Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Aralık '08

 
Kategori
Öykü
 

En güzel dostluk hikayesi

En güzel dostluk hikayesi
 

İNCİKUTUSU


Dost dedim nicelere

Paylaştım herşeyimi

Feda ettim gecelere

Uyumadım dost diye diye...


Birbirlerini seven iki dost varmış. Bunlar birbirleri için her türlü fedakarlığı yaparmış. Birgün kurnaz olanın işleri bozulmuş ve sıkıntıya düşmüş ve gitmiş saf olan dostunun yanına durumunu anlatmış, tabi saf olan dostu bu duruma çok üzülmüş ve bütün parasını çıkarıp ona vermiş. Kurnaz dostu da ona cok tesekkür etmiş. Aradan bir süre geçtikten sonra bu sefer saf olanın işleri bozulmuş ve ne yaparım ederim düşünürken dostu aklına gelmiş ancak o bana yardım eder iş verir demiş ve dogru kurnaz olan dostunun yanına gitmiş. Ondan iş istemiş fakat kurnaz olan dostu kusura bakma ben sana iş veremem demiş. Saf olan dost bu duruma cok sasırmış ve üzülmüş ama olsun demiş o yine de benim dostum diyerek fazla kafasına takmamış.
Günlerden bir gün saf olanın yolda yürürken karşısına yaşlı bir adam cikmış adam evladım bana yardım eder misin çok hastayım param yok, bana yardım eder misin demiş. Saf olan da almış yaşlı adamı önce doktora götürüp ilaçlarını almış ve bir süre evinde misafir etmiş. Daha sonra yaşlı adam onun evinden ayrılmış. Bir süre sonra ona bir mektup gelmiş, mektubu açtıgında bir de ne okusun? Yaşlı adam ölmüş fakat bütün mirasını da ona bırakmış saf olan bu durumda iyiliğinin karşılığını fazlası ile görmüş.
O da kendine kalan mirastan kalan para ile bir ev almak istemiş ve aklına kurnaz olan dostu gelmiş. Demiş: " onun evinin karsısından ev alayım hem benim geldiğim durumu görür biraz utanır demiş ve dostunun evinin krşısından bir ev almış.
Saf olan günlerden bir gün evinde otururken kapısı çalmış ve kapıyı açtığında karşısında yaşlı bir teyze görmüş.
Yaşlı teyze ona : " evladım çok açım bana biraz yemek verir misin? " demiş.
Saf olan onu içeri almış ve sıcak yemek vermiş , biraz muhabbet ettikten sonra saf olan ona demiş ki : " teyze senin hem ailen hem evin yok gel benimle beraber kal hem bana arkadaş olursun hemde yemeklerimi yaparsın demiş.
Yaşlı teyze de bunu sevinçle karşılamış ve " olur evladım " demiş.
Gel zaman git zaman yaşlı teyze birgün saf'a sormuş " evladım senin sevdiğin ya da beğendiğin bir kız yok mu? Neden evlenmedin " demiş. Saf olan da durumunu ona anlatmış.
Yaşlı teyze de ona " evladım benim tanıdığım bir kız var istersen seni onunla tanıştırabilirim. "
Ve yaşlı teyze bunları tanıştırmış. Saf olanla kız birbirlerini beğenmişler ve sevmişler , evlenmeye kara vermişler.
Fakat saf olan hala dostunu unutmamıştır ve düğününe onu da davet etmeye karar vermiş... Düğün günü gelip çatmış. Elbette dostu da düğüne gelmişti.
Düğün esnasında saf olan sahneye çıkmış ve almış mikrofonu eline başlamış konuşmaya.
-Bİr zamanlar benim çok iyi bir dostum vardı birbirimiz için her şeye katlanırdık. Birgün onun işleri bozuldu benden yardım istedi ben de hiç düşünmeden bütün paramı ona verdim.
-Yine birgün yanıma geldi benim nişamlımı çok sevdiğini ondan ayrılmamı istedi ben de kıramadım ayrıldım ve benim nişanlımla evlendi. Olsun o yine de benim en iyi dostum dedi.
-Fakat bir süre sonra benim işlerim bozuldu. Ne yapsam ne etsem derken bana yardım etse etse dostum eder dedim ve onun yanına gittim fakat o bana iş vermedi çok üzülmüştüm, yine de olsun dedim o benim dostumdu.
Ve konuşması bittikten sonra kurnaz olan dayanamayıp sahneye çıktı ve başladı konuşmaya:
- Benim de bir zamanlar çok iyi bir dotum vardı en zor günümde bana yardım etti hatta bütün parasını bana verdi.
-Ben ondan nişanlısını cok sevdiğimi ondan ayrılmasını istedim neden dedim çünkü o kız dostuma layık değil çünkü dostum çok saftı.
-Ona iş vermedim çünkü en iyi dostumun emrimde çalışmasına izin veremezdim.
-Karşısına çıkan yaşlı adam benim babamdı çünkü mirasımdan ona ancak böyle yardım edebilirdim.
-Yine karşısına çıkan yaşlı teyze benim annemdi çünkü ona güvenilir bir yer olarak ancak onun yanı olabilirdi.
- VEE şu anda evleneceği kız benim kızkardeşimdir....
İşte bizim dostluğumuz böyledir.....demiş.....

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara