- Kategori
- Gündelik Yaşam
E-günlükte değerli insanlar
Dünyada ki en kıymetli, en değerli insanlar kimler diye sorsalar; aklımıza, mühendis, doktor, bilim adamı, annelerimiz, babalarımız, ülke liderlerimiz, gibi şahıslar gelir. Çok kişiye sordum, çok değişik cevaplar aldım. Doğru cevabı kimse veremiyor du. Beynimiz, mantığımız yönlendirilmişti, içgüdülerimiz, hislerimiz köreltilmişti. Öyle bir insan tipi olmalıydı ki, dünya, sistemler, hatta piyasa hareketleri bile varlığını ona borçlu olmalıydı...
Yeryüzünün en değerli insanları varolduğu sürece bütün sektörler, kurumlar varlığını koruyacaktı. Öyle ki onlar olmasa; Evlerimizin kapıları, pencereleri, camları olmaz, hakimler, savcılar, avukatlar, ve altında çalışanlar olmaz, ordu, polis, zabıta kurumları olmaz, arabalarımızın alarmları, güvenlik şirketleri, silah sektörü, güvenlik kameraları, ev alarmları ve şirketleri olmaz dı. Hapishaneler, gardiyanlar ve alt çalışanları olmaz dı. Yeryüzünün en değerli insanları olarak varlığını sürdüren ve her dönem sistemler tarafından yaratılıp beslenen bu şahıslar SUÇLULAR. Onlar olmasa hiç bir şey olmazdı. İyi ki varlar... Hatta bu suçlular bizim gibi az gelişmiş, feodal ülkeler de yetersiz kaldığından, sistem, vatandaşın tümünü suçlu, olmayanları da potansiyel suçlu yapma eğilimi göstermektedir...
(refah seviyesi, ihracatı ve sanayi üretimi yüksek ülkeler de bu gibi bir yönetim biçimine ihtiyaç olmadığından suç oranları çok düşüktür. Yani suçlulsr en değerli varlıklar değildir, diye düşünüyor ve parantezi kapatıyorum...)
Merhaba e-günlüğüm; yine neler çeviriyorsun? Bu suçlu tespiti nereden çıktı. Eminim yine uyuyordun ve birileri gelip yazıverdi.
Dün gece rakıdan arınmış vücuduma yine belli miktarda rakı verdim, çok hoşlandı. Hava serindi dün gece ama meydan okurcasına oturdum balkon da. Derin derin nefes aldım havada ki günün son kalan oksijenini tükenmeden alabilmek için.
Sabah yine linda'nın sesine uyandım. Boss ursamaz bir şekilde yatıyordu. Bahçe ye apartmandan biri inmiş ve küçük bebeğini dolaştırıyordu. Linda uçana, kaçana havladığı için aldırmadım. Zaten kalkma saatim di ve kalkıp kahvaltımı yaptım ve dükkana geldim.
Sevgili e-günlük; yine insanoğlu petrol ve gaz bulmuş. Ne güzel değil mi? Artık açlık çekmeyeceğiz...
Haber şöyle: "Buzlar erimeden ABD, Rusya, Kanada, Danimarka ve Norveç tarafından paylaşılan Kuzey Kutbu’nda 90 milyar varillik petrol bulundu. Dünyada ortaya çıkarılmamış doğalgaz rezervlerinin üçte biri de bölgede bulunuyor." (ntvmsnbc) Bence hemen çıkarın hiç durmayın. Hızlandıralım şu dünyanın yok olma sürecini. Böyle yavaş yavaş bir yere varamayız... Bu haberde dikkatimi çeken; beş ülke tarafından bölgenin paylaşılması... Kimin malını kimle paylaşıyorsunuz, bu nasıl bir zihniyettir? Beyaz adam ne zaman paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak acaba?
Değerli e-günlüğüm; dün sigorta poliçem geldi. Diğerleri ile arada öyle bir fark var ki, gelene kadar endişeliydim. Acaba "pardon yanlış fiyat vermişiz" derler mi diye... Yok demediler ve geldi. Hem de içine araba parfümü koymuşlar, mis gibi kokular içinde geldi... Çok sevdim ben bu işi... Güzel hizmete oldum olası bayılırım.
Bu gün de sıradan bir gün dü. Satışlar ortalama olarak düşük gidiyor. Bir gün çıkıyor, bir gün düşüyor, idare ediyoruz. Vergileri ve faturaları ödedim, sırada arabanın vergisi, sigorta ve muayenesi, motorun da sadece vergisi ve muayenesi var. Bakalım onlar ne tutacak...
Üniversiteli arkadaşlara hayırlı olsun, harçlar zamlanıyormuş... (sana yazarken radyo söyledi)
Gidiyorum e-günlüğüm.
Sen uyumaya devam et. Yarın yine uyandırır yazarım bir şeyler. Hoşçakal
Biliyor musun? İnsan gözü on yedi bin renk farkını ayırabilirmiş... (o zaman neden bize 12, 000, 000 renk ekran diye tv satıyorlar? nasılsa 11, 983, 000 rengi ayırt edemiyoruz...)
Güzel söz: "Babam iki tür insan bulunduğunu söylerdi. İşi yapanlar ve yapılan işten kendine kredi çıkartanlar.
O, benden birinci gurupta yer almam için çalışmamı isterdi.
Zira bu gurupta diğerinden daha az rekabet vardı... Indra Gandhi