Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük kriz bekliyor:)

Cumartesi akşamı dükkanı kapatıp doğru durağa gittim. Başladım beklemeye ama bir türlü gelmedi. İki gündür bekliyorum. Neden gelmiyor bu global kriz. Bir yerlere mi uğradı, lastiği mi patladı ne?

"Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca" demiş ozan. Diyorum ki; "ben krize kriz demem, çadırda yatmadıkça" Eskiden bir kitap okumuştum krizlerin tarihlerini ve etkilerini yazıyordu. Bütün dünya da 1870 li yıllarda kriz olurken Amerika hayvancılık ve tarım üretimi sayesinde bu krizlerden sıyrılmayı başarmış. Ülkede 38 milyon insan, 39 milyon sığır varmış. Bir başka deyişle kişi başına bir sığır düşüyormuş. (bu oran bizde daha fazla, demek ki bizde kriz olmaz) Ta ki 1929 krizine kadar. Zaten 1929 krizine kadar olan krizler gerçek kriz. (bir de dünya savaşı krizleri var) Yani, insanlar çadırda kalıyor ve sabah kahvaltılarında kuru fasulye yiyor. İş yok, yatacak yer yok, aş yok. Hakiki kriz var. 1929 dan sonra krizler banka ve finans kurumları ile sigorta şirketlerinin batması, borsanın göçmesi olarak ilan edilmiş.. Ortada evsiz, aşsız ve işsiz yok denecek kadar az. Kriz oluyor milyar dolarlar havada uçuyor, şirketler birleşiyor, yeni firmalar ve tröstler doğuyor, kriz çığlıkları her sokak başına kadar geliyor. Kriz olmuyor, yaratılıyor. (çok derin konu, en iyisi kısa keselim) Bu kadar işte... Herkes (40 yaş üzeri) annesi veya babası ile konuşsun. Onlar anlatırlar kriz nasıl olur, ekmek karne ile nasıl alınır, altınlar nasıl devlet tarafından toplanır, insanlar nasıl birbirine yemek götürür, bahçelerde nasıl kara fırın yapılıp, ekmek yapılır...

Merhaba E-günlüğüm; Esas kriz Elmar'ın ailesini vurmuş... Elmar ailesi ile dertli. Sabah geldiğinde yüzü gözü çizik içinde idi. "hayrola, kavga çıktı da beni çağırmadın mı" dedim. "Babamla kavga ettik" dedi. Babası üvey ve bir Türk erkeği. Annesinin ikinci evliliği ve bir de ilk eşinden Elmar ile birlikte yirmi yaşında kızı var. Bizim güçlü Türk erkeği gece yarısı içip ortalığa sataşmaya, sonra da kıza tokat atmaya başlamış. Elmar da adamın üzerine yürümüş, sonra da birbirlerine girmişler. Adamı daha önce görmüştüm ve hakkında yorum yapmıştım. (bazıları ön yargı der) Hepsi doğru çıktı. Ağzıyla içemeyenlerden. Sorunlarını aile içinde sözlü veya fiziki şiddetle çözmeye çalışanlardan. (bizde bunlardan çok var...) Elmar sabah geldiğinde çok sinirli idi. Yaşına göre aşırı olgun ve çok becerikli bir çocuk. Algılaması ve refleksleri çok kuvvetli. Şimdi ailede ayrılık çanları çalmaya başlamış. Bakalım zaman ne gösterecek ve sonuç ne olacak? Diğerlerini bilmem ama Elmar'ı kimseye vermem...

Değerli e-günlüğüm; Bu işe bir çözüm bulmak gerek. (aslında biliniyor) "Bayram" adlı terör örgütü dokuz günde 146 kişiyi öldürüp, 649 kişiyi yaralamış. (kayıtlara geçen) Bu terör örgütü konusunda da devletimiz harekete geçse hiç fena olmaz...

Michael Moore... Amerika'nın en korktuğu yönetmen. Bu gece saat 21 de Ntv de ABD'nin sağlık sistemile ilgili belgesel programı var. Mutlaka izlemem gerek. Sakın beni saat 21:00 de kimse arayıp veya gelip rahatsız etmesin...

Nayna: Çocuk kalmış, büyüyememiş, çılgın bir kadın. (ön yargılarım) Bohem yaşamayı ve sosyal hayatı çok seviyor, benim çok renkli bir facebook arkadaşım. İstanbul'a gelince görüşeceğiz. Sürekli milliyet blog sayfalarına yazıyor, ama editör dilbilgisi kuralları yüzünden reddediyor. Bana söz verdi "editör ilk yazımı onaylasın, bir daha hata yapmayacağım" dedi. Buradan sesleniyorum "sayın editör, nayna'nın yazılarına yol ver." İyi bir hanımdır... (bunu yazmak için nayna'dan bin dolar aldım)

Sevgili e-günlüğüm; cumartesi ve pazar gecesi ilk kez üç gecenin ardından rakı içebildim. Rakı ve sigara içtiğim de sağlıklı olduğumun farkına varıyorum. Sağlığım bozukken ne rakı, ne de sigara içemiyorum. Cumartesi gecesinden itibaren sağlığıma kavuştum. Buradan şunu anlıyorum: Demek ki sigara ve içki içmeyenler zaten sağlıksız... (güzel tespit, burada gülünecek))

Bu gün biraz hareketli geçiyor. İnsanlar tatilden döndüler ve artık su içmek istiyorlar. Sıcak bölgelere gittikleri için vücutları su kaybetmiş. Böyle olunca da bizim işler kriz falan dinlemiyor, artışa geçiyor.

Elmar'ın tavşanı, Boss, Linda ile bütün ma aile iş yerindeyiz. Linda ile bendeniz yemeğimizi yedik, Boss sessizce seyretti, tavşan (adı playboy) zaten durmadan yiyor ve misket olarak doğaya salıyor. (doğada ki diğer canlılar misket oynasın diye) Playboy sayesinde mahallede yeşillik kalmadı, marketlerden almaya başladık.
Yine çok yazmışım e-günlüğüm, hiç uyarmıyorsun. Biz artık gidelim.

Biliyor musun? Kalbimiz normal olarak dakikada 70-72 kez atar. 70 yaşında ki bir insanın kalbi, 2500 milyon kez atmış ve bu süre içersinde tam 167, 561, 600, 000 kilo kan damarlarımıza pompalanmış... (vay be, matematiksel mucize diye buna derim)
Güzel söz: "Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır..." Konfiçyus

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara