Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Ağustos '15

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe neden kazanamadı? Nasıl kazanır? Yorumcular Nani'yi neden gör(m)üyor? Bursalılar Cephesi

Fenerbahçe neden kazanamadı? Nasıl kazanır? Yorumcular Nani'yi neden gör(m)üyor? Bursalılar Cephesi
 

Luis Nani, Fenerbahçe İçin Çok Değerli, Peki Doğru Oynatılıyor Mu?


Fenerbahçe'nin yeni oyun düzeninden bahsetmiş, zaman zaman farklı şekillerde oynadığı 4-2-4'ün, 4-4-2'nin, 4-5-1'in ve hatta 4-2-2-2'nin ileri 6'lısındaki oyuncuların sürekli presine dayalı bir oyun oynadığından bahsetmiştik. Ancak, gerek Shaktar maçlarında, gerekse geçen Çaykur Rize maçında gördüğümüz şekilde, bu oyun tarzı Fenerbahçe'ye galibiyet getirmekte zorlanıyor. Peki, milyon dolarlık futbolcularla takviye edilen bir takım, nasıl başarılı olmaz?

Bunun ilk cevabı soruda gizli "Takım", sonraki cevabı ise "Oyun Planı"nda saklı.

Bir takımın başarılı olması için öncelikle takım oyunu oynaması lazım. Çünkü futbol bir takım oyunu. Bir kulüp 5 tane Messi, 6 tane Cristiano Ronaldo ile sahaya çıksa, fakat takım oyunu oynamasa, yine de yenilmesi kaçınılmaz olur. Yıldız oyuncu elbette takım oyunu içerisinde çok büyük avantaj sağlar, ancak birlikte oyun oynanmaz, kendi başına oynamaya kalkarsa, takıma faydadan çok zararı dokunur. Fenerbahçe de büyük yıldızlara sahip ve sahaya sürdükleri bir kenara, yedek kulübesinde bekleyenleri bile Hikmet Karaman'ın gıpta ile dile getirdiği gibi "Bu yedek kulübesini hangi takıma versen, şampiyonluğa oynar".

Çaykur Rize maçında sahadaki 11'e bakalım… Geçen seneki "takımdan" kimler var? Kalede Volkan, Defansta Alves, Orta Sahada M.Topal.  Sadece 3 oyuncu. Bu 3'lüye ilave edebileceğimiz H.Ali ve Diego geçen sene sürekliliği olmayan, genelde yedek kulübesinden sınırlı maçlarda sahaya katkı sağlayan oyunculardı. Dolayısıyla 11'de 3 oldukça düşük bir oran. Sonrasında oyuna dahil olan Alper ve Sow ile takım biraz daha toparlandı, takım oyunu oynamaya başladı. Özellikle Alper'in orta alana girmesi, oyun hakimiyetinin Fenerbahçe'den yana olmasını sağladı. Detaylarını birazdan ifade edeceğim "Oyun Planı" ikinci cevabımız olacak. Şimdi Takım olma aşamasından devam edelim.

Sahaya çıkan 11'deki 7-8 oyuncu, ilk kez bir arada oynayan oyunculardan kurulu ise, bu takımın takım olma yolunda daha çok birlikte maç oynaması lazım demektir. Fenerbahçe'nin hazırlık kampındaki yoğun maç trafiği zaten bunu temin etme yönünde atılmış adımlardı. Ama iki takımlık yıldızlarla kurulu bir ekibin, birkaç maç ile takım kimliğini kazanması hayalcilik olur. Fenerbahçe'nin biraz daha zamana ihtiyacı var. Perrerira bu konuda da elinden gelen hassasiyeti gösterdiği belli. Takımı aynı oyun planında sadık tutması, sürekli aynı oyunu oynatmaya çalışması bu yüzden. Futbolcuların hepsi, aynı oyun planını ezberlemeye çalışıyor. Bir iki aylık bir süre içerisinde takımın dinamo gibi çalışacağını umuyorum. Bu arada kötü oynadığı maçlarda da kazanmayı başarabilirse (yıldız faktörü burada devreye giriyor) iyi oynadığı maçları zaten daha kolay kazanabilecektir.

Şimdi gelelim ikinci kısma "Oyun Planı": 4'lü defans bloğu önünde ortada 2'li orta saha ve önünde oyun içerisinde farklı şekillerde yerleşen 6 tane forvet oyuncusu (4-2-4… 4-5-1…4-2-2-2) çeşitli takım dizilişleri olsa da, sürekli olarak rakibe pres yapacak. Fenerbahçe bunu yapmaya çalıştı. Hala da çalışıyor. Hatta defansın sağ ve sol beki de kanatlardan bindirmeler yaparken, orta göbekteki 2'li de destek verince 8 hatta 9-10 kişi ile saldıran bir Fenerbahçe'yi görüyoruz. Top Fenerbahçe'deyken burada sorun yok, ileri 6'lı bastırıp topu aldığında da sorun yok. Sorun,rakibin oyunu Fenerbahçe sahasına taşıdığı anda başlıyor. Fenerbahçe alanına gelen rakip oyuncuları takip eden Sol ve Sağdaki Diego ve Nani ikilisi, defansın önüne kadar geliyor, oyunu kurmak topu oyuna sokmak için sahanın her yerinde hareket ediyorlar. Dolayısıyla, Diego ve Nani ikilisinin yer değiştirdiklerini söylerken, sadece kendi içlerinde değil, sahadaki kaleci hariç her oyuncuyla yer değiştiriyor gibiler. Tabi bu durumda, sol ve sağ bekler önlerinde oyuncu olmayınca, otomatikman bindirme yapamıyor. Fenerbahçe geriye yaslanmış konumda kalıyor. Orta göbekteki ikili de kalabalık tutulan rakip orta saha içerisinde yalnız kaldıkları için topu çevirmeleri yeterli gelmiyor, onlar da defansa yaslanıyor ve Fenerbahçe ileri ucu ile defansı arasında büyük bir uçurum oluşuyor. Bu uçurumu yine Diego ve Nani aldıkları topları ileri taşıyarak aşmaya çalışıyor ki, o zaman da Fenerbahçe ne yaptığını bilmez bir görüntü sergiler hale geliyor.

Çaykur Rize maçının ilk yarısında da aynen böyle oldu. Peki, Fenerbahçe ikinci yarı ne yaptı da, daha derli toplu bir görüntü sergiledi?

Orta göbekteki, M.Topuz ve Souza ikilisinin arasına Alper'i alarak,i orta göbeği 3'ledi. Üçlü orta saha, oyun hakimiyetinin Fenerbahçe'ye geçmesi demekti. Diego ve Nani bu noktada orta göbeğe desteğin desteğini alınca atak üstünlüğü Fenerbahçe'deydi. Bu dakikadan sonra ilk yarıda sadece 2 kere rakip kaleye gidebilen Fenerbahçe gitmiş, ikinci yarıda 10'un üzerinde atak geliştiren Fenerbahçe gelmişti. Rakip de buna paralel olarak, elini kolunu sallayarak Fenerbahçe ceza alanına giremez oldu. Bu arada Diego'nun yerine oyuna giren Ozan, Diego gibi her topa girmedi, oyun alanını sol ve orta iç boşluğu kullanarak, sol bek H.Ali'nin oyuna girmesini sağladı. Sağ bek Şener, maçın ilk sağ kanat bindirmesini 57. dk. yaptı. Souza ve M.Topal ilk ataklarını yine bu dakikalardan sonra geliştirebildi. Bu arada Perreira oyunu tek forvete çevirdi, 5'li orta saha ile (Ozan, M.Topal, Souza, Alper, Nani) gol aradı. Yalnız bu arada topun peşinde her alanda koşan tek oyuncu kaldı, Nani.

Nani'ye ayrı bir parantez açmak lazım. Yorumcular neden Nani'nin muhteşem oyununu görmüyorlar? Veya görüyorlar da yeteri kadar dile getirmiyorlar? İlk yarıdaki Robin Van Persie'nin golündeki mükemmel çalımı, adam geçişi ve 3 kişi arasından çıkartmış olduğu pas, en az RVP'nin goldeki vuruş becerisi kadar güzel. Oyunun her iki yarısında da hırsı ve mücadelesini hiç bırakmadan sürdürmesi de harikaydı. 1986 doğumlu oyuncu, Diego ile birlikte her topu kovaladı. Diego çıktıktan sonra topla daha çok oynama fırsatı buldu.  Serbest vuruşların tamamına yakınını başarılı bir şekilde kullandı. 59. dakikada kullandığı ve 90'a giden topu Ç.Rize kalecisinin aynı güzellikte kurtarışı, resmen jeneriklikti. 90+ dakikalarda bile hala bitip tükenmeyen enerjisi ve arkadaşlarını sokmaya çalıştığı pozisyonlarla bence maça damgasını vurdu.

Bu oyun şekli ile Nani'nin (ve Diego'nun) aslında serbest oynadığını da söylemeliyiz. Ayrıca şunu da belirtmemiz lazım ki, bu takıma aynı anda iki serbest oyuncu fazla geliyor. Topu çıkartmak için geriye gelen bu oyuncular aslında Fenerbahçe'yi hızlandırmıyor, yavaşlatıyor. Topu kovalamaları güzel ama rakibi de Fenerbahçe'nin üzerine çekip  defansın geriye yaslanmasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle, saha içerisinde serbest oynanacaksa, en fazla 1 oyuncunun bunu gerçekleştirmesi gerekir. 2 Oyuncunun bu pozisyonda oynaması, Fenerbahçe'nin orta alan hakimiyetini rakibe kaptırması demek.

Perrerira bu durumda Diego veya Nani'yi dönüşümlü oynatabileceği gibi, olması gerektiği gibi, orta alan ve ileri uç arasında, 3. bölgede, rakibe tehlike oluşturacak alanda daha çok kullanabilir. Her iki oyuncunun da serbest vuruş ve penaltı kazandırma olasılığından faydalanmak gerekir.

Forvet alanında da Perrerira, henüz tam hazır olmayan RVP'den devrelik faydalanmaya devam edecektir ama ilk 11 yerine ikinci yarı oyuna girse, yorulan defansa karşı daha verimli olabilir. Ç.Rize maçında goldeki becerisini bir kenara koyarsak, uzaktan atılan iki topu RVP ayarındaki bir oyuncunun kontrol edemeyişi, birini rakibe diğerini de taca çıkartması hazır olmamasının göstergesi oldu. RVP yokluğunda Fernandao'nun forvet arkası gibi veya Sow ikilisiyle beraber olduğu bir yapıda, sağlam duran bir orta saha ile aşılmayacak defans olmaz gibi duruyor.

Orta sahada Diego ve Nani'den Ç.Rize maçında Diego'yu çıkartıp Ozan Tufan'ı alırken, Atromitos ilk maçında Nani'yi çıkartıp Volkan Şen'i oyuna almıştı. M.Topal ve Souza'nın orta göbekte olduğu takımda ayrıca Meireles de, M.Topuz da ve hatta Uygar Mert'de orta alanın olası elemanlarından. Takım oyuncularını küstürmeden uygun rotasyonlarla hepsini dinamik ve verimli tutmak zorunda olan Perrerira'nın işi bayağı zor.

Bu arada geçen seneki Bursaspor'un başarısında büyük söz sahibi olan dört oyuncuyu da sarı lacivert renklere katan Fenerbahçe, (Fernandao, Ozan Tufan, Volkan Şen ve Şener'i) aynı 11'de oynatarak, takım sinerjisini artırmayı hedefleyebilir. Bu dört oyuncunun önceki yıllardan gelen birlikteliği takım içerisindeki pas trafiğini daha olumlu etkileyebilir. Sağ kanatta Şener, önündeki Volkan Şen ile daha uyumlu çalışarak, daha hızlı çıkabilir; Fernandao, Ozan Tufan'dan almaya alışık olduğu pasları almaya devam edebilir. Onların arasında Diego, Nani, M.Topal, Meireles, Sow ve Souza'nın takıma katkısı da artacaktır.

Son olarak, defansta da oyuncu zenginliği yaşayan Fenerbahçe'de Simon Kjaer hakkında da bir çift laf etmek isterim. Kendi kalesine attığı gol, her defans oyuncusunun yaşayabileceği bir aksilikti. Ama yenilen golden 1 dk sonraki kornerde rakip ceza alanında topla buluşması, kafa vuruşunda ıskalaması sonrasındaki yüzündeki hırsı, kendini affettirmek için çabası, maç boyunca enerjisi, çok ama çok olumluydu.

 
Toplam blog
: 23
: 6967
Kayıt tarihi
: 05.05.13
 
 

Eski Bankaci, Sistem Analist, Proje Yöneticisi ve Scrum Master ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara