galiba) Yakında başka yerlerimizide fırçalamamızı önerirsiniz.

Ağız kokusunun sebepleri bellidir, ağzı kokmayanlar bu güne kadar dudaklarını mı, şey pardon, dillerini mi fırçalıyorlardı. Herkesin bildiği gibi; Çürük diş, boğaz enfeksiyonuna bağlı mukoza, beslenme şekli, solunum yolu bozukluğu ve çok nefes almak yerine çok konuşmak ağız kokusu yapar. Bu teoriye göre bütün siyasi liderlerin ağzı kokuyor...

Merhaba e-günlüğüm; Ağzımız bütün organlarımızda olduğu gibi, kendini doğal olarak savunur ve temizler. (bu işleyişi biz doktorlara inanarak ve asitli, şekerli gıdalar tüketerek bozarız) Sürekli olarak tükürük salgılarız. Dilimiz en önemli tat alma organımızdır ve bu özelliği, tükürük bezlerimizin salgıladığı (henüz bilimin tam olarak keşfedemediği) sıvılar sayesinde korunur ve bilinen en iyi deterjanla temzilenmesinden daha temiz tutar. (bak ben bile biliyorum, koskoca Prof. bilmiyor. Üstelik de iç hastalıkları bölüm koordinatörü...) Beslenme doğal ve sade ise dişleri bile fırçalamaya gerek yoktur. Çünkü her eylem vücudun işleyişini bozar ve başka reaksiyonlara yönlendirir. Hiç dişini fırçalamadığı halde inci gibi dişlere sahip olanlar ve hiç şampuan kullanmadığı halde orman gibi gür (orman da kalmadı ama) saçlara sahip olanlar mevcuttur ülkemizde ve dünyamızda... (Reklamlarda ve haberlerde hiç göstermezler)

Evet e-günlüğüm; Akşam bahçede ben içerken köpeklerime vermedim ama, sabah Linda yine zor kalktı. Hatta hiç kalkmak istemedi. Aheste aheste iş yerine geldik. Koşturup, çekelemedim o'nu. Anlarım kadınların halinden. Bu halsizlik sebebi başka Herhalde yakında hastalanacak. Şimdiden anlayışlı ve hassas davranmak gerek. Hassas dönemlerde böyle oluyorlar. İyi ki altı ayda bir oluyor. Bir de ay'da bir olsa vay halime!!!

İşe gelirken, dün okuduğum bilimsel bir araştırma sonucunu bu gün denemeyi düşünüyordum. Linda'ya anlattım ama bir anlam veremedi. "hadi oradan öyle şey olur muymuş" dercesine donuk donuk bana baktı ama, ben kararlıydım, bu gün bir ara deneyecektim...

Sabah erkenden, dünden verdiğim siparişler geldi ve kamyonu boşaltıp, servise çıktım. Pek hareketli bir gün olmayacağı sabahtan belli oluyor du. Öğle yemeğimi yiyip tekrar servislere çıktım. Hava çok güzel ve sıcaktı. Kazağımıda çıkardım ve gömlekle servislere devam ettim. Sıcak havayı çok seviyorum... (o'da beni seviyor)

Denemek istediğim bilimsel haber doğrultusunda, artık beğendiğim kadınlara 8, 3 saniye bakacağım... Haber şöyle: İlk bakışta aşk için 8.2 saniye sınırı. Bilim Adamlarına göre "ilk bakış"ın süresi 8.2 saniye bariyerini aşmayı başarırsa artık erkeğin kadına aşık olduğu düşünülebilir. (ntvmsnbc) Böyle olunca, erkeğin aşık olduğunu düşünen kadın da, doğal olarak erkeğe aşık olur ve doğru eve... Cd kolleksiyonuna bakmaya gidilebilir.... (son tespiti ben yaptım.)

Dediğim gibi ilk denememi yaptım. Servisim bitmiş, araba ile aylak aylak dolaşırken, bir anda rüyalarımın kadınını gördüm. (kendimi bilimsel araştırma konusuna hazırlamış ve bir denek bulmuştm.) Kaldırımda duruyordu ve karşısına geçip gözlerine bakmaya başladım. Daha dört saniye olmuştu ki, kadın üzerime yürüdü ve "ne bakıyorsun sapık, açıkta bir şey mi gördün" dedi. Tam ona "evet gözleriniz açıkta ve size aşık olmama 4, 3 saniye kaldı" diyecekken, tokadı patlattı... Ben kadına bunun bilimsel bir araştırma olduğunu anlatmaya çalışırken, telefonuna sarılıp polis'i aramaya kalktı. Tabi hemen oradan uzaklaştım. Ne kadar yazık. 21 inci yy'da, bilime bile inanmayan kadınlarımız var halen. Neyse ilk denemede başarısızlık beni yıldıramaz. Elbet bir gün, bilime inanan güzel bir kadın bulurum ve 8, 2 saniye sınırını birlikte aşıp, 86, 400 saniye (24 saat) beraber oluruz...

Akşama kadar, servislerden fırsat bulduğum zamanlarda bilimsel araştırmaya devam ettim. Yok kardeşim olmuyor. Başıma gelmedik kalmadı. Irz düşmanı oldum, sapıkoldum, tacizci oldum... Az daha terörist diye içeri atılacaktım. Buradan bilim adamlarına duyururum: Diğerlerinde olduğu gibi, bu 8, 2 saniye araştırmasında da bir yanlışlık var...

Ve vergi haftası. Mart ayının son haftası 23 Şubat-1 Mart En anlamlı hafta... Dolaylı olarak %85 vergi ödeyen insanların "haftası" olmaması abesle iştigalden başka bir şey olmaz dı. Ne yazık ki vergi vermekten bu haftayı kutlayacak gücüm yok. Ben katılamıyorum. Katılanlarada şüphe ile bakmaktan kendimi alamıyorum. Vergi kaçıranlar için düzenlenmiş bir hafta olsa gerek. Zaten gelen haberden de belli: Kazancın 1'i devlete, 2'si cebe Vergideki kaçak oranı bir önceki yıla göre 12 puan artarak yüzde 62 oldu... Vergi kaçırıp, cukkayı sağlama alıp, vergi haftasını kutlamak gerçekten güzel olur du ama beceremedim. Umarım bir daha ki sene %62'ye girer ve kutlarım. (mı)

Bu gün aynı zaman da Mahir Çayan ve arkadaşlarının kızıldere'de öldürülmelerinin yıldönümü. Hepsinin kulakları çınlasın. Verdikleri mücadele dünya gençliğne örnek olsun...

E-günlükcüğüm; Gündem çok kalabalık olduğundan, hem çenemiz, hem de klavyemiz düştü... Artık gitsek diyorum. Nasılsa gün içinde deneylerimizi yaptık, hareketsizlikten her yerime ağrılar girdi. Yarım saat sonra yemeğimi yiyeceğim. (yemekten önce bitirdim) Erkenden git bakalım senin memlekette bir değişiklik var mı? Geriye yapacak bir şey kalmadı. Yarın nasılsa yine yazışacağız. Hoşçakal

Biliyor musun: Utah'da bütün karayollarında kuşlara geçiş üstünlüğü varmış...

Çirkin söz: "Kadın, üzerinde her şeyin döndüğü bir vidadır..." Tolstoy

Güzel söz: "Bu mücadele sınıflar mücadelesidir. Burada el titremesine, tereddüte ve kararsızlığa yer yoktur. Sınıflar mücadelesinde proletarya yoldaşlığının dışında feodal ve ataerkil ilişkilere yer yoktur." Mahir Çayan

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..