Eeee… Ben bu açılımdan bir şey anlamadım!

Milliyet Blog camiamızın müthiş bir açılımına tanık olduk, Ahmet Bey yazılarını yorumlara açtı! Doğruya doğru, “Madem öyle, buyurun böyle…” dedi; demedi mi?

Şahsen bir dönemler iyice kafaya koymuştum bir şeyler yazmayı kendisine, yorumlara kapalı olunca tek yol mesaj atmaktı, lakin şöyle bir göz gezdirdiğimde yayınlanan mesajlara, pek açık itiraf ediyorum ki vazgeçtim!

Ahmet Bey’in yazılarımı yorumlara artık açtım diyen bildirisiyle, inanın tüm samimiyetimle itiraf ediyorum, bundan sonraki yazılarımı dediğini düşünmüştüm, lakin vaktim elverdiğince “Batch” usulü denilen yöntemle rasgele üç-beş eski yazılarına girdiğimde her birinin yoruma açılmış olduğunu gördüm!

Böyle bir otomatik sistem var mıydı, bilemiyorum, inanın ben tek tek her yazımıza özel bir durum sanıyordum, hoş, o seçeneği hiç kullanmadım, ama yani sanıyordum ki yazı başına çalışan bir seçenekti, yoruma açılsın mı, evet, hayır!

Ya ben kullanmadığımdan dolayı pek bir cahildim, ya da Ahmet Bey her bir yazısına revizyon uygulamıştı ki, kendi adıma ifade edersem, ciddi bir emek harcanmıştı!

Lakin, yine o merak duygumdan ötürü, aradım, taradım, sevgili Ahmet Bey’in yazılarına doğru dürüst bir yoruma rastlayamadım; oysa pek heyecanlanmıştım, kimler söyleyemediklerini söyleyecekler, kimler seslerini duyuracaklar diye!

İtiraf edeyim ki, Ahmet Bey’in yazdıklarını kanıtlayacak şekilde verdiği linklere ne tıklarım, ne de yazdıklarını şahsi olarak ciddiye alırım; yazdıklarına ayetler, suretler ile karşılık da veremem, zira benim inancım kul ile Yaradan arasında olandır, fazla da ciddiye almam yok o surede ne denmiş, ne demek istenmiş, efendim hadis miymiş, mehdi mi gelecekmiş; insan olmayı becerebilirsem ne mutlu, inancım Allah, Tanrı, Yaradan, adı mühim değil, her bir dinin Allah’ı ayrı olacak değil, yani!

Demem o ki, laf yarıştıramam, bir-kaç şey söyleyesim vardır kendisine, ancak yazdıklarına Kuran, inanç adına yazacak çok lafı olanlar var, biliyorum, lakin, hiç birinin mi sesi soluğu çıkmıyor be arkadaş!

Haa, o denli doğrudur mu yazdıkları, kimse karşı çıkmıyor, yorumlara bakıyorum da, teşekkürden başkası yok!

Kendimi çoktan geçtim, işim kul ile yaradan arasında, ancak söz söyleyebilecek kişilerin var oluğunu rahatlıkla gözlemliyorum; ama ne hikmetse hiçbir kulun yorumuna rast gelemiyorum; bilemedim vallahi, “Aç, aç!” diyenler mi yok oldular ortadan, yoksa Ahmet Bey’in açılımı mı göstermelik olan!

Durum her ne iseyse, sevgiyle kalalım; sevgi adaleti de içerir, iyi niyeti de, yalanı dolanı doğruya çevirmeyi de…

Gülgün Karaoğlu

Aralık, 23/09