Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '07

 
Kategori
Sinema
 

Eve Dönüş

Eve Dönüş
 

Geçenlerde bir televizyon kanalında izledim ‘Eve Dönüş’ filmini. Aslında daha önce izleme şansım doğmuştu, başka bir şehirdeyken denk gelmişti sinemada. Fakat ben tercihimi başka bir filmden yana kullanmıştım. Doğrusu sisteme eleştiri getirdiğini iddia eden filmlerden hiç haz almadım. Bu tarz filmlerden haz almamamın nedeni, sistemi eleştirmesi değil, eleştiriyor gibi yapmasından, hatta eleştirdiğini zannederken, övmesinden kaynaklı.

Daha önce de 12 Eylül Faşizmine eleştirisel baktığını iddia eden filmlerin nerdeyse tamamı, hem neden-sonuç ilişkisi, hem de kullandığı dil bakımından, cepheden eleştiri getiren filmler değildi. Babam ve Oğlum, Vizontele Tuba, Eylül Fırtınası, Bütün Kapılar Kapalıydı bu tarz filmlere en iyi örnek olarak sıralayabileceğim filmler. İşte bu atmosfer içinde filmi izlemeye şartlandırdım kendimi. Filmi izleyenlerin, faşizmin ruhunu çok iyi yansıtan polis komiseri rolünde oynayan Civan Canova’nın muhteşem performansından bahsetmeleri ve Sibel Kekilli’nin oyunculuğu filmi bana cazip hale getirmişti. Ortada bir de Mehmet Ali Alabora faktörü vardı. Sosyal olaylarda iyi bir aktivist olan ama oyunculuğu ve oyundaki inandırıcılığı çok su götüren Alabora’nın başkarakteri oynaması da filmin kalitesi bakımından soru işaretleri doğurmuyor değildi.

Ömer Uğur’un hem senaryosunu yazdığı, hem de yönettiği Eve Dönüş filmini izledikten sonra, işte bu dedim. Apolitik bir karakteri merkeze koyan yönetmen Ömer Uğur, onun çevresine yerleştirdiği karakterlerle, 12 Eylül Faşizmini izleyende sorgulatıyor. Neden-sonuç ilişkisine doğru yanıtlar buluyor. İşinde gücünde olan, hatır gönülle çalıştığı işkolundaki sendikaya üye olan Mustafa, gözaltına alınanlar için ‘Mutlaka bir suçları vardır, niye bana bir şey yapmıyorlar?’ repliğini söylerken, darbe sonrası çok klişeleşmiş bir cümleyi bilerek gözümüze tekrardan sokuyor. Yönetmen Uğur, bu sözleri Mustafa’ya söyletmesinin altında yatan gerekçeyi, devam eden karelerde daha iyi anlıyoruz. Ekonomik sıkıntılar çeken Mustafa ve ailesinin ev sahibi ile sorunları var, kirayı zamanında ödeyemiyorlar. Ev sahibinin yaptığı sıradan bir ihbarla, Mustafa’nın hayatı alt-üst olur. Ve anlarız ki, faşizm bir korkutma ve yıldırma yöntemidir, korkuyla beslenir. Mustafa’nın bir şeye karışması gerekmez, 50 milyon(1980’lerdeki tüm nüfus) insan gibi o da şüphelidir. Mustafa’nın kayınbabasının kayıtsızlığı, hala otoriteye tapması dönemin ortak toplumsal hafızasının, dayanışmasının nasıl yerle bir olduğunun göstergesi olarak sunulmuştur. Hala işkence yapmadık, yaptık da azılı suçlulara yaptık gibi, işkenceyi bile meşrulaştırmaya çalışanların suratına tokat gibi iniyor içerideki işkence sahneleri. İşkencenin ne menem bir insanlık suçu olduğunun altı çiziliyor. İşkence altında çözülenler, dibe düşenler dönemin gerçekliği olarak da filme yansıtılmış durumda. Mustafa’nın eve dönmesiyle birlikte, kahvede karşılaştığı arkadaşlarının ‘bir şey yapmıştır mutlaka, niye bizi içeri almıyorlar’ sözlerinden sonra, kendilerinin gözaltına alınıyor bu sefer. Sıra herkese gelebilir ve gelecektir de, tıpkı 2. Dünya Savaşı sırasında bir rahibin dedikleri gibi. Bu mesaj, son nokta oluyor filmin.

Kabul etmek gerekir ki, Yönetmen Ömer Uğur çok namuslu bir film çıkarmış. Eğmeden, bükmeden, ne derler, nasıl anlaşılırım acaba kaygısı gütmeden dönem üzerine yapılmış en iyi filme imza atmış. İşkenceci komiseri oynayan Civan Canova’yı izlerken, kendimi bir an için Mustafa zannettim. Müthiş bir oyunculuk, inandırıcılık kusursuz, en büyük övgüyü hak ediyor. Sibel Kekilli’nin Almanya’da yaşıyor olması, kullandığı Türkçe aksan yer yer sırıtsa da Kekilli’den kaynaklı bir durum değil. Bu sorun dışında Kekilli’de oyunculuğunun hakkını vermiş. Dizi filmlerde ve absürd filmlerde oynayan, oynarken karikatür bir oyunculuk sergileyen Mehmet Ali Alabora, bu filmde gösterdiği performansla sanırım herkesi şaşırtmıştır. Demek ki iyi bir yönetmenin elinden, iyi bir senaryo ile çekilen bir film olursa, Alabora’da oynayabiliyormuş.

Eve Dönüş, Türkiye sineması için bir milat. Bundan sonra çekilecek dönem filmleri için Eve Dönüş filmi bir kriter olarak alınacaktır, alınmayı hak etmiştir.

 
Toplam blog
: 67
: 1679
Kayıt tarihi
: 11.08.07
 
 

Adıyaman'da doğdu. ilk ve ortaöğrenimimi yatılı bölge okullarında okudu. İzmir 9 Eylül İktisat Fa..