- Kategori
- Futbol
Emenike, Feyenoord karşısında da dersi verdi
Fenerbahçe, hazırlık maçı havasından kurtuluyor.
Kasımpaşa maçıyla başlayan, Gaziantepspor’la süren “oturmaya başlama”, Feyenoord karşısında, daha bir umut verdi. Demek ki, kendine gelince, hazırlık maçı havasından kurtulunca, oluyor.
İlerisi için umut veren gidiş, Feyenoord karşısında umudu daha da ileriye taşıdı. Lig’in ilk üç maçında, o ilkyarıları boşa harcayan Fenerbahçe, artık, o “huy”undan vazgeçtiğini bir kez daha gösterdi.
Neydi, o ilkyarılarda “pozisyon” bulamamalar, topu bir yandan öbür yana göndermeler; futbol dünyası bizden sorular havasında olanların “laf”larıyla taraftarın üzerine karabulut misali çöken umutsuzluk?
En verimli oyunun ne olduğu anlaşılınca, beklenen verim, kendiliğinden gelmeye başladı.
Değişen neydi?
Futbolcular aynı, ama oyun farklı.
Fark, “usta el”in değmesinde... Helva yapmanın malzemesi belli olmasına karşın, herkes, helvaya o tadı veremez.
*****
Advocaat, son iki maçtaki onbiri korudu sayılır.
Cezalı Volkan Şen’in yerine Sow sahadaydı.
Maç başladı, Fenerbahçe’nin ne yapacağı da anlaşıldı. Son iki maçta gördüğümüzü bu maçta da görecektik.
Bir an önce gole ulaşmak için bastırmak...
Geride, orta alanda oyalanmak yerine, topu bir an önce ileri taşımak gerektiği, kafalara iyice yatmıştı artık. Onun için de baskı, direnme, üstüne üstüne gitmek gerekiyordu.
Öyle de oldu...
Lig’de, boşa harcanan ilkyarılardan, “Bir kedim bile yok” misali “Bir pozisyonum bile yok”tan, “pozisyon”lar yaratılan ilkyarılara gelindi.
Advocaat, “ihtiyar”, “laf üretme merkezleri” bakalım başka neler bulacaklar, emekliliğinin son günlerini değil, Fenerbahçe’de parlak günleri yaşamaya gelmiş görüntüsü çizmeyi sürdürecek gibi...
*****
Tek golün olması, oyunun, Fenerbahçe açısından zor geçtiğini göstermez.
Fenerbahçe, her iki yarıda da, genel olarak etkili oynadı. İkinci yarı, Feyenoord’un biraz dirilmesiyle daha bir coşku verici oldu. Sonuç, Feyenoord’un güçsüz olduğu, kötü oynadığı anlamıyla değil de, Fenerbahçe’nin etkili oluşuyla açıklanabilir.
Tek gol, başka gollerle maçı daha güzel yapabilir, taraftarı daha bir mutlu edebilirdi. O tek golün sahibi Emenike, “adam olma” konusunda ahkam kesenlere, öteki maçlarda olduğu gibi, yine ders verdi.
Volkan Demirel, öteki maçlarına aksine daha etkiliydi. Bir bakıma, almaz ya, Fatih Terim’e selam gönderdi.
(Sokaktaki futbolseverin, takımlar hakkında özellikle olumsuz konuşması, şöyle şöyle hezimete uğrayacak gibi yaklaşımları doğru gözükse de, “futbola yöne veren” havasında olduğunu sananların o tarzda konuşmaları, futbol dünyasını kimlerin çürümüşlüğe ittiğinin kanıtıdır.)
*****
Fenerbahçe'de, futbolcuları tek tek değerlendirmek yerine, genel bir bakışla, "takım olma" yoluna girildiğini söylemek yeter.
Uzun süreli/ soluklu bir işin, başladığı gibi biteceğini söylemek, o işin bilindiğini değil, bilinmediğini gösterir.
Feyenoord, Bilal’in sahada gözükmesiyle birlikte canlandı. Ama bu, yakalanan fırsatlar, Volkan Demirel ve Skrtel’in çabasıyla boşa çıktı.
Emenike’nin golünden önceki pozisyona bakınca, bizdeki kimi “aklıevvel” diyeceklerimizin yaklaşımıyla, Kuyt, Fenerbahçe’ye “kıyak çekti" denebilir! Çünkü Lens'in, Kuyt'ın ayağından sökerek aldığı topu, Ozan Tufan akıllıca götürdü ve Emenike’nin önüne attı. Emenike'nin vuruşunda top, direğe çarptıktan sonra kaleye girdi.
Direklerle arası iyi olmayan Fenerbahçe, bu kez direğe takılmadı.
Son söz:
Emenike, “adam olma” konusunda ahkam kesenlere, öteki maçlarda olduğu gibi, yine ders verdi.
https://www.facebook.com/turgutcelik
https://twitter.com/#!/turgutcelik