- Kategori
- Deneme
Estiler yine...
İlk kez bir doğum günümde bu kadar tatsızım…nedenini düşündüm iki gün boyunca bulamadım, belli bir sebebi olmadan insan bu kadar mutsuz olur mu ? oluyormuş…
Bu melankolide bir iki şiir yazayım bari dedim o da çıkmadı, oturup eski şiirlerimi karıştırdım ve birkaç mısrasını çaldı aklım , tozlu defterin sararmış yapraklarından…
Ben bu ruh halinden çıkamadım madem…siz batıp çıkın hüznüme…
Bu fesatlık da biraz burcumdan sanırım, ara sıra eser…hani ben hüzünlüysem sizde hüzünlenin hesabı :)
***
Hiç sevmediğim uzun yol seyahatlerinin sebebi
Nasıl ölüm korkusuysa , çiçek kokularına gizli militanlığım da ter kokundan…
Aynı şeyleri düşünüp durmaktan, kendini yenileyemeyen beyin hücrelerim intihar ederlerken göz pınarlarımdan, ruhum da kurtulmak için bu saplantılardan uçmak ister çoğu kez semaya ama dedim ya korkuyorum ölümden…
Evde kalmış kızların , taze geline bakışları kadar, sevgi(!) dolu artık güneşe bakışım…
Ben geceleri solumaktan hayatı, sanırım artık aya aşığım…. demişim...ben bu aya taktım kafayı ezelden...
Ne yapayım herkes AŞKA AŞIK…ben aya…
Bu ay dolunay oldu mu hele, görmeyin benim şaşkın halimi…ne halt edeceğini bilmez deli gibiyim…
Dengesizim demiş miydim ?
***
Öyle korkak oluyorum ki bazen…gölgesinden tırsanlar var ya o misal…
Bazen cesaretim şahlanıyor bu kez cesaretimden korkuyorum:)
Defteri karıştırırken gördüm aşağıdaki şiiri pes dedim, bunu ben mi yazmışım ?
Es geç güzelim
Kılımız kıpırdamaz
Ez geç kıymetlim
Canımız acımaz
Biz ne acılar gördük
Gözümüz korkmaz
Bu yalancı ayrılıklar
Bizi yıkmaz
İçer miyim sandın sabahlara dek
Düşer miyim sandın kahpe dertlere
Geçer miyim sandın hemen sevdadan
Ben aşka aşığım, aşık bahane
Yıkılmaz kalemiz
Kumdan değil ki
Vursun med-cezirler, dalgalar
Ne yapar ki karşısında
Dursa kayalar
Biz ne sağanaklarda ıslandık
Kurumadan düştük
Acı denizlere
Yinede yılmadık
Baktık güneşe
Biliriz aşk yine kuyumuz kazar
Karanlıklar korkutmaz bizi
Ay var dostumuz
Bir yıldız kaysa ne yazar…..
***
Hem inanma aşka, hem tutkunu ol….ne tuhaf bir çelişkidir bu…
Hiç kimse ve hiçbir olay insanın kendi kendisini acıttığı kadar acıtmıyor onu anladım…hele ben…o kadar acımasız olabiliyorum ki kendime…bir müddet kanatlarımın iyileşmesini beklerim artık….
***
Satırlarından fışkıran kinle
Yuvarlandı aklım uçurumdan
Ve kendime geldim nihayet
Bir hiçtim aranan boşlukta
Virgüller tükendi
Nokta
Testi kırılınca içinden saçıldı
Çil yavrusu
Yalanlar
Pınarlarım
Kanıyor
Gözlerime bakma
Başında hare
Sırtında kaşıntın da vardır senin
Melek kanatların çıkarken
Ne kadar çocuk ruhu kalmışsa içimde
Onu da al götür
Günaha sokma
Aşk değildir senin bu dediğin
Onuru düşünce ayaklara
Vurdu o kendini
Bir kuytuda….
Tükendi virgüller……Nokta……
***
Az
biraz
yokum
kanatlarımı acıttım...iyileştirmem lazım...