Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomik kriz ne kadar sürecek?

Ekonomik kriz ne kadar sürecek?
 

Ekonomik krizin süresini bilen yok, sadece tahminler ve senaryolar var.


Herkes global krizin nedenlerinden çok ne kadar süreceğini merak ediyor. Bu kadar olumsuzluk içinde olumsuz şeyler yazmak, fekalet tellallığı yapmak istemedim ama aşağıdaki haberle birlikte bunları paylaşmanın zamanının geldiğini, hatta geçtiğini düşünüyorum.

Aslında kriz birkaç ay öncesinden belliydi, ancak kredi kartlarının alım-satımdaki etkileriyle hem biraz ertelendi, hem de kamufle oldu. Bundan sonra kredi kartlarının getireceği sıkıntıların daha çok artacağını göreceğiz. Krizin ne kadar süreceğine dair dört temel tahminim var;

En iyimser senaryoya göre kriz 6 aydan önce bitmeyecek. Hemen biteceğini düşünen artık kimse kalmadı, "Başbakan bile" artık krizi kabul etti. Hatta beğenmediği Baykal'ın önerilerini "Ekonomik Önlemler" paketi altında Eskişehir'de açıkladı. ÖTV ve KDV üç aylığına bazı sektörlerde indirildi ama bu kirizin üç ay süreceğini göstermiyor, çok çok iyimser tahmin bile denemez olsa olsa safdillik olur. Ekonomistleri, işadamlarını, esnaf ve çalışanları bırakın sadece vatandaş bile üç ayda krizin biteceğini düşünmüyor. O nedenle en iyimser bu senaryoyu daha fazla dillendirmeye gerek görmüyorum.

İyimser senaryoya göre krizin bir yıldan sonra biteceği şeklindedir. Şu andaki verilere baktığımızda durgunluğun bitmesi ve ivmenin yukarıya doğru çıkması, ortaya çıkan zararların kapanması, işsizliğin kriz öncesine gelmesi yani yaraların daha fazla derinleşmeden sarılıp iyileşmeye başlaması bir yıldan önce olmayacaktır. Sanırım bunu da çok fazla anlatmanın anlamı yok.

Bunlar dediğim gibi maalesef iyimser senaryolar, kötümser iki senaryom daha var. İyi ve kötü olasılıkların ortasındakileri bekleyip görelim diyerek kötü senaryolara geçeyim.

Kötü senaryoya göre göre krizin süresi 10 yıl sürer. Dünyadaki ekonomik dengelerin değişmeye başladığı bir noktada bunun kötümser olduğunu söylemek için bu varsayımın dayandığın noktalar olmalı. Ancak bunun detayını en kötü senaryo ile birlikte anlatmakta fayda var.

En kötü senaryo da maalesef krizin 20 yıl sürebileceği şeklindedir. Daha fazla süreceğini öngörebilmek de sadece kötümserlik veya ekonomik teorilerle değil, olsa olsa geleceği gören bir sihrili küre ile mümkün olabilir.

Dediğim gibi her iki senaryoyu açıklamak için geçenlerde TRT'nin haberini buraya almakta fayda görüyorum.

"21. Yüzyılda Asya Yükselecek"

ABD'de Senato'ya sunulan rapora göre 21. yüzyıl, Asya'nın yükselme dönemi olacak. Çin ve Hindistan dünyanın 3. ve 4. büyük ekonomisi haline gelecek.

Amerikan istihbarat uzmanlarının değerlendirmelerine göre, 21. yüzyıl, Asya'nın yükselişine sahne olacak. Asya'daki bu yükselişin lider ülkeleri Çin ve Hindistan, 15 yıl sonra, dünyanın üçüncü ve dördüncü büyük ekonomileri haline gelecek.

Çin ve Hindistan 18. Yüzyıldaki Konumlarına Kavuşacak
Amerikan Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair'in, Senato İstihbarat Komitesi'ne sunduğu rapora göre, dünyadaki refah üretimine yüzde 30 katkısıyla Çin ve yüzde 15 katkısıyla Hindistan, 18. yüzyıldaki konumuna yeniden kavuşacak.

Çin'in Yükselişi Asya'daki Dengeleri Değiştirecek
Bir dünya gücü olarak Çin'in bu yükselişi, Asya'daki bölgesel güç dengesini de etkileyecek. Mevcut küresel kriz, Çin ve Hindistan'da da büyümenin yavaşlamasına yol açacak. Fakat bu iki ülke, 2025 yılında, dünyanın üçüncü ve dördüncü büyük ekonomisi olacak.

Ancak, Çin'deki mevcut ekonomik ilerlemeden yaklaşık 300 milyon Çinli yararlanıyor. Kalan 1 milyarlık nüfus, hala yoksulluk içinde yaşıyor.

Çin Askeri Bakımdan da Bölgedeki ABD Güçlerinin Seviyesine Gelecek
Askeri bakımdan ise Çin, askeri gücünü, bölge ülkelerinin seviyesinin daha da ilerisine taşımak için, modernizasyon programlarına devam ediyor.

Yeni geliştirdiği silah sistemleri ve artan füze kapasitesiyle de Çin, askeri gücünü, bölgedeki Amerikan güçlerinin düzeyine ulaşacak şekilde geliştirmeye devam ediyor.

Çinliler, nükleer silah kapasitesini de sürekli modernize ediyor.

Asya ülkelerinden Hindistan da büyüyen ekonomisiyle hayati önemdeki enerji piyasalarına girerek, hızlı ekonomik büyümesinin sürekliliğini sağlayacak kaynakları geliştirme girişimlerini sürdürüyor.

http://www.trtenglish.com/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=666fd315-154a-4858-b838-543545f54ff3

Hindistan ve Çin toplam dünya nüfusunun yüzde kırkını teşkil ediyor. Büyüyen Çin ve Hindistan ekonomisine Amerika ve Avrupa'dan ciddi sermaye yatırımları sonucu Çin ve Hindistan büyümeye başladı. Dünya pazarlarına hakim olmaya başlayan Çin ve Hindistan'ın dünyadaki ekonomik krizdeki etkileri sürekli olarak gözardı edildi.

Dünya dengeleri tamamen değişiyor, 1970'lerden beri farklı sektörlerdeki üretimler birçok yeni üretimi beraberinde getirirken aslında bir çoğunun lüks üretimler ve tüketimler olduğunun farkına varmakta geç kaldık. Tüketim alışkanlıklarımız tamamen değişti, 20-30 yıl öncesine göre tüketmediğimiz birçok ürün tüketilir hale geldi.

Eğer onbeş yılda 300 milyon Çinli ekonomik gelişmeden yararlanıyorsa diğer 1 milyar Çinlinin de ekonomik refahlarını yükseltmeleri için gereken süreyi kabaca hesaplarsak ekonomik büyüme trendine göre bu durum yaklaşık olarak 15-20 yıl alır. Böylece iki kötü senaryonun nedenlerini sadece Çin ve Hindistan gerçeği ile açıklamak mümkün olabilir.

Özetle yeni dünya ekonomisinin tekrar dengeye girmesi büyük zaman alacaktır, kısa vadeli senaryolar tutsa da artık yeni dünya dengeleri ancak uzun sürelerde yerine oturacaktır. Savaşlarda taktikler geliştirmek ve geleceği görmek zaferi de beraberinde getirebilir. Ekonomik zafer için de geleceği görmek ve bunun için hazırlıklar yapmak gerekiyor. Tarımdan otomotive, hizmetten inşaata kadar tüm sektörlerin detaylı bir analizi gerekiyor. Türkiye'nin bu noktada "gelecek senaristleri"ne ve bu senaryolara göre "gelecek planlamacıları"na ihtiyacı olacaktır. Ancak bu çalışma devlet eliyle, özellikle DPT gibi büyük bir ekiple, detaylı olarak takip edilmesi gereken, milli bir ekonomi politikası haline getirilecek şekilde yapılmalıdır.

Sakın ola ki "milli ekonomi politikaları zaten geliştiriyor" demeyin, Çin ve Hindistan yaklaşık 20 yıldır bu büyümenin temellerini oluşturuyordu. Bana göre, tüm dünya siyasileri ve ekonomistleri bunu görmezden geldiler. Yapılanlar yeterli olsaydı bu kriz bu şekilde yaşanmazdı, yaşamazdık.

Daha fazla içinizi karartmayayım, daha güzel yorumlarda ve yazılarda görüşmek üzere İYİ PAZARLAR...

 
Toplam blog
: 64
: 968
Kayıt tarihi
: 28.10.07
 
 

Mülkiye İşletme mezunuyum ve aynı zamanda Sakarya Üniversitesi Maliye Bömlümünde doktora öğrencis..