Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '16

 
Kategori
Deneme
 

Elle tutulabilir bir ‘benlik’ duygusu yok!

Elle tutulabilir bir ‘benlik’ duygusu yok!
 

Şiddeti kim öneriyorsa ona şüpheyle bakıyorum...


Herkesi boyunduruk altına almaya çalışan insan despottur. Despot bir insan içsel bir derinliğe sahip olmak istemez. O, her şeye yüzeyde gördüğü şekli ile hükme varır ve vardığı o yerde ruhunu her şeye kapatarak öylece kalır.

Her dediğini ve her dilediğini yaptıran böylesi bir insan yalnızca kendine ve kendisi gibi olanlara kulak kesilir ve başka insanlara karşı sağır olur.

Başka insanlara karşı sağır olan bu insan, sert bir kayaya benzer.

Siz itiraz etseniz cezalandırılırsınız, sussanız durumu idare etmiş olursunuz. Oysa herkesin doğuştan hakkı olan algılama, düşünme, reddetme, duygusunu belirtme ve özünü gerçekleştirme dediğimiz beş temel özgürlük hakkı vardır.

Daima sinirli olan, ‘ben merkezli’, kendi dediğinin ötesinde başka hiçbir görüşe ilgisi olmayan, herkesin kendisinden çekinmesini isteyen bu despot kişilik, insanı, insanları hasta eder. Hasta olan bu insanlar bulduğu imkânla ne kadar yaşayabilirse o kadar kârdır anlayışını güder ve özgürlük sınırlarının farkında bile olmaz. Hastalıklı bir bünyede yaşamak alışkanlık haline geldiğinde, bütün maharetlerimize rağmen tedavisi zor bir toplum olmaya başlarız.

Bugün kanser gibi yakamızı bırakmayan bu muazzam bunalımlı kişiliğimiz felaketlere yol açtığı gibi tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir.

Bu çok ciddi bir sorundur. Çünkü insanın özüyle hiçbir ilişkisi olmayan bu hastalıklı halimiz, despotluk kılığına bürünmüş insanların kolaylıkla yaşam ve davranışlarımıza yön vermesini gerekli kılar.

Peki bu bizim talihsizliğimiz midir?

Yani sorunlarımız despot bir kişilikle yaşamayı kabul etmediğimiz için mi ortaya çıkıyor?

Yoksa hastalıklı bir bünyede yaşıyor olmanın dayanılmaz hafifliğini bildiğimiz için mi kendimizi sorunun tam orta yerinde buluyoruz?

Hayatlarımızı daraltan, mantıklarımızı körelten, görüşlerimizi bulanıklaştıran despotluklar ve hastalıklı bünyede var olan kireçlenmiş zihinlerimiz yüzünden bugün şiddet ve öfkeyi etkileyecek her türlü araç işler hale gelmiştir. 

Esneklik, bir düşünceye tahammül etme, bildiklerini bir daha gözden geçirme gibi bir alışkanlığımız yok bizim. Bizde, ‘amaç, araçları meşru kılar” sözüyle bir hareketlik söz konusudur.

Oysa ölümün ya da korkularımızın dayanılmayacak kadar acı verdiği düşüncesinin bizi mahvedeceğini ve bu gerçekliğin hayatlarımızdaki anlamsızlıklara yol açacağını biliyor olsaydık bugün şiddet ve öfke yerine başkasının düşüncesini de özümseme yoluna giderdik. 

Despot olanlar, karşısında duranları sindirmeye çalışıyor, diğer bir taraftan bir başkası bundan rant elde etmek için kendi kuvvetinden yararlanıyor ve masum insanlar üzerinden kabaran bu öfke bu nedenle bir türlü bitmek bilmiyor.

Kişisel hak ve özgürlüklerimizi kullanabilmek, düşünce, fikir ve görüşlerimizi sunabilmek, kendi bilincimizle kendimizi oluşturabilmek için ‘güç’ değil, daha aydınlık, daha demokratik, daha barışçıl ve daha açık zihinlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Şimdilik hoşçakalın.

Gülden Çokkalender

cokkalender.g@hotmail.com

 
Toplam blog
: 27
: 307
Kayıt tarihi
: 18.04.16
 
 

Gaziantep Üniversitesi İİBF/ İşletme Yüksek Lisans Mezunu - GAÜN Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan ..