- Kategori
- Aşk - Evlilik
Ey aşk bul bizi!

Ey aşk gel bul bizi! Çal kalbimizi, çel aklımızı sana ihtiyacımız var!
Aşksız kaldık. Sevmeyi de bilmeyen bir toplumuz. Ruhsuz kaldık.
Bakışmalarımız yok artık, chat'leşiyoruz. Tesadüfen karşılaşmalarımız bitti. Bir akşam saati sevdiğimizin sokağına hiç birimizin yolu düşmüyor. Göz göze gelme devri çoktan kapandı. Mesajlaşıp, buluşuyoruz. Arkadaşlık etmek, sevdiğin bir filmi paylaşmak, bazen sadece susup öylece oturmak tarihe karıştı. Sesini duymak için telefoa ihtiyacımız da kalmadı. Bilgisayar karşısında çırılçıplak soyunuyor aşk. Adını bilmediklerimizin kuytularında geziyoruz.
Karılarımıza aşık değiliz. Kocalarımıza aşık değiliz. Aynı yatakta yatan iki yabancı bedeniz. Teni tenimize değecek diye ödümüz patlıyor, teni tenimize değdiğinde asfalyalarımız atıyor. Teni tenimize değince yıldızlar parlamıyor hiç. Zaman durmuyor. Sevmediği bir yemeği ev sahibine ayıp olmasın diye lütfen bir iki lokma yiyip bırakan misafirler gibiyiz. Aşk yok evlerimizin içinde sadece dört duvarın soğukluğu var bir de evlilikleri yürütme çabamız.
Söz verememeler, bağlanamamalar, kabul edememeler, çalımlar, tafralar, kaprisler, ölümüne aşklar, kara toprakta biten sevdalar, delikanlılığı televizyondan öğrenen oğlanlar, kadın olmayı bilmeyen kadınlar.
Şişkin cüzdan sevdalıları, çıtır hayranları, harem tutkunları, uçkur düşkünleri, skor bağımlıları, azgın teke sendromları, kart finanslar, süs bebekleri, estetik mucizeleri, silikonlar, yatağa atmalar, bir gecelik kaçamaklar, sadece çıkmalar, arada takılmalar, lüks bağımlıları, zengin koca avcıları, playboylar.
Anlık zevkler uğruna aşkları telef eden gençler, aşkını ruhunu şeytana satar gibi satan bizler, aşık olmayı çoktaaan unutan büyükler.
Bir parça aşkın renklerdirmediği o soğuk, gri ve ruhsuz hayatlara mahkum ettik kendimizi. Şehvetli duygularımızın esiri olduk. Hiç günahı yoktu, bütün suçu aşkın üstüne attık ve aşkımızı kaybettik. Hayatımızın rengi kalmadı.
Aşk gel bul bizi. Ümidini kesme bizden.