Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '18

 
Kategori
Kitap
 

Enver Aysever'in "Nasıl Yazar Olunur?" Kitabını Okurken

Enver   Aysever'in "Nasıl Yazar Olunur?"  Kitabını Okurken
 

Evde kitaplığımda birçok kitaplar olmasına karşın, yine de okumak, bir şeyler öğrenmek için Halk Kütüphanelerine gitmeği ihmal etmiyorum. Ben aynı zamanda Halk Kütüphanesinin de üyesiyim. Geçenlerde Aydın Halk Kütüphanesinden almış olduğum bir kitabı iade etmek için Aydın İl Halk Kütüphanesine gittim. Kütüphanede çalışan çok saygıdeğer memurları vardır. Sıcak ilgilerinden dolayı  önce  teşekkür etmeliyim. Onlara birkaç gün önce aldığım kitabı teslim ettim.

Bu arada yazar Emin Özdemir’in Nasıl Yazar Oldum? Kitabını almak istedim. Görevli memur bilgisayarına baktıktan sonra“  Hocam,  bu kitap bizde yok, ancak Enver Aysever’in Nasıl Yazar Olunur?  Adlı kitabı vardır, bunu isterseniz verebiliriz” dedi. Bu kitabı almak istedim.  Uygun bir yere oturduktan sonra   beş, on dakika içinde  bu kitabı  bana  getirdiler. Nasıl Yazar Olunur? Adını taşıyan kitap 240 sayfa olup, İstanbul’da Remzi Kitapevi yayınları arasında çıkmıştır. 5.Baskı Kasım 2013. Tertemiz bir kapağı ve baskısı vardır.

Kitabı heyecanla alıp okuyorum. Kütüphaneden aldığım için beğendiğim sözlerin altlarını çizemiyorum. Kitabım olsaydı bir çiçek tarlasına dönerdi. Benim de pek beğenmediğim bana ait olan kitapları okuduğum zaman beğendiğim   cümle, atasözlerin, şiir ve deyimlerin altını hafifçe çiziyorum. Bu huyum kurusun. Bu cümle kendime ait bir özeleştiridir. Bana ait olmayan kitabı okurken hoşuma giden sözleri ayrı bir kâğıtta notlarımı alıyorum. Nasıl Yazar Olunur? Gerçekten emek verilmiş bir kitap. Beğenilmiş olmalı ki 5. Baskıya ulaşmıştır.

Kitabının giriş sayfalarında Nasıl Yazar Olunur? Ya da  Yazarlığın Gizli Reteçesi  bölümünde yabancı yazarlardan örnekler vererek  okuyucularının dikkatlerini çekiyor. Bu  yabancı yazarlarından bazıları: Wolter Benjamin, Nikolay Berdyaev, Viktor Hugo, Dostoyevski, genel olarak 19. Yüz yılda Rus yazarlarından söz eder. Polonyalı Madam Hanskaya, Balzac, müzisyenlerden Bach, Goldberg, Beethoven  tanınmış isimlerden de sözederek  yaşamlarından  ve nasıl yazdıklarından  söz ediyor:  Örneğin Dostyeveski’den  söz ederken şunları yazıyor: Dostoyeveski bir ruh devrimcisidir,her türlü katılığa ,uyuşukluğa karşıdır. Dostoyeveski yaşamına yakından bakmak işimizi kolaylaştırır. 19.Yüzyılın milliyetçilik eğilimlerinden etkilendiğini netlikle gözleriz. Düşünsel ve  yazınsal felsefesini “acı “ kavramı üzerinde kurmuştur Çünkü Dostoyeveski  çocukluğunda   çok acı  günler ve yıllar  yaşamıştır. Wiktor Hugo’nun yılda 16 kitap yazdıklarını ve yaşamının günlüklerle yazıp geçtiğini belirtiyor. Anna  Dostoyevski  anılarında, Almanya’ya  gittikleri dönemde eşinin neredeyse hiç yazamadığını söyler. Fyodor Dostoyevski’nin  “ben kendi halkımı görmeden, Rus halkını görmeden yazamam”  dediğini ekler. Rus yazar, insan hallerini, ruhunun derinliklerini anlatmak için, onlarla iç içe olmayı yeğlemiştir. Hatta açıkça ortaya koyduğu gibi, kendi insanını hissetmediği zaman kalemi durmuştur. (…)  Türk yazınından bu biçimde örnek vermek olasıdır.

Yazar Enver Aysever kitabını hazırlarken sevdiği ve ilgisini çektiği Türk edebiyatında eserleriyle yer almış şu yazarlara  yer verdiğini görüyoruz: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday,  Oktay Rifat, Memet Fuat, Şevket Rado, Cahit Sıtkı, Ziya Osman Saba, Sait Faik, Hasan Ali Yücel, Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Tahir Alangu, Adalet Ağaoğlu, Halide Edip, Leyla Erbil, Salah Birsel, Oğuz Atay, Attila İlhan, yakın dostum  dediği Melih Cevdet Anday, Yıldız Ecevit, Ferhan Şensoy, Ahmet Hamdi Tanpınar, Şebnem İşigüzel, Nurullah Ataç, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Cevdet, Ahmet Rasim,Öner Ciravoğlu,Irmak Zileli, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halit Ziya Uşaklıgil, Orhan Kemal, Tahsin  Yücel,  Ahmet Rasim, Selim İleri, Emin Çölaşan, Ahmet Oktay, Elif Şafak, İnci Aral gibi yazar ve şairleri anlatıyor. Bunları anlatırken onlarla yaşamış veya görmüş gibi yazıyor. Örneğin İstanbul’da oynanan bir tiyatro  sahnesinde şair Orhan Veli için şunları yazıyor: “Kapalı gişe oynanan bir oyunu görmek için iniyorduk aşağı doğru. Herkeste bir gülümseme, heyecan, memnuniyet… Birazdan Orhan Veli ilie karşılaşacaktık. Hani şiirlerini ezbere bildiğimiz, yaşamın küçük sevinçlerini birlikte tattığımız. Rumeli Hisarı’nda türkü tutturan bir şair Orhan Veli. Veli’ninoğlu bir Garip’i.  Derken Orhan Veli’yi şöylece tanımlıyor: Uzun boylu, zayıf, avurtları çökmüş, mırıldanır gibi konuşan. Tatlı tatlı alay eden her şeyle, Gündelik yaşamında bulup çıkardıklarını söyleyen, dalga geçer gibi konuşan ama… İşte böyle olur ulan şair yaşamı! “ dedirten. Bir telaş, bir sevinç içindeki… Sahnede Orhan Veli…

Uyuşamayız, yollarımız ayrı
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi
Senin yiyeceğin kalaylı kapta
Benim ki aslan ağzında
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik

Ama seninki de kolay değil, kardeşim
Kolay değil hani
Böyle kuyruk sallamak Tanrı’nın günü


….diyecekti birazdan bize…(s.54)

Yazar Enver Aysever kitabının bir başka yerinde Cahit Sıtkı’yı anmadan edemiyor. Cahit Sıtkı o yıllarda bekârdır ve bekârlığı hiç sevmiyor yazdığı bir şiirinde şöyle diyor:

Kitapta en çok ilgimi çeken “Salah Birsel‘in Güler Yüzü” 

 Bu akşam ilk olarak ağladım

Bekâr odamın penceresinde

Hani ev bark, hani çoluk çocuk

Saadet bunun neresinde? (63 )

bölümünden Salah Birsel için şunları yazıyor:
“Salah Birsel denemeleri her derde devadır sanki. Canınız sıkkındır, gülümsetir, dindirir. Özleminiz vardır, geçmişin İstanbul’unu resmeder size .Öfkeniz çoktur,dindirir. Entelektüel  tartışmalardan  boğulursunuz, nefes aldırır. Çekicidir. Renkli bir dünya  sunar size bu denemeler..Kibirli değildir,tepeden bakmadan anlatır derdini. İnanılmaz bir kültür birikimini alır ardına ama öğretmenlik yapmaz..  Enver Aysever bunları yazdıktan sonra sözü Salah Birsel’e bırakıyor. S.Birsel “ Üzünçlü Boğalar “  başlıklı denemesinde şunları yazıyor:


“ Bir kez sanatçıyı karşılarına alanlar kimdir, İlkin onlara bakmak gerekir. Bunların içinde, hiç kuşku, Badem gözlüler, karınca belliler, pos bıyıklılar, helal süt emmişler, can dostları, yumuşak başlılar, büyüklük gösterenler, çöpçatanlar, çekirdekten yetişenler,  başı bağlı     maşa varken elini yakanlar,  büyümüş de küçülmüşler, çile dolduranlar, kaş yapayım derken göz çıkaranlar, yıldız falına bakanlar,yani bütün sanatseverler vardır.

Ama bu kabadayılar, bu gönlü yüceler yanında bir sürü de altın babası. Muşmula suratlı, çene kavafi, kepçe kuyruk, dibi görünen, yalıçapkını, kaleme gelmez, renk vermeyen, Deli Raziye, çanak yalayıcı, eğri basan, yaralı kuşa kurşun sıkan, dırdırcı ve vırvırcı boy gösterir. Bunların ise şimdiye değin çz herhangi bir yaratı karşısında mum gibi eriyip yanmış yağ oldukları görülmemiştir” diye yazıyor.(s. 84).  

Peki bu güzel eseri Türk edebiyatına, Türk kültürüne kazandıran Enver  Aysever kimdir?  Şimdi onu biraz olsun tanıyalım.   Enver Aysever,1971 ‘de İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi.1992 yılında Tiyatro Çisenti’yi kurdu ve genel sanat yönetmenliğini yaptı. Yayın yaşamında Geç Kalmış  Romantik adlı öykü kitabıyla adını sanat dünyasına duyurdu. Ardından   Bir An  Bin Parça  adlı  romanını yazdı. Daha sonra çocuklar için oyunlara yöneldi. Bunlar Renkler Cumhuriyeti adı altında kitaplaştırdı. Ardından Yaralısın Türkiye Ayrıntıdaki Şeytan   /  Atölyeyi Bir Semti Kendimce Sevmek, Nasıl Yazar Olunur?  Yazarların  Gizli  Sokaklarına  Yolculuk ve Yazgıcılar  adlı kitaplarıyla  isim yaptı..

2006 yılından bu yana Remzi Kitap Gazetesi yayın yönetmenliğini sürdürmektedir. Üniversitelerde dersler verdi.Enver  Aysever Radyo ve Televizyonlarda   programlar hazırladı. CNN Türk Televizyonunda Aykırı Sorular adlı programı hazırlayıp sunmaktadır. Evli ve Nisan adlı bir çocuk babasıdır.

Yazım biraz uzadı. Yazar Enver Aysever  kalıcı ve  yararlı bir  kitap hazırlamışlardır. Ben severek okudum.Yazmak konusunda  meraklı olanları  bu  eseri okumalarını sağlık veririm.  Kitapta  geçen  ve  “ benim  öğretmenlerim “ dediği  insanların  çoğunu   ben de    eserleriyle    tanıyorum. Bugün bunların çoğu  yok aramızda, Onları rahmetle anıyor  ve  yazar Enver Aysever’i yürekten kutluyorum. Sevgili oğlu Nisan’a da başarı ve sağlıklı gül yüzlü ,nergiz  kokulu baharlara ulaşmasını  diliyorum…


Abdülkadir  GÜLER
03.02.2018-  SÖKE
 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..