- Kategori
- Aşk - Evlilik
Ekose battaniyeli ev halleri

Bir kadına bir erkek. Yakışığı budur.
Yalnızlık allaha mahsus. Doğru söylem.
Bıraksalar gül gibi geçinip gidecek bu iki cins ama rahat vermiyorlar ki.
Misal, ıssız bir adada, çift başlarına yaşamaya bile kalksalar, ağacında sakin sakin öten kuşun cinsi bile aralarında tartışma konusu açar.
Bence saksağan.... bana kalırsa baykuş. Saçmalama baykuş puuu lar, saksağan da uzun uzun ötmez. Saksağan...baykuş ...derken biri o geceyi sahilde, diğeri de kamıştan kulübede geçirir.
Dedim ya kimse rahat vermez şu ikiliye. Ne ötüyorsun şimdi durup dururken değil mi? Araya nifak sokmanın ne manası var.
Şimdi hal böyle olunca, aynı mekan dahilinde gece uykularını ayrı geçirmeye başladı mı bu ikili, ikili olma sözleşmesinin ihlali tohumları atılmaya başlanmıştır.
Çiftlerin birbirlerine en primitif ceza şeklidir. Nnevet ben bu gece salonda uyuyacağım, neredeydi ekose battaniye???
O gece ayrı yattın mı, cezanı verdin. Artık kendine mi, O’ na mı belli değil.
Gitmişsin 55 taksite bir yatak almışsın battal boy, sonra yaptığına bak...neden şiddetli ya da şiddetsiz kavga erteleri, bir kişi kendini bu ortopedik zevkten mahrum etsin?
Hayatta etmem, etsin de istemem. Dön arkanı uyu, ya da dönme istediğin yönde yat.
Anlam yüklü bohçanın içinden şunları çıkarabiliriz :
Sana değmek istemiyorum, sana katlanamiyorum, seni çekemem, sinirime dokunuyorsun, madem eşim gibi olamıyorsun, neden yanında yatayım vs...
Yani yatak demek, aşk demek. Aşk demek, yatak demek. Bu sonuca varıyoruz en mikrodan.
Aşk demek, birbirlerinin kurallarına kayıtsız şartsız uymak demek. Kurallara uydun mu da yanında yatmaya hak kazanırsın. İşte bu kadar!
İhlal demek, ihmal demek aşk kitabında.
Yirmi yaşına kadar oku, kırk yaşına kadar hayattan sille ye, ders almak adına; altmış yaşına kadar da bağkur mu, sigorta mı daha çok prim veriyor acaba endişesi ile geçsin ömrün... Ne kaldı şurada ölümüne; en iyi niyetten beş sene kalmışken de yanındaki insanın ”hayat arkadaşın” olduğunun anca bilincine var.
Muhallebi yerken takma dişlerin kırılmaya başladığı yıllarda anlarsın aslında, kuşları seslerinden tanıyabilen tarafın bir diğerinden kişilik olarak üstün olmadığını. O zaman anlarsın ancak, saksağanlar ve baykuşlar ilahi adalet için değil, sadece çeşit olsun diye indirilmiştir yeryüzüne.
Didişmeyi taaa o zaman bırakırsın. Eşinin tansiyon ilacını, o zaman hatırlatmaya başlarsın. Yıllar öncesinde başının ağrısını umursamazken, şimdi, “yalnız kalma korkusu” ile paspası olursun O’ nun.
Değer mi oysa değmeden yatmak, değmeden yaşamak, bir gün bile.
Aşk demek “ değmek” demek.
Tenine, ruhuna, acısına, sevincine değmek demek.
İnadına, didiştiğiniz geceler boyu değin birbirinize.
Ya da daha kolay bir çözüm, işgüzarlık edip de ekose battaniye falan almayın evinize.