Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük iyi mi, değil mi bilmiyor...

Ben de virüs denen yaratıklar pek fazla barınamazlar. Bu gün iyiyim. Saman nezlesi denen illet üzerimde bir gün kalabildi. Sanırım hepsi teker teker yok olmuştur. Bu ne demek? Vücudumda bir soykırım gerçekleştirildi. Evet grip virüsleri soykırım'a uğradı. Bu olayı meclise taşımazsam ne olayım. İnsanlık dramı olarak tarihe geçecek. Neyse sonuç olarak iyiyim, soykırım dilekçesini daha sonra veririm. Virüs hakları denen bir şey var, uymak lazım...

Merhaba e-günlüğüm; Her şeye yatırım yaparım ama, insan'a yatırım yapmam. Sağı solu belli olmayan bir canlı. Ne zaman nerede ne yapacağını kestirmek olası değil. Üstelik bir de konuşma yeteneği var (yetenek denirse) Bu yeteneği sayesinde, verdiği zararları, yaptıklarını, haklı çıkarabiliyor. Doğada'ki çeşitliliğin bir parçası her halde. Enteresan bir canlı. Sürekli "inkar" mekanizmasını devreye sokuyor. Yapıyor, inkar ediyor. Değişik "inkar" yöntemleri kullanmaya başladı son zamanlarda. Yaptığı yanlışı, savunarak inkar ediyor. "aslında ben öyle söylemek istememiştim ama", "siz beni yanlış anladınız" gibi cümleler kurmaya başladı. "Evet bu konu da yanlış yaptım, hatalıyım, özür dilerim" diyene henüz rastlamadım.

İşte sonuç: İnsanoğlu dünyayı 4 bin yıl yaşlandır mış...
Bilim dergisi Science'de yer alan makalede, insanoğlunun dünyaya yaptıkları ortaya konuyor: İnsanoğlunun faaliyetleri, dünyanın soğuma dönemini sona erdirdi... (ntvmsnbc.com)

Yok bee bir yanlışlık vardır. İnsanoğlu öyle şeyler yapmaz. Hiç yaşadığı yere kötülük yapar mı? Üstelik insanoğlu canlılar içinde düşünen ve en zeki olanı... Yok yok bir yanlışlık var bu araştırmada. Yeniden yapsınlar. Kesinlikle insan değildir. Olsa olsa "hayvan" dediğimiz canlılardır. İnsan akıllı canlı, mantığı var, acıma duygusu var, kıyas mekanizması var. Asla dünya'ya zarar verecek bir şey yapmaz. Çocuklarımızın geleceğinin, dünya'nın geleceğine bağlı olduğunu bilir. Ormanlara, doğa'ya, hayvanlara iyi bakar insanoğlu, yerlere çöp bile atmaz doğa'ya zarar gelmesin diye. Doğa ile iç içe yaşar betonarme binalarda. Asla doğa'dan ayırmaz kenisini hep iç içedir.

Araştırma doğru e-günlüğüm, parçalama kendini. Hatta bence iyimser bir araştırma. O zeka küpü, akıllı insan'dan başka hiç bir canlı dünya'yı bu hale getiremez... Hiç bir canlı oturduğu, yaşadığı yere böyle kötü davranmaz, ihanet etmez...

Ben diğer insanların adına, bu gelişmelere ortak olduğum için özür diliyorum. Ne kadar faydası olur bilmiyorum ama milyonlarca kez özür diliyorum.

Dün gece eve gidip traşımı olup, duşumu aldıktan sonra arkadaşımın pansumanını yapıp, ABD salatası siparişimi hazırladım. (bu sefer çabuk bitirdiler) Bulaşıkları yıkadım, çamaşırları makineden çıkarıp ütüye hazır hale getirdim. (ütü'yü arkadaşım yaptı) Sonra Boss'un yemeğini verip o'nu bahçeye saldım. Bahçede yarım saat kadar spor yaptım. Sonra Boss'u kontrol ettim. Cildi yine yara olmuş. Ona da bir güzel pansuman yaptım ve oturup bunaltılarımı atmaya çalıştım. Son araştırmalarıma göre stress, insan'ın hata yapma olasılığını düşürüp, metabolizmanın düzgün çalışmasına, hastalanmamasına, iyi organizasyon yapmasına yardımcı oluyor ama, devam etmesi halinde bunaltı yaymaya başlıyor. Kısa süreli stress sanıldığının tam tersine kişi'ye enerji ve güç veriyor... (şimdilik bir dergide yayınlanmadı ama yakında yayınlanır)

Sabahları erken kalkmaya devam ediyorum. Arkadaşımın pansumanını ve kahvaltımı yapıyorum, Boss'u çıkarıyorum, üst kattakilerin attığı pislikleri süpürüyor, Linda'yı alıp biraz erken işe geliyorum. Her şey kontrol altında ama yakında ben kontrolümü kaybedeceğim.

Sabah servislerimin ardından iş yerine dönüp rahat rahat öğle yemeğimi yedim.

Bu gün için dün akşamdan sipariş vermiştim. (uzun zaman sonra verebildim) Öğleden sonra onlar geldi ve kamyonu boşalttık. Hava da güneşli, iyi ter attım yine.

Bütün gün oturduk, akşam sipariş üzerine sipariş geldi... Yok öyle "sipariş üzerine sipariş geldi" dediğime bakma. Sadece siparişler üst üste ve aynı anda gelince biraz sıkışıklık oldu. Yollarda herkes kavga eder halde idi. İnsanlar yine bir birine bağırmaya başlamış. Fırın'ın önünde de tartışma var dı. Anlamıyorum, Ülke'de bu kadar sorun varken neden insanlar bir birlerini yiyorlar? Hem, madem seni sinirli ve asbi yaparak kavga etmene neden oluyor, neden oruç tutuyorsun... (kavga ederken "oruçlu ağzımı bozma benim" diye bağırdı.) Oruç sinirlenmek ve kavga etmek için tutulmaz ki... Bak ben ne kadar sakinim. Oruç tutmadığım için hiç sinirlenmiyor, kimseyi kırmıyorum... Hatta oruçlulara bile iyi davranıyorum.

Ay, of sıkıldım yine. Gidiyorum. Akşam yemeğimi yedim mi? Evet hatırladım yedim. Linda'da yedi. Gidebiliriz artık. Yarın yine haftanın son gününde yazışırızz e-günlüğüm. Hoşçakal

Biliyor musun: Alaska'da uçaktan geyik fotoğrafı çekmek yasak mış...
Çirkin söz: ''Kadın, insanın kalbine şeytanın girmesini temin etmek için açılan bir kapıdır, Erkeği yasak ağaca sürükleyen, İlahi kanunu bozan, Allah'ın yeryüzünde ki sureti, çehresi olan erkeği aldatan iğrenç bir mahluktur..." İlk Hıristiyan Liderlerinden Tertullian. (kadın ney miş be!)
Güzel söz: "Gerçek çiftçi, ürününü göremeyeceğini bildiği halde, toprağını eken kişidir..." Cicero

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..