Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '11

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimde güncellemeler…

Eğitimde güncellemeler…
 

Güncelleme ömür boyu sürmelidir.


Yazıma başlamadan önce bu yazımdaki “güncelleme”nin “günümüzde yapılan zamlar” için ifade edilen güncellemeyle hiçbir ilgisi olmadığını belirtmek isterim. Bu güncelleme bireysel ya da toplum için daha iyi, daha güzel ve daha yararlı sonuçlar elde etmek için eğitimde yapılması gereken  güncellemedir.

Okullarımızdaki ders programlarının Bakanlıkça “güncellenmesi”nin ardından, “öğretmenlerin de “güncellenmesi” gündemde. Kendini alanında sürekli yetiştirmemiş yani güncellememiş, değişen teknolojiye ayak uyduramamış, mezun olduktan sonra geçen yıllarda hep aynı kalmış öğretmenlerimiz için eğitimde yapılması açıklanan bu güncellemelerin yararlı olacağını düşünüyorum.

Ancak, bir şartla. Yıllardır yapılan uygulamalarla “yaz –boz tahtası” haline gelen eğitim sistemimizde yapılması plânlanan “güncellemeler”in objektif, tarafsız ve uzman kadrolardan oluşan komisyonlarca akademisyenlerin de katılımıyla yapılması gerekir. Bu güncellemelerin öğretmenlerimiz için sadece bilgi ve uzmanlık alanında değil, “maaş ve ücret” açısından da yapılması zorunludur. 

Eğitimde güncellemeyi bireysel ele alırsak, ”yaşadığınız ortamda “kapsama alanı dışında kalmamak”, çevrenizle iletişimin kesilmesini, “yalnız başınıza – içine kapanık-bir yaşam" sürdürmek veya iş ararken bulmada sıkıntı çekmek istemiyorsanız, kariyeriniz ne olursa olsun, her gün değişen teknolojik, sosyal ve ekonomik ortama ayak uydurma zorunda olduğunuzu  unutmamalısınız.

Biz buna “her yaşta eğitim” diyoruz. Bilgi ve becerilerimizi bulunduğumuz ortamın hızı ile uyumlu olarak yenilemek zorundayız. Nasıl bilgisayarlarımız veya teknolojik  araç ve gereçlerin belli bir zaman aralığında veya her an güncellenmesi gerekiyorsa, insanların da bilgi ve becerileri de günümüze uyumlu hale getirilmelidir. Bu da her yaşta eğitimle mümkündür. Yani kendimizi sürekli “güncelleme” ile.

Yapmanız gereken nedir ? Bunun için ilk önce “ölene dek eğitim” kararı alarak, yalnız akademik anlamda değil aynı zamanda mesleki ve teknik ortamda beceri eğitimi ve kişisel gelişim  programlarına düzenli olarak katılmalı ve kendinize güven gelmesi için de bu çalışmalarınızı  belgelendirmelisiniz.

Kahve köşelerinde zaman öldüreceğinize, “değişik hobiler edinmek, resim yapmak, koro çalışmalarına giderek müzikle uğraşmak, cebinize göre turlarla gezilere katılmak, el beceri sergileri açmak, çocuklar ve gençlerle birlikte olmak, yaşlıların deneyimlerinden yararlanmak, doğa ve çevre için çalışmak” yoluyla yaşama bağlanmak için mutlaka “kendinizi güncellemeniz” gerekmektedir.

Emekliler için zaman sorunu olmayabilir ancak, değişik kariyerlerde çalışanlar akşam veya hafta sonu kurslarına ve etkinliklerine katılabilirler. Kendimden örnek vereyim. 35 yaşından sonra “bağlama çalmayı” öğrendim. Teknolojik gelişmeler karşısında, meslekte 40 yıl kullandığımız “daktiloyu” bırakıp – zorlanarak da olsa - 57 yaşında kurs ve seminerlere giderek “bilgisayar” kullanmayı öğrenmek zorunda kalışımız, ölene dek eğitimin bir parçası oldu. 

Benim gibi teknolojiyi seviyorsanız, günümüzde iphone ve ipad’lerin cazibesi, facebook’ta arkadaşlarınıza ulaşmayı tamamladıktan sonra twitter’da iletişim kurmak için yeni programlara yönelmeniz gerekmektedir. Ben bu konuda teknolojik gelişmeleri izleyen ve kendini devamlı güncelleyen oğlum Alper’den  –öğrenmenin yaşı olmaz- diyerek destek aldım. Sizler de çocuklarınızdan, bilenlerden buna benzer yardım alabilirsiniz.

Kişisel gelişiminizi sağlarken şu kuralı unutmayınız. “Yapamam deme, yapan senden üstün değildir.” İş aramaya gidenlere ilk sorulan sorular; hangi okuldan mezun olduğunun yanı sıra, bildiği yabancı dillerden sonra, bilgisayarda hangi programları bildiği ve kullanım sertifikalarının olup olmadığıdır. 

En kolay iş bulma şansı olanlar ve ücret konusunda pazarlıkta avantajı ellerinde bulunduranlar, en yeni bilgilere ve geçerli becerilere sahip olanlardır.

Günümüzde holding ve şirketler ihtiyacı olan elemanları –ön inceleme ile - daha üniversite son sınıftan itibaren kendi özel alan eğitimlerine almakta, onları sosyal, ekonomik ve teknolojik açıdan istediği şekilde “güncellemekte”,  hatta bunun için de ek olarak “iş güvencesi” vermektedir.

O halde, “ekmeğin aslanın ağzında değil, midesinde olduğu” iş ortamında  çalışmak zorunda olan ve gelişmelerden uzak kalanların ne yapması gerek ? Çalıştığı sürede veya emekli olduktan sonra da bilgi ve becerilerini ortama ve teknolojiye göre sürekli geliştirerek “güncellemesi” gerek. Bu da “ölene dek eğitim” demektir.

Şu ana kadar yapmadıysanız, genç ya da yaşlı da olsanız yaşama daha sıkı bağlanmanız ve çevrenizle iletişiminiz  için  “kendinizi güncellemeye” ne dersiniz ?

Sevgiyle kalın. Saygılarımla. 

Ali İhsan ÖZÇAKIR

            MEB. Bakanlık Başmüfettişi (E)

            e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com

  

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..