Eğitimde köklü değişimler şart

Hafta başından bu yana okullar açık. Uzun bir tatilden sonra öğrenciler yeniden kendi okullarında…

Belirtmekte fayda var. Donanımlı, yöneticileri ve öğretmenleri güler yüzlü eğitim kurumlarında okuyan çocuklar, diğerlerine göre daha şanslı...

Ancak ülkemizde bu vasıfları bir arada bulunduran okullar henüz azınlıkta… Her ilde sayıları üçü, ya da beşi geçmiyor.

Nedense, onlar da yörelerindeki çocuklarından ziyade, farklı semtlerden gelen maddi olanakları yerinde ailelerin çocuklarına hizmet sunmaktalar!

Mevcut duruma bakıldığında, “eğitimde fırsat eşitliği” ilkesine uygunluk devlet okullarında bile havada kalmakta!

Bu sıkıntıların yanında, okullarda yöneticilerin keyfi tutumlarından kaynaklanan ilginç durumlar da söz konusu:

Örneğin; aynı okulda, her sınıf düzeyindeki şubelerin imkanları, emsallerine göre büyük farklılıklar gösterebilmekte;

Araç-gereç, sınıf düzeni ve özellikle de şubeyi okutacak deneyimli öğretmenler bakımından farklılıklar söz konusu…

Zaten kayıt döneminde ilköğretim okulları bu yönlerini bir ayrıcalık, ya da gurur vesilesi olarak veliye hissettirmeye çalışırlar…

Davranışın birinci nedeni; belli şubelere rağbeti artırarak, kayıt yaptırmak isteyen velilerden okula yüksek meblağlı bağışlar elde etmek,

Diğer bir nedeni ise; maddi durumları iyi ve başarılı öğrencileri bir arada tutarak, onları masrafsız üst kurumların sınavlarına hazırlamaktır.

Böylece, kurum yöneticileri bir taşla birkaç kuş vurduğunu düşünerek, bu sınırlı başarı için kazançlı çıktıkları hissine kapılırlar!

Oysaki gerçekler farklı.

Çünkü eğitim kurumlarında başarılı eğitim etkinlikleri, öğrencilerin tümünü kapsar ve çocukları “fırsat eşitliği ilkesi”ne dayalı hayata ve üst öğrenime hazırlar...

O halde bir başarıdan söz etmek için önce yöneticilerin okullarında bu esaslara göre çalışmalarını yapıp, yapmadıklarına bakmak gerekir.

Ne yazık ki günümüzde okullarda “birkaç öğrenciye odaklanma” ve diğer “binlerce öğrenciyi göz ardı etme” modası revaçta...

Bu anlayış ve yaklaşımlar sayesinde eğitimde “muasır medeniyet seviyesine ulaşmak” şöyle dursun, her geçen gün biraz daha geriye gidiyoruz.

Gidişatı düzeltmek için; günübirlik tedbirlerden ziyade, olup-biteni yakından görüp, eğitimde köklü değişimler yapmak şart.