- Kategori
- Spor
Fenerbahçe'de tarihi seçim; Kocaman mı, futbolcular mı?

Dün akşam Fenerbahçe’nin oynadığı futbola bakarak, Aykut Kocaman’ın bu işin adamı olmadığı, takımı organize edemediği, yetersiz kaldığı şeklinde bir düşünceye sahip olabiliriz. Soruna bu şekilde teşhis koyduğumuza göre çözüm de basit gözükmüyor mu?
Aynen Galatasaray’ın Rijkaard’ı gönderdiği gibi…
Aziz Yıldırım “futbolla ilgili bütün sorumluluk Aykut Kocaman’dadır demiyor mu?”
Oysa dün Malatya’da sahadaki oyuncuların hal ve davranışlarından başka şeyler de görünüyordu.
Öncelikle Fenerbahçe takım olma özelliğini hızla kaybediyor; belki de bunu çoktan yitirdi. Hafta arasında Alex gibi bir profesyonelin internet sitesine sonuçlarını bile bile bir açıklama koyması başlı başına mesaj niteliğindeydi. Aykut Kocaman 1996’da kendi başına gelen ve futbol dünyamızı çok derinden sarsan takımından koparılma hamlesinin bir benzerini kendi eliyle harekete geçirmiş olabilir. Alex ile ilgili polemiklerin başladığı günlerde yazmıştım; bu teknik direktörün tercihidir, eğer Fenerbahçe yönetimi de aynı şeyi düşünüyorsa böyle bir hakkı vardır.
Ancak!
Bu hamleyi sürecin içine yaymak daha büyük sorunların ortaya çıkması için fırsatlar yaratır. Bugün takım içindeki bölünmeler ve bir takım futbolcuların durumu tam da buna denk gelmektedir.
Kazım gitti. Belki de her iki taraf için en doğru hamleydi.
Alex’le ilgili çok geniş bir değerlendirme yapacağım, şimdilik adını anmakla geçiyorum.
Semih Şentürk artık kabak tadı vermiş bir yedek golcü sıfatıyla Fenerbahçe ile duygusal bağını yitirmiş bir futbolcu kimliğini gösterir gibi oynuyordu.
Lugano Fenerbahçe’nin çok önemli sorunlarından bir tanesi; gidecek mi kalacak mı belli değil. Gönlünün İtalya’da olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Uruguay milli takımındaki futbolu ile Fenerbahçe forması altında oynadığı arasında önemli farklar var.
Santos, gazetelere verdiği açıklamalar, Aykut Kocaman ile Daum’u kıyaslayan yorumlarıyla birkaç hafta önce gündemdeydi. Fenerbahçe ile ilgili duygularının Kazım’ınkilerden farklı olduğunu sanmıyorum. Dün bir pozisyonda rakip futbolcunun üzerine bir horozlanması var ki, sanırsanız Katar şeyhi.
Bonus’u olan Cristian’ı da bu zincire eklemeliyiz.
Bilica oynamıyor ancak takım içindeki duruşu herkesin bilgisi dahilindedir.
Güiza, tam anlamıyla yapının hastalıklı bölgesi, yorum yapmaya bile gerek yok.
Bu adını andıklarımız, Fenerbahçe ile kısa süre içinde bağının kesilmesi muhtemel olanlar; bir de kendisine yıllardır fırsatlar verilmesine rağmen karşılığı alınamamış performanslara sahip futbolcuları var Fenerbahçe’nin…
Kuşkusuz merkezinde Emre’nin olduğu Aykut Kocaman’ın ekibine dahil olanlar var.
Bütün bunların nedeni Aykut Kocaman mıdır yoksa geçen sene şampiyonluğun kaçırılmasına neden olan ve yıllardır Fenerbahçe içinde çeşitli şekiller alan bu bölünmüş yapı mıdır?
Aykut Kocaman bunun farkında mı yoksa o da süreci bizim gibi izliyor mu?
Gönül bağını yitirmiş futbolcularla nereye kadar gidebileceğini düşünüyor Aykut Kocaman?
Fenerbahçe için 30 yıldır travmadan başka bir işlevi olmayan bu kupa serüveninin daha sezonun ikinci yarısı başlamadan sona ermesi belki de gerçekten hayırlı olmuştur. Fakat ortaya konulan futbolun niteliği ve sonuca bir türlü yansıyamayan niceliği büyük bir hayal kırıklığıdır.
Aziz Yıldırım geçen senenin son karşılaşması ve kaçan şampiyonluk için “top üç kale direğinin içinden bir türlü geçmedi; bizi istemedi.” şeklinde hem kendini hem de Fenerbahçe camiasını avuttu. Buna futbol dünyasına ayak uydurdu. Hatta sırf bu yüzden Bursaspor’un şampiyonluğu küçümsendi.
Oysa bir topun üç kale direğinin içinden geçip geçmemesine top karar vermez.
Önceki gece Messi’nin attığı golü izlerken insan hiç böyle karamsar ve kaderci düşüncelere kapılmıyor. Çünkü orada işini seven, ciddiye alan, başarılı, aklı başka yerlerde olmayan büyük bir futbolcu var.
Dün gazetenin birinde Aykut Kocaman’ın futbolcularına verdiği ve onların devre arasındaki çalışma zamanının ölçen saati ile ilgili bir haber vardı. Habere göre Santos, Brezilya’da unutmuş. Bazı futbolcular saati taşıması için adam tutmuş, vs…
Bunun ders çalışır gibi yapıp, kitabın arasında çizgi roman okumaktan bir farkı var mıdır?
Herkesin kendine göre bir hesabının olduğu bütün bu yapı ile Aykut Kocaman’ın tek başına mücadele etmesi beklenemez. Ağır idman yaptırarak, futbolcuların paralarını keserek sorunun çözümlenmeyeceği de ortadadır. Olsa olsa biraz ertelenecektir, her zaman olduğu gibi.
Aykut Kocaman’ın istifasıysa bambaşka bir kaosu davet edecektir.
http://twitter.com/uzaygokerman