Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '12

 
Kategori
Tarih
 

Ebussuud Efendi ve onun şahsında Osmanlı zihniyeti ve Nizam-ı Âlem ideolojisi gerçekte neydi?

Ebussuud Efendi ve onun şahsında Osmanlı zihniyeti ve Nizam-ı Âlem ideolojisi gerçekte neydi?
 

Yıllarca büyük İslam âlimi olarak tanıtılan 16. Yüzyıl Şeyhülislamlarından Ebussuud Efendi’nin icraatları ve vermiş olduğu en meşhur fetvaları objektif olarak incelendiğinde. Osmanlı Zihniyeti ve onun dillere desten hoşgörüsü hakkında bize ışık tutmaktadır.

Tasavvuf düşüncesi zararlı bulunarak Oğlan Şeyh olarak bilinen Melami şeyhi İsmail Maşuki’nin katline fetva veren Kemalpaşazade’yi destekleyen Ebussuud Efendi’nin kendisi de devrin ünlü mutasavvıfları Şeyh Muhyiddin Karamani’yi 1550 de, Şeyh Hamza Bali’yi 1560 ta verdiği fetvalarla idam ettirir.

Dine zarar verdiği gerekçesiyle başta felsefe olmak üzere matematik, hendese (geometri) gibi fen bilimleri medrese programlarından çıkarılırken İstanbul rasathanesi yıkılır ve matbaanın gelişi engellenir. Bu icraatlar ile toplumun gelişim dinamikleri engellenerek halkın statikleştirilip kullaştırılmasının böylece Osmanlı düzenine karşı gelişebilecek her türlü muhalefetin önünü kesmek amaçlandığı Yani sadece koyu bir taassup ve bağnazlıktan çok daha öte bir anlam içerdiği anlaşılacaktır.

Yavuz Sultan Selim zamanında başlatılan Anadolu alevi Türkmen halkının katli Yavuz’u dahi aratacak şekilde Ebussud Efendi’nin fetvaları ile hız kesmeden devamı devam etmiştir. Ebussuud Efendi, Kanuni Sultan Süleyman’ın bizzat isteği ile Anadolu Yezidilerinin katline de fetva verir. Böylece binlerce yezidi katledilerek sadece Alevi Türklere değil Yezidi Kürtlere de soykırım uygulanır.

Yezidi katliamları da göstermektedir ki Alevi Türklerin katli İran ile yaşanan siyasi rekabet ile açıklanamaz. Bu katliamlar ile Türklerin Sünni-Hanefi, Kürtlerin de Sünni-Şafi inancı dışında başka bir inanca sahip olmalarının istenmediği yani Anadolu insanının tek tipleştirilmeye çalışıldığı açıktır.

Aşağıda yazacağım Ebussuud Efendi’nin ünlü fetvaları, Osmanlı egemen zihniyeti hakkında okuyucuya net bir fikir verecektir.

Soru: Bir kişi açıktan açığa Ramazan günü yemek yerse, sorgulamasında “Ramazan hadistir düzme, koşmadır” derse ve bu sözünde direnirse ne yapmak gerekir?

Cevap: Elbette öldürülmesi gerekir.

Soru: Seyyidler “ibadetle ilgili kararlar bizi bağlamaz” derlerse bunlara ne yapılır?

Cevap: Bu inanç üzerine direnirler, Şeriat yoluna gelmezlerse dinsizlikleri anlaşılmış olur, bu nedenle öldürülmeleri gerekir.

Soru: bazı sufiler “bize şeyhimiz böyle buyurdu” diyerek sürekli zikretseler onlara ne yapmak gerekir?

Cevap: Şeyhleri olan dinsizin buyruğunu Tanrı Peygamber’inin buyruğuna yeğledikleri için hepsinin öldürülmeleri gerekir.

Soru: Kızılbaş topluluğunun topluca öldürülmeleri dine göre helal midir? Bunları öldürenler gazi bu sırada ölenler şehit olur mu?

Cevap: Kızılbaşların topluca öldürülmesi elbette dinimizce helaldir. Bu en büyük kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de şehitliği en ulusudur.

Soru: Önderleri Peygamber soyundan olduğu için Kızılbaşların öldürülmesinin helal olduğundan kuşku duyulmaz mı?

Cevap: Haşa, en küçük bir kuşku duyulmaz.

Soru: Bir kişi diğerine selam verirken “aşk olsun” dese, diğeri de “ya hu” diye karşılık verse bunlara ne yapılır?

Cevap: Yüce Tanrı’nın saptadığı selamı beğenmeyen kâfir olur.

Soru: Bir kişi diğer iki kişiyi dinsizlikle suçlarsa ne yapılır?

Cevap: Dinsizlikleri anlaşılırsa öldürülmeleri gerekir.

Soru: Birisi “ gerçekten Hallacı Mansur’un davası doğrudur” derse ne yapılır?

Cevap:  Hallacı Mansur’a yapılan yapılır (yani derisi yüzülerek öldürülür).

( Erdoğan Aydın, “Nizam-ı Âlem ’in gayrı resmi tarihi”, sayfa: 395-396)

Buraya kadar yazdıklarım ve Ebussuud Efendi’nin verdiği meşhur fetvaları da göstermektedir ki, Osmanlı’ya hâkim zihniyeti koyu bir taassup veya bağnazlıkla açıklamak kolaycı bir yaklaşım olacaktır.

Düzenin egemeni 1. Süleyman ve onun devşirme düzeni kendisine tehdit olarak neyi görüyorsa, onu bertaraf etmek için Ebussuud Efendi her türlü Şer-i kılıfı uyduruyordu.

 Din görüldüğü gibi Nizam-ı Âlem ideolojisinin bir aracıdır.

AHMET ELDEN

    

 

 
Toplam blog
: 138
: 5557
Kayıt tarihi
: 05.10.11
 
 

1968 Afyon doğumluyum Antalya'da yaşıyorum. Antalya end. meslek. lisesinden sonra Anadolu Ünivers..