Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '21

 
Kategori
Siyaset
 

Etme-Bulma Dünyası

AMERİKAN DEMOKRASİSİ işte böyle bir şey…

Kırılganmış… Kumdan kale imiş

Mazlum ülkelere/devletlere örnek timsal gösterilen süper devlet ABD, Kongre binasına yapılan saldırıyla irkildi.

Daha önce de söylenmişti. Batı toplumlarının da bir krizden geçtiği, yönetimsel savrulmalar yaşadığı…

Yazının başında belirtmek gerekiyor: Tabii Batı toplumlarında yaşanan bu irtifa kaybı, bu toplumların kazanımlarını gölgelememelidir.

Burada demek istenen başka… “Demokrasinin beşiği” diye övgüler düzülen, “Amerikan rüyası” diye umutlarını yitirmiş dünya insanlarına “gelecek vaat” eden kumdan kale bir anda, demek ki insanların sukut-ü hayali olabiliyor.

Bu bazı toplumlara/devletlere öykünmek, bu devletlerin olanaklarına imrenmek, bizim ülkemizde de olan bir “alışkanlık”! Bugün beğensek de beğenmesek de Türkiye’de demokrasi mekanizması şeklen çalışmaktadır. İşte o çok övündükleri “insan haklarının mabedi” olan ülke, ABD hayalkırıklığına neden olabilmektedir. Söylenmek istenen, ABD’nde şeklen bir demokrasi olduğudur.

Tabii… Amerika’da söylendiği gibi, Anayasa Mahkemesinin tavizsiz bir şekilde çalıştırılması, yasama-yürütme-yargı erklerinin kesinkes birbirlerinden ayrılarak sert ilkelerle korunmasına laf etmiyorum.

Yalnız gözden kaçan husus… Bugün dünyaya akıl veren bir devletin akla muhtaç duruma düşmüş olmasıdır. Özellikle, ihtisas alanının “demokrasi”, “özgürlük”, “insan hakları ve refah” olduğunu dillendirilen ABD’nin, son yıllarda yaşadığı ivme kaybı, nasıl izah edilebilinir?

Amerika’daki siyasetçilerin değerlendirmelerine baktığımızda, yani ABD Kongre binasının bir saldırıya uğraması akabinde söylenenlere baktığımızda “isyan hareketiyle” karşı karşıyaymışlar.

Zaten bu ülkenin esas uzmanlık alanı, neoliberal politikalarla lezzetlendirilmiş kapitalist hegemonyanın “Krallığı” değil midir?

Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Ortadoğu’da çevrilen dolaplar her şeyin şahidi…

- - - - -

 

Şimdi…

Buradan ülkemize gelsek ve seçilmiş bir siyasetçiye gereğinden fazla yüklenen çevrelere sorsak:

- Sizlerin gıpta ettiği insan hak ve özgürlüklerinin tavan yaptığı ülke AMERİKA mıdır?

- Türkiye’de yıllar boyunca demokratik akışın boğulmasına neden olan, gencecik insanlarımızın, küresel dizayncıların büyük emelleri için katledilmelerine sessiz kalan ABD değil miydi?

- Bugün öykündükleri Batı uygarlığı da, süper devlet, dünyanın jandarması ABD de, yönetimsel bağlamda da, insan hak ve özgürlükleri bağlamında da… İvme kaybeden taraftadırlar.

Kapitalist ekonomik düzenin vahşice uygulanmasından ötürü, daha fazla kâr ve verimlilikten gözleri kan çanağına dönmüş derin dünya kraliyetçilerinin servetlerine servet kattığı; yani toplumun yüzde 1’lik kesiminin üretilen zenginliğin neredeyse yarısına veya yarısından fazlasına talip olduğu (%50) bu rüya düzeni bir “gözbağcılıktan” başka bir şey değilmiş.

Göçmen düşmanlığından tutunda, ırkçılığın dik alasını uygulayan, toplumu saflaştıran, popülist siyasette mastır yapan bu ülkeler; işte o çok bayıldıkları Batı toplumları yaldızları kazanınca kabak çekirdeği gibi sırıtıverdiler.

Sözü nereye getireceğim? Türkiye’ye… Bugün Türkiye’nin seçilmiş cumhurbaşkanına ağza alınmayacak laflarla hakaret edenler, mesnetsiz cümlelerle ithamda bulunanlar, acaba hâlâ Türkiye’nin çok berbat bir ülke olduğunu düşünüyorlar mıdır? Bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, faşist demek, diktatör demek zilletine düşenler, akıl aldıkları “ağabeylerinin” pastayı paylaşamama durumunda düştükleri duruma bakarak, ne yapmaktadırlar?

Türkiye’de faşizm varmış…

Türkiye’de diktatörlük varmış…

Siz, hiç yakın dönemimizde, 18 yıllık tek parti iktidarı döneminde, sandıktan çıkan sonuca boyun eğmeyen bir yönetici gördünüz mü?

Ben, bu yazıda hiç polemiğe girmek niyetinde değilim. Ülkemizde yaşanan demokrasi hususlarındaki aksaklıklar başka bir vakıadır. Ama, artık Türkiye’nin de eski Türkiye olmadığını fark edelim. Evet; başka bir Türkiye ve dünya mümkün… Merak etmemek lazım:

Türkiye olarak, o uygarlık içindeki yerimizi de alırız.

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..