- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe, "Alınteri"ni CAS'ta Arıyor!

Fenerbahçe, UEFA-TFF işbirliğiyle Şampiyonlar Ligi’nin dışına itildi.
TFF, Ali Koç’un deyişiyle, UEFA’ya Fenerbahçe’nin “şike yaptığını” kesin bir dille bildiriyor. Bunun üzerine UEFA da, “O zaman Fenerbahçe’yi cezanladır, yoksa...” diyor.
“Talimat”la, “tehdit”le iş yapan TFF ne yapıyor?
TFF, sözde, Türk futbolunun geleceğini düşünerek, Fenerbahçe’nin “men edilmesi”ne karar verdi. Bu kararın hemen ardından, UEFA da, Trabzonspor’un yolunu açtı.
Trabzonspor, bir anda, “servet”e boğuldu!
Sular durulmaya başlayınca, Fenerbahçe’nin “günah keçisi” seçildiği, “saf dışı” bırakılmak istendi anlaşıldı. Tarafsız gibi, “hakka hukuka saygı” gibi gösterilmek istenen “söylem”ler, bu kanıyı güçlendirmeye yeter de artar!
TFF’nin, “özerk” olduğuna sürekli vurgusu yapılma gereğinin duyulması, bizde bu “özerklik”in ne olduğunu bilenler için, insanın içine “kurt” düşürücü...
TFF'ye, olanlara/ yapılanlara bakınca, “özerk” değil, “özel” sıfatı daha uygun düşer.
*****
Şampiyonlar Ligi’nin Fenerbahçe’nin elinden alınmasıyla, “ceza”nın şimdilik yeteceği düşülmüş olmalı ki, “Lig’de küme düşme olmasın” gibisinden bir girişimin olduğu medyaya yansıdı.
Fenerbahçe, öyle bir yola sokulmak isteniyor ki, ne ölsün ne dirilsin!
Yalnız bırakılarak “ehlileştirilmek” istenen Fenerbahçe, teslim olmayacağını gösteriyor, direniyor.
“Yalnız”ın direnmesi, “onurlu” bir davranıştır.
Başkalarının gücüyle kendilerine güç kattığını, başarı elde ettiğini sananlar ise, elde ettiklerinin “eziklik”i ömür boyu yaşarlar. Hele, elde edilen/lerde “alı teri” yoksa... Bir gün gelir, nasıl olsa “miyat”ları dolacak devran dönecek, “günah çıkarma” faslı başlayacaktır.
*****
Fenerbahçe, taraftarı dışında, yalnız bırakılmış, yoluna “taş” konmuş durumdadır.
Fenerbahçe’ye iyilik yapılıyor havası içinde, işin ucu başkalarına dokunmasın diye, her halde “minareyi kılıfa sokmak” zor ki, “Fenerbahçe, küme düşürülsün!” türküsü, “Küme düşürülme olmasın!” versiyonu ile yavaştan yavaştan söylenmeye başlandı.
“Güç”ü elinde tutanlar, taraf olmuş, yapılan yapıldıktan sonra, işin başka bir yoldan, başkalarına zararı dokunmadan “halledilmesi”ni mi gündeme getirmek istiyorlar?
Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nden “ihraç edilmesi”nin gerçekçesi “şike”ye bağlandıysa, Fenerbahçe “şike”yi her halde kendi kendine yapmadı. “Şike”, tek taraflı olmayacağına, “19 maçta şike tespit edildiğine” göre, bir futbolsever olarak, “Hani ötekiler?” deme hakkımız yok mu?
Fenerbahçe’yle aynı “konum”da olanı ödüllendirmek, şimdilik de olsa kollamak, nasıl bir hak?
*****
Yalnız bırakılarak “ehlileştirilmek” istenen Fenerbahçe, “hak” arama peşinde. Bunun için de UEFA ile TFF’yi dava etti.
Fenerbahçe, CAS'tan, “Şampiyonlar Ligi'ne yeniden dahil edilmesi ilişkin bir geçici tedbir talep” etti. Fenerbahçe’nin, ayrıca, “şimdilik 45 milyon Avro”luk tazminat talebi var.
CAS’tan nasıl bir sonuç alınır?
Sonuç ne olursa olsun şunu kimse yadsıyamaz:
Ülke takımlarının hakkını korumakla, takımlara eşit düzeyde olmakla yükümlü TFF, “davalı” duruma düştüğüne göre, artık “özel”dir.
“Şike” içinde yer aldığı söylenen takımları kurtarma girişimleri, futbolumuza “marka değeri” kazandırmaya yetmez!
Futbolu elbirliğiyle bu duruma getirenler, “Ben temiz, sen kirli” yavanlığını örneklendirenler, kara kara düşünsünler bakalım.
Biliyoruz ki, çöplükte yaşayan/lar, çöplükte yaşadıklarını unutur, camdaki yağmur lekesini dillerine dolarlar.
TURGUT ÇELİK/ Mersin (Geçici olarak İstanbul)