Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Emre Belözoğlu ve kaçan tarihî bir fırsat!

Emre Belözoğlu ve kaçan tarihî bir fırsat!
 

Temsil edildiğin gibisindir..


Çarşamba günü Romanya ile oynadığımız ve 2-0 kazandığımız özel maçta kazandığımız penaltıyı sanırım her futbolsever görmüştür. Şimdi size burada aslında penaltının ne kadar komik, hatta komik ötesi olduğunu anlatmaya gerek yok.

Gazetelere yansıdığı kadarıyla karşılaşmanın ardından bir açıklama yapan pozisyonun kahramanı Gökhan Gönül <ı>“Pozisyondan sonra, hakem geldi suratıma baktı ve hiçbir söylemedi. Ben de rakip oyuncunun ayağına benim vurduğumu söyledim. Ama penaltıyı acaba daha önce beni çekti diye mi verdi bilmiyorum. Penaltı yoktu, keşke vermeseydi. Ben hakeme olayın doğrusunu anlattım” diye konuşmuş.

Gökhan Gönül bilmediğimiz bir futbolcu değil. Fenerbahçe'de oynamasına rağmen Galatasaraylıların dahi takdir ettiği bir futbolcu. Gerek futbolculuğu gerekse şahsiyetiyle örnek bir "sporcu". Keşke bir adım öteye geçse ve penaltıyı kendisi atabilseydi, daha doğrusu gole çevirmeyebilseydi.

Siz bir futbolsever olarak maçı izlerken "keşke atmasak" demediniz mi? Ya da o penaltı golüyle öne geçtiğimizde (hafif bir tabirle soralım) birazcık olsun kendinizi rahatsız hissetmediniz mi?

Maç da özel bir maç.. Hani ne puan, ne tur, ne de final kavgası verilmediği, hazırlık amacıyla oynanan bir maç. Öyle bile olsa aynı rahatsızlık hissedilebilir ama en azından belki kaçar noktası olurdu.

Maçtan aklımda kalan, Erman Toroğlu'nun formundan bir şey kaybetmediğini gösterme çabası ile ne oynadığı hakkında herhangi bir fikir edinemediğim bir milli takımdı nihayetinde. Çok kısa bir zaman sonra akıllarda da kalmayacak, belki bu utanç penaltısının dışında.

Gökhan Gönül bilmediğimiz bir futbolcu değil demiştik, emre belözoğlu da öyle.. Daha önce en sonuncusu 29 Temmuz'da olmak üzere hakkında uzun uzun yazmış, oldukça da çok (olumlu-olumsuz) eleştiri almıştık. (son yazının linki aşağıdadır) E pek de yanılmamışız. Penaltı noktasına o gelince kaçınılmaz sonu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu.

Hakkındaki bunca olumsuz imaja rağmen o penaltıyı "atmama/kaçırma" basiretini gösterebilseydi hayatı değişebilirdi. En azından yeni bir başlangıç yapabilmek için inanılmaz bir fırsattı onun için. Böyle fırsatlar -bir mucize olmazsa- bir futbolcunun başına belki bir kere gelir. "Emre belezoğlu" demiştik, pek de hakkını yememişiz demek ki..

Emre belözoğlunun kaçırdığı fırsat, sadece onun için değil, ülke futbolu için de kaçırılmış tarihî bir fırsattır! Belki de "spor"a bakışımızı yeniden sorgulamamıza neden olabilecek bir fırsat..

İngiliz futbolcu Robbie Fowler, 1997 yılında Liverpool formasıyla Arsenal'e penaltıyı atmamıştı. Penaltının doğru olmadığını hakeme anlatmış, sonuç alamayınca topu kaleciye yuvarlamıştı. Şimdi onu kimse unutmuyor, belki de yüzyıllarca unutulmayacak.

Emre belözoğlunun penaltıyı atması "haber" değil aslında, asıl haber olan diğer futbolcularımızdan bazıları. Emre penaltıyı attı da diğerleri ne yaptı? Emreyi kutlamaya gelenlere bakmak lazım, Selçuk'tan başlayarak. Onların da çok sportmen olmadıkları kanaatindeyim. Tekrar seyretme şansınız olursa, lütfen o karelere iyi bakın. Ben o kareleri seyrederken, ülke futbolumuzda ve sporcularımızda ne tür bir düşünce yapısının hakim olduğunu içim acıyarak gördüm.

Emre belözoğlu hakkında yazdığımız yazının sonunda "Fenerbahçeliler onu sahada kaptan olarak gördüklerinde mutlu oluyorlar mıdır acaba?" diye sormuştum. Yanıtını bu maçta aldım.

E hırsızın kabahati var da evsahibinin hiç mi kabahati yok? Bizi, hepimizi temsil eden "milli" takımın başına kaptan olarak onu koyuyorlarsa, ben ne diye konuşuyorum ki?!

Spor anlayışımız ölmüş.. Ben helvasını yapmaya gidiyorum..

........................

blog.milliyet.com.tr/_Milli_sporcu__Fenerbahceli_Emre_Belozoglu_/Blog/

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..