Eski plaklar, güzel yemekler; burası Moda...

Moda’da güzel yemek yiyebilmek şansa kalmıyor. Her zaman iyi bir yerler bulmak mümkün. Bu sıralar iki favorim var: Ağabey sokaktaki Manca ve Şeref Akdik sokaktaki Semolina.

Manca, aynı yerde yeni bir isimle işletilen üçüncü yer. Daha önce Pita Mantı ve Feriştah olarak işletilen mekan, yaklaşık bir yıldır Suzan Hanım’ın Manca’sı olarak hizmet veriyor. Mantı ve ev yemeklerinin sunulduğu mekanda her zaman taze ve hoş lezzetler bulmak mümkün. Güleryüzlü hizmet de ilave olunca Manca kısa sürede Moda’nın gözde mekanları arasına  girmiş. Özellikle semtte şubeleri bulunan bankaların personeli, Manca’yı öncelikli olarak tercih ediyor. Suzan Hanım Gönen'li ve dolayısıyla ara sıra Gönen’e özgü tatları da menüsüne dahil ediyor. Suzan Hanım’ın ailesi de sıkça mekanda bulunuyor ve bu da Manca’ya ayrı bir sıcaklık katıyor. Çorba çeşitleri ve favorim olan klasik mantı dışında saçaklı mantı da güzel bir seçenek. Yolunuz düşer de yemek yerseniz, kendi yaptıkları turşudan istemeyi unutmayın.

Semolina, Moda’nın kazandığı en yeni lezzet mekanı. Kısa süre bankacılık yapmış olan Hülya Hanım, aslında hep hayal ettiği yemek işini eşinin de desteğiyle çok sevdiği Moda’da hayata geçirmiş. İtalyanca ‘irmik’ anlamına gelen Semolina’nın dekorasyonunda da son derece zevkli ve özenli davranılmış. Mekanın öncelikli lezzeti makarna. Hülya Hanım, makarnanın sosunu siparişle beraber yapıyor ve asıl lezzet buradan geliyor. Kendi yarattığı lezzetlerden olan kurutulmuş domatesli Girit ezmesi ve kahveli fındıklı kurabiye favorilerim oldu bile. Ege usulü serpme kahvaltı sadece hafta sonu değil, hafta içinde de gün boyu sunuluyor. Bir Pazar kahvaltımı Semolina’da yapmak kaçınılmaz gözüküyor.

Burası Moda; burada özel zevklere hitap eden şeyler bulmak da zor değil. Eski plaklara meraklıysanız, ya da “bir hobim yok, acaba eski plak koleksiyonu mu yapsam” derseniz Rainbow45 tam da aradığınız mekan. Salih Bey uzun yıllar özel sektörde çalıştıktan sonra bir gün kararını vermiş ve Moda’daki arayışları sonunda bulduğu dükkanı bir plak dünyasına çevirmiş. Ailesinin plak koleksiyonu üzerine, iş seyahati için gittiği ülkelerden satın aldığı plaklar da eklenince Salih Bey’in inanılmaz zenginlikte bir koleksiyonu olmuş. Rainbow45’te bu koleksiyonu tüm meraklılara zevkle sunuyor. Vaktiniz olup da uğrarsanız plak veya pikaplarla ilgili bir soru sorun; Salih Bey’in size cevap verirken nasıl bir heyecan duyduğunu, gözlerinde oluşan parıltıyı siz de yakından görün. Mekanın cafe bölümünde kahve ve pasta çeşitleri de bulmanız mümkün. Zaman zaman canlı müzik seansları da yapılan mekan, Moda Caddesi’ni kesen Zuhal sokağın girişinde.

Son olarak daha önceki bloglarımdan birisinde de bahsetmiş olduğum tatlı merakıma ilişkin bir şey: Kuyubaşı'ndaki Kerem Pastanesi'nin milföyü bir harika. Milföye tane Antep fıstığı koymak çok iyi bir sonuç vermiş. Krema ve tazeliği de ayrı güzel, benden söylemesi..